Kendi oyununuzu yapmak, uygulama veya toplum yararına hizmet edecek platformunuzu geliştirmek veya yapay zekâda çığır açabilecek bir projeyi üstlenmek isterseniz, yakın zamana kadar ortalamanın üzerinde kod bilgisine sahip olmanız gerekiyordu.
Fakat yazılım dünyasında her geçen gün giderek yayılan yeni bir konseptler ortaya çıktı: NoCode (Kodsuz) ve LowCode (Düşük Seviye Kod) konseptleri. Peki, nedir bu konseptler, hiç kod bilmeden bile projeler geliştirip piyasaya sürmek ne kadar mümkün?
NoCode ve LowCode nedir?
NoCode ve LowCode teknolojiler, kendiliğinden oluşan konseptler ve teknolojiler değil. Bu teknolojiler, bu konsepti müşterilerine sunmak isteyen, projelerin kodsuz geliştirilmesini sağlamayı hedefleyen girişimler tarafından geliştiriliyor, piyasaya sürülüyor.
NoCode ve LowCode teknolojilerinde asıl amaç aslında yazılımcılara veda etmek değil. Yazılımcıların kod yazma ihtiyacını azaltmak, buradan kazanılan zamanı asıl dikkat edilmesi gereken işlevsel özelliklere yöneltmek.
Tabii avantaj sadece bununla da sınırlı değil. Projeniz ne kadar kapsamlı olursa, yönetmesi de o kadar karmaşıklaşıyor. İşte bu teknolojiler, aynı zamanda yapay zekâ desteği sayesinde karmaşık raporlar ve spesifik işlemler için gereken veritabanı sorguları işleri için de geliştiricilerden beklenen teknik becerileri azaltıyor.
Özetlemek gerekirse NoCode ve LowCode platformları,
- Geliştirme süresini azaltıyor: Geliştiricilere daha az kod yazma kolaylığı sağlıyor. Projelerin daha hızlı tamamlanmasına ve pazara sunulmasına olanak tanıyor.
- Daha az eğitim gerektiriyor: Teknolojinin kullanımı genellikle kolay ve esnek oluyor. Geliştiricilere özel, uzun eğitimler gerektirmiyor.
- Daha az hata yapma riski sunuyor: Yazılımın çeşitli bileşenlerini otomatik olarak yönetiyor. Bu sayede geliştiricilerin yapabilecekleri hataları azaltıyor.
- Daha az maliyet vadediyor: Geliştiricilerin daha az zaman harcamasına ve daha az hata yapmasına olanak tanıyor. Bu durum projelerin maliyetini azaltıyor.
- Daha az teknik beceri gerektiriyor: Daha az teknik bilgiye sahip geliştiricilerin bile yazılım geliştirmesine imkân tanıyor. Bu sayede daha fazla geliştiricinin projelerde yer almasına olanak tanıyor.
NoCode ve LowCode, geleceğin teknolojileri olarak görülüyor:
Gartner’ın 2021 yılında yayımladığı araştırması, 2025 yılında geliştirilecek iş uygulamalarının %65 gibi büyük bir bölümünün NoCode ve LowCode teknolojileri ile geliştirileceğini ortaya koymuştu. Ayrıca farklı araştırmalarda bu teknolojilerin 2030 yılında 187 milyar dolarlık pazar büyüklüğüne ulaşacağı kaydedildi.
NoCode ve LowCode, Türkiye’de de yayılıyor: Karşınızda ilk sağlayıcılarından NoCodeTime
Ağustos 2022’de Tunç Eryiğit tarafından kurulan NoCodeTime, kısa süre içinde Türkiye ve küresel pazarda birçok firma ve sektörde dijital dönüşüm projelerine imza atmayı başardı. En önemli projelerinden birisi ise ABD’nin South Carolina eyaletindeydi.
Girişim, eyaletteki eğitim seviyesini iyileştirmek için geliştirdiği RAED (Eğitim Verilerinin Raporlanması ve Analizi) projesiyle 750 binin üzerinde öğrencinin verilerini tek bir platformda toplayıp analiz edilmesini sağladı. Bu projesi ise Bilişim Vadisi’nde yer almaya da hak kazandı.
Yine ABD’de gerçekleştirdikleri ve kendileri için ilk projeleri olan projeyi ise henüz kuruluşundan 2 hafta sonra tamamladı. Proje, bir sağlık kurumu için teklif, analiz ve geliştirme süreçlerini kapsıyordu.
NoCodeTime’ın hizmetleri hakkında bilgi almak için bu bağlantıya tıklayabilirsiniz.