Dünyanın en büyük çevrimiçi akış platformu olan Netflix, 2018 yılının ilk yarısı itibariyle dünya çapında 130 milyon aboneyi aşmış ve küresel internet ağının %15’ini tek başına kullanır hale gelmiş durumda. Şirketin bu kadar popüler hale gelmesindeki en büyük neden kullanıcı deneyimine ve müşteri memnuniyetine vermiş olduğu önem gibi görünse de şirketin daha fazlası içerik izletmek için başvurduğu bazı hileler bulunuyor.
Bir film ya da dizinin ‘iyi’ olması, tüm izleyicilerin beğenerek izleyeceği anlamına gelmiyor. Çoğu izleyici, bitmesini hiç istemeyeceği pek çok filmi sırf kapak fotoğrafı ilgisini çekmedi diye izlemekten vazgeçiyor. Bu doğru; Netflix’in yapmış olduğu analizlere göre kullanıcıların içerikleri izlemeye karar verdikleri süreçte kapak fotoğrafının %82’lik etkisi oluyor. Netflix ayrıca bir insanın dikkatini 90 saniye içinde çekemezdiği takdirde ilginin farklı bir yöne kayacağının da farkında.
Eskiden platformunda bulunan içeriklerde direkt olarak stüdyolardan aldığı resmi posterleri kullanan Netflix, daha sonra iste yapay zeka algoritmalarına dayanan yeni bir kapak fotoğrafı tekniği kullanmaya başladı. İlk olarak her film için üç farklı kapak fotoğrafı göstermeye başlayan şirket, bu yöntemin tıklanma oranlarını artırdığını gördü ve kapak fotoğrafları ile ilgili çok daha farklı ve akılcı bir teknik uygulamaya başladı.
Netflix’in mevcut algoritmasında içeriklerin kapak fotoğrafları kullanıcılara göre belirleniyor. Basit bir şekilde örneklemek gerekirse; sürekli olarak Uma Thurman filmi izleyen biriyseniz, Pulp Fiction filminin kapak fotoğrafında Uma Thurman ile karşılaşırsınız. Fakat John Travolta filmleri daha çok ilginizi çekiyorsa, Netflix algoritması size özel olarak John Travolta’nın bulunduğu bir kapak fotoğrafı sunuyor. Böylece içerik sizin için daha ilgi çekici bir hale gelmiş oluyor.
Algoritmanın ‘çakallık’ yaptığı zamanlar olmuyor da değil. Geçtiğimiz günlerde Afro-Amerikan bir Netflix abonesi, Twitter’da yaptığı açıklamada bir filmin kapak fotoğrafında filmde yalnızca 10 dakika yer alan bir Afro-Amerikan’ın bulunduğunu belirtti. Muhtemelen algoritma, kullanıcının Afro-Amerikan ağırlıklı içerikler tercih ettiğini fark etti ve filme daha fazla ilgi çekmek için tüm filmi tarayıp Afro-Amerikan bir karakteri kapak fotoğrafına yerleştirdi.
Yukarıda da belirttiğimiz gibi Netflix’in çok fazla abonesi bulunuyor. Bu durum şirketin ‘iyi’ ve ‘kötü’ kapak fotoğraflarını kolaylıkla tespit edebilmesini, etkileşimi azaltan kapak fotoğraflarını kolaylıkla eleyebilmesini sağlıyor. Tıklanmayan kapak fotoğraflarının sayısı her geçen gün azalıyor ve Netflix, kullanıcıların çok daha fazla ilgisini çekmeye başlayan bir platform haline geliyor.
Netflix’in algoritması, kapak fotoğrafını oluştururken tüm filmi tanıyor ve abonenin tercihlerine göre en iyi kontrastlı sahneyi alıp filmin adını ve şirketin logosunu okunaklı bir şekilde sahneye ekliyor. Böylece şirket, kişiye özel kapak fotoğrafları hazırlayarak izleriklerin izlenme oranını artırıyor. Bununla birlikte söz konusu teknikten elde edilen verilere göre duyguları gösteren, çok fazla karakter bulundurmayan ve kötü adamın yer aldığı kapak fotoğrafları diğerlerine göre daha fazla ilgi çekiyor. Filme Gitmeden Önce adlı YouTube kanalının konuyla ilgili olarak hazırladığı videoyu aşağıdaki bağlantıdan izleyebilirsiniz.
