Bilim kurgu filmleri, normalde anlamak için yıllarımızı heba etmemiz gereken meseleleri çok basit bir şekilde anlatıyor. Ancak bu basitliğin bir bedeli var. Giderek her şeyin daha kolay olduğuna, daha az çaba gerektirdiğine inanıyoruz. Tıpkı insanları Mars’a göndermek, oraya yerleşmelerini sağlamak ve daha sonra bütün gezeni ikinci Dünyamız haline getirmek gibi...
Yıllarca "Mars’ta ölmek istediğini" söyleyen, ancak son dönemde bu sözünün çok da gerçekçi olmadığını dile getiren Elon Musk’ı artık çok iyi tanıyoruz. Kendisinin nihai hedefi, insanların Mars’a yerleşmesini sağlamak. Hatta sahibi olduğu SpaceX'in geliştirdiği Starship isimli roketiyle buna ön ayak olmak istiyor. Bu nedenle 2022’de önce 8 sivili Ay’a götürüp getirecek. Ay’a kurulması planlanan uzay üssü ile hedef Mars olacak. Tabii tüm bunlar kağıt üzerinde yazılıp çizilenler… İşler gerçekte pek de öyle değil.
Ashlee Vance’ın Elon Musk’ın hayat hikayesini anlattığı biyografi kitabında, Mars’a neden gitmediğimize ilişkin ufuk açıcı yanıtlar var. Gelin şu Mars işinin perde arkasına birlikte bakalım.
Mars’ta 1 gün geçirip geri dönmek için 1,5 yıl harcamak gerek:
Mars’a ilk gidecek insanlar arasında yer aldığınızı düşünün… Gidiş yolculuğunuz için Dünya ve Mars’ın birbirlerine en çok yaklaştığı anı beklemek zorundasınız. En yakın poziyonda bile minimum 6 ay boyunca Mars’a yolculuk yapacaksınız. Fırlatma anında iki gezegen birbirlerine yakın olacak ama biz yoldayken tekrar uzaklaşacaklar. Mars’a sağ salim ulaştığımızda ise Dünya, yola çıktığımız mesafeden neredeyse iki kat daha uzağımızda olacak.
Mars ile Dünya arasındaki mesafe sabit kalmadığı için yaşanacak bu mağduriyet nedeniyle, dönüş yolumuz yaklaşık 1 yıl sürecek. Yani kaba bir hesapla "Mars’ta 1 gün geçirdim" diyebilmenin bedeli 1,5 yıla tekabül edecek. Elbette yolda yediğimiz radyasyondan ve altüst olan psikolojik durumlardan söz etmiyoruz. Bir de yiyecek ve içecek meselesi var…
Aynı gemide toplam 3 kişisiniz. Bilimsel araştırmalar için kullanacağınız cihazlar dışında 1,5 yıl boyunca yetecek erzak ve su verildiğini düşünün:
Bugüne kadar insanlar, en fazla 10 günlük yiyecek ve su stoğu ile süreyle Ay’a gönderilebildi. Süre kısaydı, çünkü Ay oldukça yakındı. Bu nedenle Ay seferlerinde erzak yükleri oldukça hafifti. Buna rağmen her insanlı Ay seferi, milyarlarca dolara mal oldu. Hatta 50 yılı aşkındır Ay’a gidemiyor oluşumuzun en büyük nedeni de yolculukların son derece pahalıya patlaması.
Bir insanın günlük besin ihtiyacı yaklaşık 1 kilogram. Ek olarak günde minimum 2 litre su tüketmemiz şart. 1,5 yıl için kişi başı 500 kilogram yiyecek aldığımızı farz edelim. 3 kişi için bu rakam 1,5 tona tekabül ediyor. Suyu ise yüksek teknolojili arıtma sistemleri sayesinde yeniden kullanılabilir hale getirdik diyelim. Yine de bir o kadar suya ihtiyacımız olduğunu düşünelim.
