Kohut, Kernberg ve Freud gibi bilim insanları, narsisizmin çocukluk çağı ebeveyn ilişkileriyle alakalı olduğunu varsaymıştı. Yani o dönemdeki ihiyaçların ya hiç karşılanmadığını ya da eksik karşılandığından dolayı narsisizmin bir kişilik dağılması olarak ortaya çıktığını düşünüyorlardı. Onlar o dönemde bunu düşünseler de yakın zamanda konu üzerinde yapılan çeşitli araştırmalar sonucunda bireyleri narsist olmaya iten tek bir faktörden söz edilemeyeceğini artık biliyoruz.
Bazı uzmanlar; narsisizmin, ailelerin öz güvenli çocuklar yetiştirelim derken çocukları gereksiz yere övmesinden kaynaklandığını düşünüyorlar. Sosyal medya alanında çalışan araştırmacılar ise bu duruma gelinmesinin nedenini sosyal medyanın kişiye, kendini sergileyebileceği bir ortam sunması olarak görüyorlar. Fakat bu yazıda bu nedenlerden ziyade belki de bunların hepsine zemin hazırlayan bir neden üzerinde duracağız ki o da sağlıksız bireyselleşme çabasıdır.
Toplumsal kültürlerden bireyin ön planda olduğu bireysel kültürlere yolculuğumuz...
Araştırmacılara göre her şey Sanayi Devrimi'yle başladı. Tarım için gerekli olan insan gücünün yerini makine gücü almaya başladı. Köy yaşamında iş bulamayan köylüler şehirlere göç edip fabrika işçisi olarak çalıştılar. Bununla birlikte geniş aileler önemini kaybetti, birey ön plana çıktı. Bireyin merkezde olduğu ve birey ile toplumun arasındaki dengenin bozulmadığı bu kültür Batı kültürü haline geldi.
Avrupa'da başlayan bu bireyselleşme, Amerika'ya da aynı şekilde yansıdı. Bireyselleşme kültürü bize nasıl ulaştı diye baktığımız zaman ise uzmanlar SSCB'nin dağılmasının bu noktada büyük bir rol oynadığından bahsediyor. SSCB dağılıp Soğuk Savaş dönemi sona erince sosyalizm dünya çapında bir yenilgiye uğradı bununla beraber Batı uygarlığı meşrulaştı ve en ideal varılması gereken uygarlık olarak gözükmeye başlandı. Bilim ve teknolojideki gelişmelerin de katkılarıyla ülkeler; ekonomik, ekolojik, politik ve kültürel açıdan birbirlerine giderek yakınlaştılar. Bunlardan nasibini alan ülkelerden biri de Türkiye oldu.
Sağlıklı bir şekilde bireyselleşmediğimizde bencilleşip narsistleşme ihtimalimiz var.
Peki bireyselleşmek kötü bir şey mi? Yapılan araştırmalara göre, sağlıklı yollardan olursa hayır. Sağlıksız yollardan olursa bireyi özgürlükleri peşinde bencilliğe düşürür, narsistleştirir, birey ve toplum ilişkilerindeki dengeleri bozar.
Sağlıklı bireyselleşen bir birey nasıl olur, diye baktığımızda ise bu bireyin öz denetim mekanizmaları gelişmiştir. Bu birey, kendini gerçekleştirmeye çalışır; bu yolda öz güvenini zedeleyebilecek iç ve dış toplumsal baskılarla, bağımlılıklarla mücadele eder. Birey öz denetime, özbilince ve toplumsal bilince sahip olmazsa bu sağlıksız bireyselleşme olur ve bu kişi başıboş şekilde sınırsız özgürlüğü ile kendine ve topluma zarar verir.
Bu belirtiler varsa muhtemelen siz de narsist bir bireysiniz:
Narsisizmin belirtilerine baktığımız zaman ise narsist kişilerin büyüklük hezeyanları olduğunu görüyoruz. Yani özel olduklarına inanırlar, herkesten daha güzel daha zeki olduklarını düşünürler ve hatta onlara göre bu yüzden kendilerine özel davranılması gerekir. Etraflarındaki insanları kendi çıkarları için kullandıkları olur.
Ortama kendilerinden daha güzel ve zeki biri girdiğinde kıskançlık hezeyanları tutar. Aynı şekilde kendilerinin de başkaları tarafından kıskanıldıklarını düşünürler. Onları dikkatleri üzerine çekmek için atılmış yüksek sesli kahkahalarından tanıyabilirsiniz.
Not: Bu yazı kişilerin, kendileri ve toplum ile ilgili farkındalıklarını artırmak amacıyla yazılmıştır. Birine narsistik kişilik bozukluğu tanısını ancak ve ancak bir ruh sağlığı uzmanı yapabilir.