Buzulların erimesiyle birlikte yükselen deniz suları, son yıllarda iyiden iyiye etkisini göstermeye başladı. Dünyanın birçok yerinde gerçekleşen sel felaketleri, su baskınları, mühendisler için yeni bir çalışma alanı yarattı ve bir proje ortaya çıktı: Yüzen Evler.
Birleşmiş Milletler'e sunulan ve kabul gören projeye yine bizzat Birleşmiş Milletler tarafından destek verilecek. Değişen dünya düzeninde, okyanus üzerinde kurulmuş şehirler görmemiz bu proje ile birlikte artık imkansız değil.
Projenin ismi Oceanix. Oceanix CEO'su Mark Collins yaptığı açıklamada, bunun sadece teorik olmayan bir proje olduğunu ve bu projeyi gerçekleştirmek istediklerini dile getirdi. Oceanix projesinin yaratıcı mimarı ise Bjarke Ingels.
Şehrin çok ilginç özellikleri var. 300'er kişilik ufak köyler olarak adlandırabiliriz bu yapıyı. Altıgen şekillerden oluşan birbirine yakın köyler bütünü şehir haline geldiği zaman ise 10 bin nüfuslu olabilecek. Genel hatlarıyla görüntüsü ise şöyle olacak;
Oceanix şehrinde, araba ve kamyonlara yer yok. Bunun yerine küçük deniz araçları ve dronelar kullanılacak. "Ulaşım filan bir şekilde çözülür ama araba yoksa çöpler ne olacak?" sorusu aklınıza gelmiş olabilir. Oceanix'te çöpler, tüpler yardımıyla alınıyor, ayrıştırılıyor ve yeniden dönüştürülüyor. Köyler üzerinde ve su altında tarım yapılabiliyor. Balıkların atıkları da gübre olarak kullanılacak.
Temel bir ihtiyaç olan su içinse, bu şehirde su havadan karşılanacak. Evet yanlış duymadınız, havadan. Şehirler su üzerine kurulduklarından havaları biraz nemli olacak. Kurulan sistemler ile hava vakumlanacak, vakumlanan hava yoğunlaştırılıp su elde edilecek. Edilen su filtrelenip temizlendikten sonra köy sakinleri tarafından kullanılabilecek.
Şehir su üzerinde olsa da aslında hem birbirlerine hem de okyanus dibine bağlanmış bir halde olacak. Böylece olumsuz hava koşullarında köyler ya da şehrin bütünü akıntıya kapılıp gitmeyecek. Tüm bu özelliklerin yanında şehir tıpkı günümüz şehirleri gibi yaşam standartlarına sahip olacak. Şehirde okullar, kütüphaneler, teknoloji merkezleri bulunacak.
Şehirlerin temellerinde ise betondan 3 kat daha sağlam olan bir sistem kullanılacak. Elektrik yardımıyla kireç taşı haline gelebilen bu sistemle zaman geçtikte şehirlerin zeminleri daha da güçlenecek. Olası afet durumlarında zarar gören temel, kendi kendini iyileştirebilecek.
Birleşmiş Milletler'den gelen açıklamalara göre proje, BM'nin de hoşuna gitmiş gibi görünüyor. Kim bilir, belki bir gün insanlar savaşlardan vazgeçer ve böyle güzelleşmiş bir dünya üzerinde yaşam sürmeye odaklanır.