Toplamda 3 tona ulaşan yemek ve su yükünün haricinde içeride tüketeceğimiz oksijen de çok önemli. Oksijenle birlikte 5 tona yaklaşan toplam yük ile 1,5 yıllık yaşam desteğimizi garanti altına aldık. Ancak bir sorun var. Bu kadar ağır yükü Dünya’nın yerçekiminden koparmak, uzaya göndermek ve Mars’a indirmek fiziksel olarak çok çok zor. Bu arada roketimiz hareket ederken radyasyon yakmayacak, yani yakıta da ihtiyacımız olacak hem de çok fazla yakıta.
Elinizdeki taşı uzağa fırlattığınızda aldığı mesafenin uzunluğu -kabaca düşünürsek- bileğinizdeki kuvvete ve taşın ağırlığına bağlıdır. Bu örnekte fırlattığınız taş, tonlarca ağırlığa sahip roketiniz olsun:
Söz konusu taşı bugüne kadar hiç yapılmamış şekilde uzağa (Mars’a) fırlatabilmek için çok güçlü bir dizi motora ihtiyacınız var; çünkü hem tonlarca erzak hem de dönüş yolculuğunda kullanacağınız yakıtları Dünya’nın yerçekimsel alanından uzaklaştımanız gerekecek. Ayrıca dönüş yolunda kullanacağınız her şey masrafları iki katına çıkarıyor.
3 kişinin Mars’a gitmesi için ne kadar para gerekiyor?
Eğer tüm testlerin, denemelerin tamamlandığını projenin son adımında olduğunuzu varsayarsak 2 arkadaşınız ile birlikte Mars’a gideceğiniz o bir seferin bedeli 20 milyar dolar. Eğer projenin en başından bu yana yapılan tüm maliyetleri; yıllar süren çalışmaları hesaba katarsanız, 100 milyar doların üzerinde bir fatura ile karşılaşıyoruz.
Tipkı şu an Elon Musk’ın Starship roketi ile Ay seferi düzenlemek istediği test uçuşunda olduğu gibi; Mars yolculukları için de insansız ve uzak, sonra insanlı ve yakın mesafeli testler yapılmak zorunda. İstisnasız hepsi başarılı olsa bile bu süreç yıllar alıyor. Yani hem paranızı hem de yıllarınızı; bırakın dünüşünü, gidişi bile garanti olmayan bir işe dökmek zorundasınız.
Mars’ın kaçış hızı: Saatte 18.000 km
Apollo 11’de Ay’a 3 insan gönderilmiş, bunlardan birisi görev sırasında Ay yörüngesindeki uzay aracında kalmıştı. Neil Armstrong ve Buzz Aldrin ise daha küçük bir araçla Ay yüzeyine inmiş, yine aynı araçla Ay yörüngesindeki Apollo 11’e dönmüşlerdi. Bu sırada yörüngede 1 kişi, Ay yüzeyinde 2 kişi bulunmuştu.
Ay seferlerinde öğrendiğimiz bu formülü Mars’ın yüzeyine ulaşmak için kullanabiliriz. Nitekim arada ciddi bir fark var. Ay’da bir atmosfer yoktu, Mars’ta var ve biz oraya hiç alışkın değiliz. Kısaca bize çok yabancı olan onlarca koşulda tek bir şeye odaklanmak zorundayız: Mars yüzeyinden ayrılıp, yörüngedeki araca ulaşabilmek.
Mars yüzeyindeki bir aracın havalanıp yerçekiminden kurtularak uzay boşluğunda yol alabilmesi için saniyede 5 kilometre, yani saatte 18.000 kilometre hıza ulaşması gerekiyor. Apollo 11 görevinde Ay yüzeyindeki modülün ulaşması gereken hız 8.300 km/saat idi. Yani Mars’ta Appollo 11’n Ay modülüne kıyasla 2 kat daha büyük bir yüzey aracına ihtiyacımız olacak. Daha büyük araç, daha çok yük demek. Daha çok yük ise daha çok yakıt. Yani kısaca her hamlede masraflarınız ve zorluk giderek katlanıyor.
Peki ya kalkış için kullanacağımız yakıtı yanımızda götürmeyip Mars’ta üretsek nasıl olur?
