Kevin Cook, yayımlamış olduğu ‘The Burning Blue: The Untold Story of Christa McAuliffe and NASA's Challenger (Yanan Mavi: Christa McAuliffe ve NASA’nın Challenger’ının Anlatılmayan Hikayesi)’ adlı kitabında NASA’nın en karanlık anılarından biri olan Challenger Uzay Mekiği kazasına odaklanarak kaza anında neler yaşandığını anlatıyor.
Bunun yanında hayalleriyle birçok farklı kesime örnek olmayı ve farklı rollere sahip bireylerin de bu tür şeyleri başarabileceğini insanlığa göstermek istemiş olan öğretmen Christa McAuliffe’in de hikayesini anlatıyor.
Ne olmuştu?
28 Ocak 1986 tarihinde Challenger adlı uzay mekiği kalkışına hazırlanıyordu. Dünya çapında ilgiyle izlenmekte olan bu kalkışın faciaya dönmesi sadece 73 saniye sürdü. Bilgilere göre bu kazanın başlıca sebebi sorumsuzluktu. NASA görevlileri, birçok kez bu uçuşu ertelemek zorunda kalmış, en son şartlar el vermese de gerçekleştirmek istemişti.
Uçuşun öncesindeki gece Florida’da hava sıcaklığı oldukça düşüktü ve bu hava şartlarında katı yakıt deposunu tutan contalar zarar görmüştü. Mühendisler birçok kez uçuşun ertelenmesini istemiş olsalar da NASA uçuşu onayladı. Hatta Cook’un kitapta anlattığına göre uçuşun ertelenmesini isteyen bir mühendise, yöneticisi: “Ne zaman kaldırmamı istersin? Nisanda mı?” şeklinde çıkıştı.
Sonrasında kalkış gerçekleştirildi. Bu kalkış farklı ülkelere örnek olacakken ekipte bulunan insanlar da toplumun farklı kesiminden birçok insana örnek olacaktı. Fakat 73 saniye, tüm bu hayallerin yıkılması için yeterli bir süre oldu.
Soğuktan zarar gören contalar 1 milimetreden küçük bir boşluk bırakmıştı. Bu da birkaç gram yakıtın sızmasına ve küçük bir alevin oluşmasına yol açtı. Sonrasında alev büyüdü ve yakıt tankından dışarı çıktı, hızlıca tankı parçaladı ve büyük bir patlamaya yol açtı.
O sırada ekibin bulunduğu kapsül ise ayrıldı ve alev veya patlamadan etkilenmedi. Onun yerine astronotları havaya fırlatarak eğitimler sayesinde alıştıkları G kuvvetinin birkaç katına maruz bıraktı. Bu sırada roketler imha edildi ve insanların yaşadığı bölgeler yerine okyanusa düşülmesi sağlandı.
Bilgilere göre ekip, kazanın ilk anlarında hayattaydı ve ne olup bittiğini anlayabiliyordu. Enkazdan edinilen bilgilere göre astronotlardan üçü acil durum kaynaklarını kullanabilmişti. Kapsül, patlamayla kazandığı ivme nedeniyle 20 saniye kadar daha yükseldi ve ardından 19 kilometre yükseklikte aşağı düşmeye başladı. Yaklaşık 2 dakika süren bu düşüşte hız, saatte 320 kilometrenin üzerini gördü.
