Yaklaşık bir haftadır ülkemizin pek çok farklı noktasında orman yangınları ile mücadele ediliyor. Toplamda 208 orman yangınından, gelen son verilere göre 196 tanesi kontrol altına alınmış durumda. Ancak hem devam eden 12 yangın hem de soğutma çalışmalarının yetersiz kaldığı noktalarda tekrar eden yangınlar söz konusu.
Ormanlarımızı yok ederek büyük bir yıkıma yol açan yangınlar, bir yandan da termik santralleri tehdit ediyor. Geçtiğimiz gün Kemerköy Termik Santrali'nde çıkan yangının ardından şimdi de Muğla'da bulunan Yeniköy Termik Santrali risk altında. Fakat bölgeden ve uzmanlardan gelen bilgilere göre esas tehdit, yangın bölgesine 8 km uzaklıkta bulunan linyit ocağı.
''Türkiye tarihinin en büyük çevre felaketi olur'':
Sözcü'ye açıklamalarda bulunan Karadam Karacahisar Doğayı ve Çevreyi Koruma Derneği (KARDOK) avukatı İsmail Hakkı Tanal, bölgenin ciddi bir tehdit altında olduğunu ifade etti. Açıklamasında ''Kemerköy santralindeki faciayı son anda atlatmışken ikinci tehlike Yeniköy Termik Santrali’ne yaklaşıyor. Ancak bölgeyi asıl bekleyen Akbelen ormanlarının bitişiğindeki ve şu anda yangın bölgesine 8 km uzaklıkta olan Limak- İçtaş şirketlerine ait açık linyit madeni ocakları var. Eğer bu kömür havzası tutuşursa Türkiye tarihinin en büyük çevre felaketi olur. Bu nedenle konuştuğumuz uzmanlar bu kömür havzasının acilen geçirimsiz toprak ile örtülmesi gerektiğini söylüyor. Maden ocakları çok acil olarak Yeniköy-Kemerköy santral yönetiminden alınarak TMMOB danışmanlığında kömür yatağınının üzeri geçirimsiz toprakla örtülmelidir'' ifadelerini kullanan Tanal, bölgede önlemle alınması için çağrıda bulundu.
Konuya ilişkin yine Sözcü'ye konuşan Maden Mühendisleri Odası üyesi Mustafa Mercan ise ''Bölgede tehlikenin boyutu gerçekten çok büyük. Çünkü termik santraller çıkardığı kömürleri stoklar, bunlar açık alandadır. Yangın bölgesinde alevlerin gelmesine gerek yok, aşırı sıcaklarda bu kömür içten içe yanar ve karbondioksit salmaya başlar, yavaş yavaş zehirler. Bu nedenle orman yangını süresince acil olarak stok kömürlerin ve açık maden ocağında çalışma yapılan yerin üzerinin toprakla örtülmesi gerekir. Aksi takdirde kömür havzası yanmaya başlarsa, su ile sönmesi mümkün değil, aylarca, yıllarca yanar. Umarım tehlikenin boyutunun farkında olan yöneticiler gerekli tedbirleri almıştır'' şeklinde konuştu.
''Ormanlardan kömür kokusu gelmeye başladı'':
İkizköy Çevre Platformu üyesi Deniz Gümüşel ise bölgede nefes almanın güçleştiğini söylediği açıklamasında ''Yangının başlaması ile birlikte koruduğumuz ve nöbet tuttuğumuz Akbelen ormanlarından yoğun şekilde kömür kokusu gelmeye başladı. Şu anda santrale kömür sağlayan ocakların hepsinin üstü açık, kömür havzasının alev alması sonucu Türkiye tarihinin en büyük çevre felaketi ile karşı karşıya kalabilir. Şu anda bile Akbelen ve İkizköy civarında neredeyse nefes almak mümkün değil, acilen bu kömür havzasının üzeri örtülerek olası felakete yönelik tedbir alınmalı, ancak şu ana kadar yapılan bir şey yok'' ifadelerini kullandı.