Mars yüzeyinde metan ve buz halde su olduğunu biliyoruz. Metan ve suyun hidroliz edilmesiyle hidrojen elde edip bu hidrojeni yakıt olarak kullanabiliriz. Ancak bunun için de Mars yüzeyinin fırtınalı ve zorlu koşullarında bir tesis kurmak zorundayız. Hatta metanı ve buz haldeki suyu hidroliz etmeden önce madencilik seviyesinde çalışmaya ihtiyacınız olacak.
Mars yüzeyinde 2 kişinin madencilik yapabilmeleri için seyahat edebilecekleri tekerlekli bir arabaya, yüzeyi delebilecekleri sondaj makinesine ve hidroliz işlemleri için minik bir taşınabilir tesise ihtiyaçları var. Üstelik tüm bu ekipmanları götürebilsek bile, Mars yüzeyinde geçirilmesi gereken süre uzuyor. Uzun süre Mars’ta kalmak ise yeni bir yiyecek, su ve barınma sorununu beraberinde getiriyor.
Bugüne kadar bize anlatılan Mars hayallerindeki en büyük eksik:
SpaceX ve Elon Musk’ın Mars hayalleri kabul edilebilir, ancak hikaye bize hep eksik anlatıldı. Mars’a gidecek ilk insanların nasıl yerleşim kuracağı ve orada nasıl yaşayabileceklerine dair elle tutulur bir bilgimiz yok. Mars’a yerleşecek ve ömür boyu orada yaşayacak, orada çoluk çocuğa karışacak insanların neler yaşayacaklarını kestiremiyoruz.
Mars’a gidecek ve yerleşecek insanların koloni kurabilmeleri için Dünya’daki gibi “evim” diyebilecekleri alanlara ihtiyaçları var. Üstelik bu evleri Mars toprağından ya da kayalarından üretmek imkansıza yakın, çünkü bolca malzeme götürülmesi gerek. Dolayısıyla Mars’a gidecek insanlar, Mars’taki evlerini de Dünya’dan götürmek zorunda kalacaklar.
İlk Marslı insanların kuracakları evler nasıl olacak? Maalesef net olarak bilmiyoruz:
Mars’ın insanların yaşamalarını sağlayacak koşullara sahip bir atmosferi yok. Zayıf atmosferi nedeniyle zararlı güneş ışınları yüzeye ulaşıyor. Bu zararlı ışınlar, sıradan bir insanı dakikalar içerisinde kanserden öldürebilir. Dolayısıyla Mars’taki ilk insan evleri son derece yüksek teknolojili malzemelerle üretilip gönderilecek.
Şu anda yeryüzünden yaklaşık 400 kilometre uzakta bulunan ve Dünya’nın çevresini dolaşan Uluslararası Uzay İstasyonu’nda astronotlar, 500 günden fazla görev yapabiliyor. Bu süre zarfında Dünya’daki kadar olmasa da konforlu bir yaşama sahipler. Bulundukları alanlar, uzaydaki yüklü radyasyondan izole edilmiş durumda. Mars yüzeyinde ise 500 gün değil, bir ömür boyu yaşayacak insanların daha fazla konfora ve daha sıkı güvenlik önlemlerine ihtiyaçları var.
Diğer taraftan yanı başımızdaki uzay istasyonu, Dünya’nın manyetik kalkanı içerisinde yer aldığından zararlı ışınların önemli bir kısmından korunuyor. Apollo 11 görevinde, Dünya’nın manyetik alanından çıkan astronotların kıyafetleri de araçları da çetin koşullara kısa süreyle dayanabilecek şekilde tasarlanmıştı. Mars koşullarında ömür boyu dayanacak barınakların nasıl olacağın dair dişe dokunur bir proje şu ana dek üretilemedi.
Bugüne kadar “Mars’a gidecek ilk insanların yaşacakları evler işte böyle olacak” denilen bir proje ortaya atılamadı. Üstelik üretildiğinde bile yıllar boyunca yüzlerce teste tabi tutulacak. Üstelik bu evleri, Mars yüzeyini taklit eden yapay ortamlarda denemek, yıllarca içerisinde yaşayarak deneyimlemek ve karar vermek gerekecek.
Mars’ta ömür boyu yaşayacak insanlar neyle beslenecek?
2015 yılında vizyona giren Marslı filminde kahramanımız hayatını Mars toprağında patates yetiştirerek idame ettirmişti. Ancak bir kişi değil, Mars’taki bir koloniyi doyuracak düzeydeki bir tarım projesi de bulunmuyor. Belki Mars’ta yaşayacak ilk insanlara Dünya’dan her 6 ayda bir tonlarca ağırlığa sahip konserveler göndeririz. Ancak giden her roketin kesin olarak Mars’a ulaşamayacağı aşikar. En ufak bir hatada, oradaki insanları açlığa terk etmiş oluyoruz (Daha Dünya'daki açlığı çözememişken üstelik).
SpaceX ya da MarsOne gibi projeler heyecan verici ama oraya gidecek insanların hayati ihtiyaçlarına dair net bir şey ortaya koymuyorlar. Kimse şu ana kadar oradaki insanlar şöyle tarım yapacak, şöyle yemekler yiyecekler, şu şekilde evde yaşayacaklar diyemedi. Var olan tüm söylemler birer varsayımdan ibaret. Denenmiş, yıllarca test edilmiş ve onaylanmış bir sistem bulunmuyor.
Tüm bunlara rağmen SpaceX, 20 yıla kalmaz Mars’a sadece 1 insanı değil, koca bir koloniyi göndereceğini söylüyor:
Söylemek kolay, ancak bugüne kadar gördüğümüz tüm denemeler, sadece her şeyin başlangıcı olan Mars’a ulaşma adımına dair. Üstelik henüz Mars’a insanları götürmesi planlanan Starship aracı daha bir kez bile Dünya’dan ayrılmış değil. Bunun yanı sıra yukarıda bahsettiğimiz tüm o hayati gereksinimlere dair tamamlanan testler ve “İşte budur!” diyebileceğimiz bir örnek şehirleşme yapısını göremedik.
Yol, su, elektrik ve internet:
Mars’ta öğle saatleri hava sıcaklığı ortalama -20 derece. Elbette geceleri dondurucu bir soğuk var. Böylesine düşük sıcaklığa sahip bir ortamda bozulacak güneş panellerini tekrar tekrar kullanmak imkansız. Hadi suyu Mars’taki buzları çözerek halletiler diyelim -ki böyle bir şeyin garantisi yok- o suyu çözecek sıcaklığı da üretmeniz gerekecek.
Elektrik için de Dünya’ya kıyasla daha güçlü olan güneş panellerini kullandığımızı farz edelim. Aynı elektrik ile suyumuzu ısıttığımızı düşünelim. Mars’tan Dünya ile iletişim kurmamızı sağlayacak olan internet bağlantısını da Elon Musk’ın Starlink uyduları sağlasın… Tüm bu sorunlara garanti çözümler sunmak için 20 yıl sizce yeterli bir zaman mı?
Tüm bu gerçekçi yaklaşımların kaynağı olan yazar Ashlee Vance’a göre Mars’ta koloni kurmak, elimizde bir şişe matara su ile Sahra Çölü’nü aşmak gibi bir hayal. Ancak bu hayali kurmak ve yaşatmak, her ne kadar gerçekçi görünmese de 20 yıl içinde Mars’ta 1’den fazla insanın hayat kuracağını düşünmek, insanları daha çok çalışmaya itiyor. Daha çok çalışma yapmak, tüm hayallerin gerçekleşmesini kolaylaştırıyor.
Vizyon Mars’a gitmek, misyon yeniden kullanılabilir roketler üretmek:
Elon Musk’ın ve SpaceX’in Mars vizyonu gerçekçi bir misyona dönüşmeden önce, aşılması gereken çok uzun yollar var. Nitekim bu yolların önemli bir kısmını da zaten SpaceX tek başına aştı. Artık uzay kargoculuğu denen bir sektör var ve insansız roketler, defalarca kez kullanılarak uzaya yük taşıyorlar.
Dilerseniz, “Mars’ta doğacak ilk bebek nasıl yaşacayacak?” sorusunun yanıtı için buradaki yazımıza da göz atabilirsiniz.
Kaynak: Ashlee Vance - Elon Musk