Üretim piyasasında bulunan iş kolları genel olarak mavi yaka ve beyaz vaka işler olarak sınıflandırılıyor. Mavi yaka, beden gücü ile üretirken; beyaz yaka, zihin gücü ile masabaşı çalışıyor. Hangi masada çalışması gerektiği ise ortaya mobilite çalışma yaklaşımını ve bu da mobilite nedir sorusunu ortaya çıkarıyor. Mobilite nedir sorusu, özellikle yaşadığımız pandemi süreci nedeniyle farklı anlamlar da kazanıyor.
Pandemi süreci ile birlikte çalışanlar iş yerlerine gitmeden de çalışmak durumunda kaldılar. Bu nedenle en doğru yanıtı aslında pek çok insan yaşayarak öğrendi. Günümüzün ve geleceğin en önemli çalışma sistemlerinden biri olan mobilite nedir sorusunu sizin için yanıtladık ve neden önemli olduğunu tüm detaylarıyla inceledik.
Mobilite nedir?
Mobilite, şirket çalışanlarının işlerini akıllı telefon, tablet, dizüstü bilgisayar gibi cihazlar üzerinden iş için geliştirilmiş farklı mobil uygulamalar ve yazılımlar kullanarak ofis dışında yapmaları üzerine geliştirilmiş bir çalışma sistemidir.
Söz konusu çalışma sistemi içerisine öğrencilerin uzaktan eğitim alması, müşterilere yapılacak sunumların ya da yapılacak toplantıların internet ortamında yapılması gibi durumlar da dahildir. Böyle bir çalışma sisteminin oluşabilmesini sağlayan en büyük etmen mobil cihaz kullanımının yaygınlaşmasıdır.
Tam mobilite sistemi; işçini tamamen ofis dışında çalıştığı sistemdir. Yarı mobilite ise zaman zaman iş yerine gidildiği ancak işin büyük bir bölümünü çalışanın istediği yerde tamamladığı sistemdir. Günümüzde dünyanın farklı yerlerinde bulunan pek çok iş yeri böyle bir çalışma prensibi ile yürütülüyor.
Mobilite iş dünyası için neden önemli?
Farklı alanlarda uygulanan mobilite sistemi tartışmaya açık bir durum olabilir ancak iş dünyasında mobilite sisteminin tartışmasız başarılı sonuçlar verdiği tüm dünyada görülüyor. Özellikle bu sistemin ilk uygulandığı ülkelerden olan Amerika Birleşik Devletleri’nde mobilite sisteminin hem müşteri hem çalışan memnuniyetini arttırdığı görülmüştür.
Amerika Birleşik Devletleri’nde 2017 yılında yapılan bir ankete göre çalışanların %47’si yarı mobilite sistemi ile işlerine devam ediyorlar. Aradan geçen zamanda tam mobilite sistemine geçildiği ve bu sayının daha da yükseldiği düşünülüyor.Mobilite sisteminin çalışana kattığı en büyük değer çalışma saatlerini kendi belirleyebiliyor olması. Sistemin müşteriye kattığı değer ise yürütülen bir proje ile ilgili anlık olarak kolayca, herhangi bir fiziki uğraş vermeden müdahale edebilmesi ve bilgilendirilebilmesidir.
Uzun zamandır pek çok şirket mobilite sistemine geçiş için çalışanlarına yeni cihazlar satın alıyor, sistem kurulumu için yeni mobil uygulamalar ve yazılımlar geliştiriyor ya da geliştirecek şirketler ile anlaşmalar yapıyorlar.
Mobilite sistem güvenliği nasıl sağlanıyor?
İşverenlerin mobilite konusunda kafalarında oluşan en büyük soru işareti elbette güvenlik konusunda oluyor. Sonuçta bir çalışana uzaktan tüm şirket veritabanına erişim izni vermek olası güvenlik tehditlerinin de önünü açabilecek gibi görünüyor.
Bu konuda hem şirketlerin bilgi işlem departmanları hem de piyasada hizmet vermekte olan teknoloji şirketleri yeni atılımlar gerçekleştiriyorlar. Veritabanına sınırlı erişim, denetlemeli erişim gibi farklı güvenlik önlemleri ile çalışanlar şirket sisteminin yalnızca izin verilen kadar bölümüne erişebiliyor ve düzenlemeler yapabiliyorlar.
