Bir insan hakkında, sadece müzik zevkine bakarak çeşitli yargılara varıyoruz. Belli müzik türlerini, belli kişiliklerle bağdaştırıyoruz.
Peki müzik zevkinin kişiliklerimiz üstündeki etkisi nasıl? Bu ilişki tek yönlü mü yoksa ikisi de birbirini etkiliyor mu?
Bu soruya net bir yanıt vermek zor.
Kişiliğimiz de müzik zevkimizi etkileyebilir, müzik zevkimiz de kişiliğimizi şekillendirebilir. Bunu anlamak için sosyoloji, psikoloji ve nörobilimden faydalanabiliriz.
Kişiliğin müzik türünü belirlediği perspektife bakarsak dışadönüklük, uyumluluk, nevrotiklik vb. özelliklerin müzik zevkini etkilediğini görebiliyoruz. Örneğin dışadönük kişiler genelde hareketli ve enerjik müzik türlerini dinlemeyi seviyor.
Kişiliğimiz; değerler, duygu durumlar ve dünyaya bakışımızla bağlantılı olduğundan müzik zevkimiz doğrudan etkileniyor.
Müzik de kişiliği şekillendirebiliyor.
Müziğin gücü ve üzerimizde yarattığı etki inkar edilemez. Dinlediğimiz şarkının sözleri ya da tonları, kendimizi ifade etme biçimimizi etkileyebiliyor. Özellikle ergenlik döneminde müzik, kimlik oluşumunda önemli bir rol oynuyor. Hatta genellikle o dönemlerde dinlediğimiz müzikler, hayatımız boyunca tercih edeceğimiz müzik zevklerinin temelini oluşturuyor.
Spotify verileri kullanılarak yapılan araştırmada, hayatımız boyunca dinlediğimiz şarkıların 12-13 yaşlarında belirlendiği ortaya çıktı. Her ne kadar yaşımız ilerledikçe müzik zevkimiz şekillense de ergenlikteki favorilerimiz hayatımız boyunca bizi takip ediyor.
Kişilik ve müzik arasında sürekli bir etkileşim var.
Melankolik kişiler, duygusal müzikler dinlediğinde bu, aynı ruh hâlini pekiştirmeye sebep olabiliyor ancak daha eğlenceli müziklere yöneldiğinde ruh hâli de buna göre şekillenebiliyor.
Yaşamımız boyunca deneyimlerimiz, hayatımız ve çevremiz değiştikçe müzik zevkimiz de değişiyor. Hâliyle bu da kişiliğimizi şekillendiriyor. Farklı kişilerin farklı türlerde müzikleri beğenmesi ise hem genetik hem de çevresel.
Siz hangi tür müzikleri dinlemekten zevk alıyorsunuz?
İlginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz: