Riems adında küçük bir Alman adasında dünyadaki en eski virüs araştırma enstitülerinden birisi bulunuyor. Bu enstitü, sadece eski değil aynı zamanda dünyanın en tehlikeli yerlerinden birisi. Friedrich Loeffler isimli enstitü, bu nedenden dolayı halka kapalı. Adaya ulaşabilmek için öncelikle izin alınmalı ve Baltık Denizi geçilmeli. Tesise girmek için insanların duş almaları ve koruyucu önlükler giymeleri şart.
Friedrich Loeffler Enstitüsü ne amaçla kullanılıyor?
Tesis aslen 1910’da şap hastalığını incelemek için kuruldu. Friedrich Loeffler Enstitüsü, sonraki yıllarda 2. Dünya Savaşı sırasındaki kimyasal silahların geliştirilmesi, Soğuk Savaş sırasındaki aşı araştırmaları ve hayvancılık çalışmaları da dâhil olmak üzere çeşitli amaçlar için kullanıldı.
2010 yılında ise enstitü dünyanın en tehlikeli yerlerinden birisi hâline geldi. Araştırmaların yapıldığı bölge, biyogüvenlik seviyesi olarak 4. kademeye yükseltildi. Bugün dünya çapında 4. kademede sadece birkaç adet tesis bulunuyor. Enstitü, aynı zamanda domuz ve sığır gibi büyük hayvan çalışmaları yürütme kabiliyetine sahip iki tesisten birisi konumunda bulunuyor.Illinois Üniversitesi Veteriner Fakültesi Veteriner Hekimliği Anabilim Dalı Programı öğrencisi olan Robin Holland, Friedrich Loeffler Enstitüsü'nde patoloji alanında çalışma tecrübesini şöyle açıklıyor: “Bu hastalıkların gerçek dünya senaryolarında nasıl yönetildiğini, nasıl kontrol ve teşhis edildiğini, küresel çapta yaygınlıklarının ve salgınların saf bir popülasyonda meydana gelmesi durumunda ekonomik etki potansiyelinin nasıl olduğunu öğrendim.”
Zoonozlar, insanlar veya hayvanlar için büyük bir tehdit mi?
Sorunun cevabı kısaca evet; zoonozlar, insanlar için büyük bir tehdit oluşturuyor. Sıtmadan kuduza tüm bulaşıcı hastalıkların yaklaşık %60'ını oluşturuyor ve Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri 'insanlarda her 4 yeni bulaşıcı hastalıktan 3'ünün hayvanlardan yayıldığını' tahmin ediyor. Bilim insanları, bu bulaşıcı hastalıklar üzerinde çalışmalar yapmaya devam ettikçe tehdit gitgide azalıyor.
