Nesnelerin İnterneti (IoT), son dönemde oldukça büyük yol kat etti. Birbirleri ile iletişim kurabilen makineler fikri, insanların hayatında oldukça büyük yer kaplayan dijital uygulamaların geliştirilmesine olanak sağladı. IoT’nin sağladığı dijital uygulamalar arasında akıllı çiftlikler, akıllı ev otomasyonları ve birbiriyle iletişim kurabilen makineler örnek gösterilebilir.
Son dönemde yapılan bir araştırma ise IoT’nin daha hızlı çalışmasını sağlamak için yeni bir yöntem sunuyor
Geliştirilen yeni yöntemle birlikte IoT’nin kullanım alanı, uydu yoluyla elde edilen basit algoritmalar sayesinde çok daha yaygın hale gelecek.
Uydularda yer alan ve iletişimi mümkün kılan sensörlerin sayısı oldukça fazla olabiliyor. Her bir sensör tek başına oldukça az oranda ve yavaş hızda veri taşıyor. Bu da genel veri trafiğininin oldukça büyük bir ölçekte etkilenmesine yol açıyor. Ancak bu sensörlerin sayısını azaltıp veri trafiğini artırmak bir çözüm değil. Çünkü sensörlerin sayısının azaltılması, elde edilen verilerin eksik kalmasına ve sistemin çökmesine bile sebep olabilir. Bu nedenle, M2M iletişiminin gerçekleşebilmesi için her bir sensöre ihtiyaç var. Tabii bu, maliyetin artmasına yol açıyor ve IoT’nin hızlı bir gelişim göstermesinin önüne geçiyor.
Bu sorunun üstesinden gelmek içinse 'çoklu rastgele erişim' adında bir sistem geliştirildi. Bu yeni sistem, sensörler arasındaki veri trafiğinin karışmasını önlemek yerine, verilerin dağınık bir biçimde alınmasını sağlıyor. Mesajı tek seferde belli bir sensöre ulaştırmak yerine, farklı sensörlere dağıtılan ilgili verilerin her biri toplanıyor ve birleştiriliyor. Böylece M2M iletişim süreci de büyük ölçüde hızlandırılmış oluyor.
Araştırmacılar, bu yeni sistemin oldukça mantıklı olduğunu ancak kullanıma sunulduğunda karşılaşabilecek sorunlara yönelik daha fazla test yapılması gerektiğini vurguluyor.