Mt. Gox olarak tanınan borsa 2006 yılında Jed McCaleb tarafından kurulmuştu. İlk kurulduğunda, “Magic: The Gathering Online Exchange” ismini kullanan bu platform kısa sürede Bitcoin alım satımının merkezi hâline gelmişti.
2011 yılında Mark Karpeles tarafından satın alındığındaysa, dünya genelinde Bitcoin ticaretinin %70'inden fazlasını bünyesinde bulunduruyordu. Bu hızlı büyüme, Mt. Gox'u kripto para dünyasının vazgeçilmez bir parçası haline getirdi.
Aslında Mt. Gox’un sorunları 2011 yılında baş göstermeye başlamıştı.
O yıllarda, borsanın siber saldırıya uğraması sonucu yaklaşık 25.000 adet Bitcoin çalınmıştı.
Aslında bu olay, Mt. Gox'un güvenlik açıklarına dair ilk önemli uyarıydı.
Ancak, borsa bu saldırıyı atlatmayı başardı ve operasyonlarına kaldığı yerden devam etti.
Sorunlar burada bitmeyecekti. Bu sefer de 2013 yılında Mt. Gox, kullanıcıların para çekme işlemlerinde gecikmeler yaşamaya başladı.
Bu durum yatırımcılar arasında endişe yaratsa da kimse yaklaşan büyük felaketi tahmin edememişti.
2014 yılı hem Mt. Gox hem de kripto para dünyası için bir dönüm noktası olacaktı.
2014 yılına gelindiğinde, Mt. Gox, yaklaşık 850.000 Bitcoin'in kaybolduğunu açıkladı.
Bu, o dönemin değeriyle yaklaşık 450 milyon dolar demekti. Şu anki fiyata göreyse yaklaşık 57 milyar dolar!
İşin daha da acı tarafıysa söz konusu durumun yıllardır süregelen bir güvenlik açığından kaynaklanmasıydı.
Tahmin edersiniz ki bu olay kripto para dünyasında büyük bir şok etkisi yarattı.
Bu skandalın ardından Mt. Gox, iflas başvurusunda bulundu ve borsa kapatıldı.
Mt. Gox borsasının çöküşüyle birlikte birçok yatırımcı büyük kayıplarla karşı karşıya kaldı ve o yıllarda henüz bugünkü kadar kabul görmemiş Bitcoin'in geleceği konusunda ciddi şüpheler ortaya çıktı.
Özetle, Mt. Gox skandalıyla güvenlik konusunun ne kadar kritik olduğu bir kez daha anlaşıldı ve bu skandal kripto para dünyasında önemli dersler çıkartılmasına sebep oldu.
İlginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz:
