Bir sabah uyandığınızda gökyüzünde ya da doğada bildiğimiz renklerden başka bir renk göremeyeceğiz. En azından şimdilik!
Peki neden insan gözü yeni bir temel renk keşfedemiyor? Renkli ama kafa karıştırıcı bir soruyla geldik.
Biyolojimizden başlayan bir renk algı sınırımız var.
Gözlerimiz, ışığın farklı dalga boylarını algılayan koni hücreler sayesinde renkleri görüyor. Bu hücreler de kırmızı, mavi ve yeşil. 3 ana algı da ışığın farklı kombinasyonlarıyla karışarak gördüğümüz renkleri oluşturuyor.
İşte gelelim asıl konuya. Bu 3 temel rengin ötesinde yeni bir renk keşfetmek için biyolojik donanımızın da yeniden programlanması demek. Neden? Çünkü gözümüzde bu 3 renkten bağımsız bir 4. koni hücre yok.
Yani hayal gücünüzü ne kadar zorlarsanız zorlayın, sınırımız bu kadar ve başka bir renge geçemiyoruz. Konu aslında keşfetmenin de ötesinde biyolojik sınırlarda gizli.
Bildiğimiz üzere renk dediğimiz şey aslında ışığın dalga boyu.
Görünür ışık spektrumu, yaklaşık 380 nm (mor) ile 750 nm (kırmızı) arasındaki dalga boylarını kapsıyor.
Bunun dışındaki ultraviyole veya kızılötesi gibi dalga boylarını ise gözlerimiz algılayamıyor. Yeni bir renk "keşfetmek" için, bu spektrumun ötesine geçmemiz gerekiyor.
Hadi diyelim ki biz bu sınırları aştık, gözümüz dalga boylarını algılayamayacak. Yani hem fiziksel hem biyolojik bir bariyerle karşı karşıyayız.
Ama neden hayvanlar daha fazlasını görebiliyor?
Biz böyleyiz diye tüm canlıların da böyle olacağı anlamına gelmiyor. Bunun en ikonik örneklerinden biri de mantis karidesleri. 12 farklı konik hücreye sahipler ve binden fazla rengi görebildikleri gibi ultraviyole ışığı ve polarize ışığı kolaylıkla algılayabiliyorlar.
Eğer insan gözü de benzer bir yapıya sahip olsaydı, muhtemelen bugünkü hayal gücümüzün ötesinde renkleri "keşfetmiş" olurduk.
Yeni bir renk keşfetmek mümkün mü?
Şu anda bilimsel olarak mümkün olmasa da bu olmayacağı anlamına gelmiyor. Yani genetik mühendislik sayesinde belki bu da değişebilir. İnsan gözüne 4. bir koni hücre eklemek ya da teknolojiyle görünür spektrumu genişletmek sayesinde yeni renkler keşfedebiliriz.
UV ışığını görme yeteneği verilebilecek farklı teknolojiler üzerinde çalışmalar devam ediyor. İnsan kök hücrelerini organoid’ler adı verilen mini retinalara dönüştürüyorlar ve bunları insanlara nakletme aşamasındalar. Koni hücreleri de UV ışığını algılayacak şekilde yeniden programlanmak mümkün olursa hücreleri de nakledebiliriz.
Aslında bu araştırmanın temel amacı, hücrelerini kaybedenlere görme yetisini geri kazandırmak, retina bozuklukları olanlara yardım etmek ama gen aktarımı ve organoid teknolojisinin bu boyutunu da düşünmek heyecan verici.
Ancak yine de "yeni renk," biyolojimiz değişmedikçe bizim için şu anlık hayal.
Bunları da inceleyebilirsiniz: