Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA) ve Arizona Üniversitesi’nde görev yapmakta olan Türk bilim insanı Prof. Dr. Feryal Özel, bilim dünyasında büyük ses getirmesi beklenen Uluslararası Olay Ufku Teleskobu Projesi’nde de yer alıyordu. Bu proje dahilinde geçtiğimiz nisan ayında Dünya’dan 53 milyon ışık yılı mesafedeki Virgo takım yıldızındaki M87 Galaksisi'nin merkezinde bulunan süper kütleli bir kara deliğin fotoğrafı halka açık olarak yayınlanmıştı.
Prof. Dr. Özel, AA’ya verdiği röportajda söz konusu proje ve kara delik fotoğrafının halka açık olarak yayınlanması ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Tarihin ilk kara delik fotoğrafının elde edilmesi sürecinde çalışan 200 bilim insanından biri olan Prof. Dr. Özel, kara deliklerin görüntülenmesi için 20 yıldır çalışmalar içinde bulunduğunu, dünyanın farklı noktalarına kurulan 8 teleskobu sanal olarak birbirine bağlayarak bir kara delik fotoğrafı elde etmenin nihayet mümkün olduğunu söyledi.
2019'da yayınlanan kara delik fotoğrafı 2018'de oluşturulmuş
Kara delik fotoğrafının ilk kez Ağustos 2018’de ortaya çıktığını belirten Prof. Dr. Özel, bu fotoğrafı oluşturan verilerin 2017 yılında elde edildiğini, fotoğrafın halka açıklanmasının ise Nisan 2019’u bulduğunu dile getirdi. Kara delik modellermeleri gerçekleştiren Uzay Ufku Teleskobu Bilim Konseyi ve Modelleme ve Analiz Çalışma Grubu’nun başkanlığını da yürütmekte olan Prof. Dr. Feryal Özel’in açıklamaları şu şekilde;
“Dünyanın farklı yerlerindeki radyo teleskoplarla elde edilen X-ışını verilerini birleştirerek oluşturulan kara delik fotoğrafı, dünyanın 5 şehrinde eş zamanlı basın toplantılarıyla kamuoyuna duyuruldu. Bilim insanları, duydukları heyecanı anında paylaşmak ister. Tabii ki kara deliği 2018 Ağustos ayında ilk gördüğümüzde çok mutlu olduk, ancak 2019 Nisan ayına kadar hiç kimseye bir şey söyleyemedik. Çünkü hem emin olmamız hem de yayınları hazırlamamız gerekiyordu. İlk kara delik görüntüsünü aldığımızı sır gibi saklamak epey zordu.”
Kara delik fotoğrafı neden bir simite benziyor?
Kara delik fotoğrafının neden bir simit gibi göründüğünü de açıklayan Prof. Dr. Özel, “Kara deliğin ortasında, ışığın tamamen yok olduğu kara bir boşluk; etrafında ise gazların sürekli döndüğü bir kısım bulunuyor. Yer çekiminin etkisiyle bu gazlar, kara deliğe doğru gidiyor ama bir taraftan da çevresinde dönüyor. Kara deliğin çevresi de bu nedenle parlak görünüyor. Yani çevresi simit, ortasında bir delik var gibi görünüyor.” şeklinde konuştu.
Einstein tarafından ortaya atılan Genel Görelilik Teorisi’ne göre kara deliklerin evrendeki en gizemli ve tuhaf varlıklar olduğunu dile getiren Prof. Dr. Özel, açıklamalarına şu şekilde devam etti;
“Kara deliğin görüntülenmesi ile birlikte daha önce bilim dünyasında bilinmeyen hangi sırrın ortaya çıkarıldığına" ilişkin soruya karşılık Özel, "Bu bir başlangıç diyelim öncelikle. Bundan sonra, bu deneyin başarılı olduğunu gösterdikten sonra tabii ki çok daha aşaması olacak.
Gerçekten kara deliklerin özellikleri var mı yok mu sorusunun cevabını arıyoruz. Şu ana kadar gördüklerimize göre, 'gerçekten de ışığın da kaybolduğu bir hacim var. Işığın ortaya çıkamaması demek hiçbir bilginin bize ulaşamaması anlamına geliyor. Yani kara delikler, evrenden bağıntısız ufak adacıklar yaratıyor sanki. Bunun tabii ki çok çeşitli testlerini yapabileceğiz şimdi. Daha önce hep kara deliğin çevresindeki etkilerine bakarak ne olduğunu anlamaya çalışıyorduk. İlk defa bu olay ufkunun varlığını, ışığın yok olduğunu kendi gözlerimizle görebiliyoruz. Tabii ki çok daha farklı şeyler yapabileceğiz bu verilerle.”
Kara delik araştırmaları günlük hayatı nasıl etkiliyor?
Uzayla ilgili keşiflerin dolaylı ya da gecikmeli olarak da olsa günlük yaşamı etkilediğini dile getiren Özel, ameliyatlarda kullanılan lazerlerin ya da akıllı telefonlarda bulunan GPS sistemlerinin buna örnek oluşturduğunu belirterek, “Bundan 100 yıl önce ortaya konmuş bu teori, artık adres bulmada tüm dünyadaki insanlara kolaylık sağlıyor. Yani temel bilimde karşılaştığımız kavramlar, mutlaka insanın hayatını ve teknolojiyi bir gün etkiliyor. Ama bu olmasa bile insan meraklı ve keşfetmekten zevk alan bir yapıya sahip. Tamamen insan ruhunun keşfinden kaynaklanan bir araştırma.” şeklinde konuştu.
Uzay konusundaki yürütmekte olduğu çalışmalar hakkında da bilgi veren Özel, “Biz ekip olarak Einstein'nın teorisinin tam olmadığını kanıtlamaya çalışıyoruz. Yani teori, yer çekimini gayet iyi açıklıyor ama bir de bizim parçacıkları anlatmakta kullandığımız kuantum mekaniği dediğimiz bir başka fizik teorisi var ve ikisi birbiriyle örtüşmüyor. Bir yerde birinden birinin değişik bir hali olması gerek ki örtüştükleri bir noktayı bulabilelim. Kara deliklere bakmamızın nedenlerinden biri de bu. Yani kara deliklerde, çevresinde hem kuantum mekaniğinin etkilerinin hem de yer çekiminin çok kuvvetli etkilerinin olabileceği yerler arıyoruz. Dolayısıyla bu daha başlangıç.
Kara delik resmini elde ettikten sonra biz sayısal olarak çok fazla testini yapacağız bu kanunların. Yani belki Einstein'nın teorisinin eksik olduğu bir yer olacak. Onu bulursak tabii ki bizi çok mutlu eder. Einstein, hayatı boyunca kara delik fikrinden nefret ederek yaşıyor. Kara delikler, eğer gerçekten teorinin öngördüğü gibi ise nasıl görünüyorlar kısmı çok yeni bir çalışma. Yani son 20 yıllık çalışmalar bunlar. O yüzden yeni yeni veriler elde ediyoruz." şeklinde konuştu.