NASA’nın Kepler Uzay Teleskopu öleli aylar oldu ancak topladığı veriler hala uzayda yolumuzu aydınlatmaya devam ediyor. Aracın topladığı inanılmaz büyük miktardaki verinin tamamen incelenmesi daha epey vakit alacak.
Bu verileri inceleyen araştırmacılar arasında Max Planck Enstitüsü’nden bilim insanları var. Bu araştırmacıların yayımladığı yeni bir makale, daha önce varlığını bilmediğimiz ve yaklaşık olarak gezegenimizin boyunda 18 gök cismini ortaya çıkardı.
Makaleyi yazan bilim insanları, Kepler’den gelen verileri detaylı ve dikkatli bir şekilde inceledi. Kullandıkları metodu diğer yöntemlerden daha hassas olarak gösteren araştırmacılar, yöntemin onlarca, belki yüzlerce, yeni uzak gezegen keşfedilmesini sağlayacağına inanıyor.
Gezegenimizi Kurtaracağı Düşünülen 8 Süper Proje
Genel olarak gezegenlerin varlığını belirleyen veri, yıldızların parlaklıklarında dönemsel ve düzenli olarak yaşanan değişmeler olarak görülüyor. Gezegenler belli sürelerde bir yıldızların önünden geçiyor, biz de varlıklarını verilerdeki değişmelerden anlıyoruz. Bu yöntemin tek sıkıntısı, gezegenimiz boyundaki ya da daha küçük gezegenleri keşfetmekte sıkıntı yaşaması.
Araştırmanın yazarı Dr. Rene Heller, standart algoritmaların parlaklıktaki ani düşüşleri tanımlamayı amaçladığını söylüyor. Gerçekte ise gök diskleri kenarlarda, merkezden çok daha karanlık oluyor. Merkezde gök cisimleri daha az ışık engelleyebiliyor.
Araştırmada bulunan gezegenlerden 17 tanesi, üstünde sıvı halde su bulunması için fazla sıcak ya da fazla güneşlerine yakınlar. Tek kalan gezegen EPIC2012381102.02 ise gezegenimizden biraz daha büyük. Ayrıca kendi yıldızından da ideal mesafede bulunuyor, yani yüzeyinde sıvı halde su bulunma ihtimali var.
Araştırmacılar şimdi gözlerini tekrar verilere çevirdi ve daha fazla önceden bilinmeyen gezegeni ortaya çıkarmayı amaçlıyorlar. Böylece olası yerleşilebilir gezegen sayısı artacak.