İnsanlık olarak gezegenimize sığdığımız pek söylenemez. Bilim insanları ve araştırmacılar, uzun süredir uzayı inceliyor, hatta uzayda insanlı görevler gerçekleştiriyor. İnsanlı ve insansız görevler bize pek çok önemli araştırma için bilgi sağlıyor.
Bu araştırmaların biri de hayati önemde olduğu belirtilen ve 'manyetik yeniden bağlantı' olarak adlandırılan fenomeni inceliyor. Bu çalışmaların amacı olaraksa yeniden bağlanma olayının Güneş'in yüzey ısısına etkisinin araştırılması ve fotovoltaik rüzgârların incelenmesi gösteriliyor.
Uzayda manyetik düzensizlikler keşfedildi:
Manyetik yeniden bağlanma, ismiyle bilim kurgu ve gerilim filmlerinden fırlamış gibi gözükse de aslında kötü bir şey değil. Bu, daha önce de gezegenimizin manyetik koruma kalkanında gözlemlenmiş olan bir olay. Yeni keşfedilen manyetik bağlantı, dengesiz fotovoltaik rüzgârların yer aldığı manyetosferin bir uzantısıydı.
NASA araştırmacıları, bu bölgede bulunan parçacıkların detaylı incelemesinin gök bilimcilere pek çok noktada yardımcı olacağını belirtiyor. Bu fenomenin incelenmesini ise bu bölgede faaliyetlerini devam ettiren Manyetosferik Çoklu Ölçek (MMS) adlı uzay aracına borçlu olduğumuz belirtiliyor.
Herhangi bir yerüstü bağlantısı olmayan araç, pek çok gök cismini ve bu faaliyetleri kayıt altına aldı. Bu veriler sayesinde uzmanlar bugüne kadar gezegen üzerinde ölümcül etkisi olabilecek pek çok asteroidi gözlemleyebildi.
Uzayda 5. yılı:
Anormallikleri gözlemleyen MMS adlı araç, 2015 yılında NASA tarafından uzaya gönderilmişti. 12 Mart 2015’te gönderilen araç, uzaydaki manyetik alanlarda yaşanan kopmaları ve yeniden bağlanmaları inceliyor. Bu esnada da uzayın acımasız iklimine ve zorlu şartlarına karşı koymaya devam ediyor.
180 bin kilometreye yakın bir yüksekliğe çıkarak sabit GPS’e sahip bir araç için erişilen en yüksek irtifa rekorunu kıran araç, birbirinin aynısı olan ve bir piramit şeklinde bir araya getirilmiş 4 modülden oluşuyor. Bu modüller sayesinde araç, 3 boyutlu olarak manyetik alan incelemeleri yapabiliyor.