Her çalışana özel olarak üretilen dijital kimlikler, yönetici denetimi ile kullanıldığı zaman hangi çalışanın hangi saatte veritabanına erişebildiği ve neler yaptığı açık bir şekilde görülebiliyor. Karmaşık gibi görünen bu sistemler mobil uygulama ve yazılım geliştiricileri tarafından kolayca oluşturulabiliyor.
Mobilite gerekli mi?
Mobilite gerekli hatta artık zorunlu demek yanlış olmaz. Özellikle yaşadığımız pandemi süreci göz önüne alınırsa mobil altyapısı olan şirketlerin bu tip ekstrem süreçleri hasarsız olarak atlattığı rahatlıkla görülebiliyor.
Mobilitenin önemini anlamak için illa dünya çapında bir kriz olmasına gerek yok. Globalleşen dünyada artık şehir ve ülke sınırları kalmadı. Ülkemizde bulunan bir şirket Avrupa ile, Amerika Birleşik Devletleri’nde bulunan bir şirket Afrika’daki bir start-up ile yeni projeler geliştirebiliyor.
Dünya çapında şirketler çevrimiçi olarak milyon dolarlık projeler yürütebiliyorken bir çalışan neden her sabah 6’da kalkıp işe gitmek zorunda olsun? Bir dizüstü bilgisayar, bir akıllı telefon ve güçlü bir internet bağlantısı ile çözülebilecek işlerin sayısı her geçen gün giderek artıyor.
Mobilite hangi sektörlerde uygulanabilir?
Eğer iş yerine gidince ilk olarak bilgisayarınızı açıyor, müdürlerinizle e-posta üzerinden haberleşiyor, müşterilerinizle telefon görüşmesi yapıyor ya da çevrimiçi olarak haberleşiyorsanız; bulunduğunuz sektörün mobilite çalışma sistemine geçmemesi için hiçbir neden yok demektir.
Emeğini beden gücü ile sunan mavi yaka çalışanların yoğunlukta olduğu sektörler ve çevrimiçi güvenlik kalkanlarından çok daha yoğun güvenlik önlemleri gerektiren sektörler dışında artık mobilite sisteme geçemeyecek bir sektör neredeyse yok. Üstelik bu alanların sayısı günden güne artıyor.
Mobilite ve ekonomi:
Mobilite sistemi ile ilgili özellikle patronların en büyük endişesi, ofiste olmayan çalışanın işi savsaklaması ve bir yönetici tarafından kontrol edilmediği için işlerin gecikmesi. Ancak yapılan araştırmalar gösteriyor ki mobilite sistemi ile çalışan şirketlerin kazancı kısa sürede %53 artış yakalamıştır.
Aynı şekilde şirket verimi %39 artmış, yapılan iyileştirmelerin başarı oranı %29 seviyesine yükselmiştir. İş yerlerinde uğraştıran prosedürler nedeniyle işlerin daha fazla geciktiği, kağıt işleri nedeniyle hem masrafların arttığı hem de verimin düştüğü görülmüştür.
Farklı bir açıdan incelediğimiz zaman her gün iş yerine gelen bir çalışanın özel aracına ya da toplu taşımaya harcadığı miktar, mobilite sisteminde cebinde kalıyor. Aynı şekilde iş yerinde içilen çay, kahve, yenilen yemek, ofis kirası, ofis faturaları gibi ekstra masraflar da ortadan kalktığı için şirketin önemli masraf kalemleri sıfırlanıyor.
Bu açıdan bakıldığı zaman mobiliteye geçiş sürecinde harcanan cihaz ve aygıt ücretleri ile mobil uygulama ve yazılım geliştiricilerine harcanan ücretlerin kısa sürede kendini kurtardığı görülüyor. Bu nedenle mobilite için bütçe yetersizliği asla göz önüne alınacak bir bahane değildir.
Şirketin sahip olduğu cihazlar doğru bir şekilde çalışanlara dağıtıldığı, bilgi işlem departmanı şirket içi kapalı yerel ağ güvenliği yerine çevrimiçi bir ağ kurup güvenliği sağladığı zaman mobilite sistemine geçiş son derece kolay ve az masraflı olacaktır.
Sizin için mobilite nedir, iş dünyasında neden önemlidir gibi merak edilen soruları yanıtladık. Hayatın bile yavaş yavaş çevrimiçi olmaya başladığı bugünlerde, gelecek için doğru bir adım atarak mobilite sistemine geçmek, bir şirketin atacağı en doğru adımlardan bir tanesidir.