Balinaların, köpekbalıklarının, ahtapotun ve diğer tüm cins balıkların güvendiği besin zincirinin en ana kayası, diatom olarak adlandırılan küçük fotosentetik alg parçalarıdır. Bu alg parçacıkları binlerce şekle sahipler ve asla insan gözü ile fark edilmezler.
Eğer deniz içi popülasyon çökerse ya da küçülürse, geniş deniz ürünleri ağı bozulabilir. Bilim insanları bu bağlamda son zamanlarda yaptıkları araştırmalarda, iklim değişikliği ile ilgili bir tehdit tespit ettiler. Araştırmalara göre bilinen ve büyüyen bir tehdit geliyordu: Okyanus asitlenmesi
Nature Dergisinde Çarşamba günü yayınlanan bir araştırmada, bilim insanları okyanustan bir tür diatom topladılar ve yüzyılın sonlarına doğru artan seviyede bir deniz suyu asidine maruz bıraktılar. Bu bağlamda araştırmacılar, asidik suların diatomların ihtiyaç duydukları besinleri almalarını engellediğini keşfettiler. Ve eğer diatom popülasyonları düşerse, denizin ötesinde küresel etkiler olacaktı.
Diatomlar okyanusun güneşli yüzeyine yaklaşarak atmosferden karbondioksit emen ve sonra bu karbonu anahtar bir besin olarak kullanan canlılardı. Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi’ne (NOAA) göre, okyanus atmosferdeki karbondioksitin %30’unu emer ve bu karbondioksitin çoğu yüzeyde yaşayan diatomlar tarafından tüketilirdi.
Diatomlar karbonu alırlar fakat oksijeni serbest bırakırlardı. Eğer diatom sayısı azalırsa, okyanusun karbondioksit kabarması gibi doğal bir yeteneği olabilirdi. Bu durum ise küresel ısınmaya zemin hazırlıyordu.
Diatomların azalması, okyanuslarımız ve gezegenimizin iklimi için korkunç şartlar yaratmıyor olsa da, çöküşün potansiyel basamakları sıkıntı vericiydi. Konu ile ilgili ekoloji araştırmacısı Andrew Allen, “Durum önemli ve endişe verici” dedi.
Peki, okyanusları asitlendirmek diatom gelişimini nasıl sınırlandırabilir?
Sorun fosil yakıtların yakılması ile başlar. Petrol, kömür ve doğal gaz gibi yanan yakıtlar, atmosfere ısı yakalayan karbondioksiti serbest bırakarak, gezegenimizin sıcaklığının artmasına neden oluyor. Bugün, karbondioksit seviyeleri son 800.000 yıl içinde en yüksek seviyelerde seyrediyor.
Havadaki karbondioksit, doğal olarak deniz suyuyla reaksiyona girer, karbonik asit üretir ve denizlerin asitliliğini artırır. Bununla birlikte, karbonik asitteki bu artış, daha az karbonat molekülü ile sonuçlanır.
Araştırmacılara göre, okyanus asidifikasyonu nedeniyle, okyanusun yüzeyine yakın olan ve asitleşmenin çoğunun yer aldığı karbonat, bu yüzyılda yaklaşık yüzde 50 oranında azalacaktı.
Bu nedenle, bu ilk çalışmanın üzerine daha fazla araştırma yapılması gerekse de, okyanusun geniş bölgelerindeki diatomlar için, özellikle de Antarktika'daki Güney Okyanusu'nda hali hazırda demir eksikliği olan denizler için bir belirsizlik söz konusu olabilirdi.
Araştırmalar hakkında konuşan Allen, "Ekolojik sistemler karmaşıktır ve sistemlerin nasıl dengeleyebileceğini veya ayarlayabileceğini tahmin etmek zordur." dedi. Peki siz ne düşünüyorsunuz? Gözle görülmesi mümkün olmayan bu canlılar, gerçekten de bu kadar büyük sorunlara yol açabilirler mi?