Fikret ve Nurten Öztürk çiftinin hikâyesi, öğretmenlik idealleriyle başlayarak hayallerin ve azmin birleşimiyle şekillenen bir başarı öyküsü.
Köy enstitüsü mezunu bir öğretmenin kızı olan Nurten Öztürk, biyoloji öğretmeni olmak için aldığı eğitim esnasında fizik öğretmeni olan eşi Fikret Öztürk ile tanışıyor. İşte böylelikle şimdi anlatacağımız o azim ve kararlılıkla dolu hikâye böyle başlıyor.
Fikret ve Nurten Öztürk çifti uzun yıllar öğretmenlik mesleğine devam ediyor.
Üniversite yıllarında tanışıp evlenmelerinin ardından Nurten Öztürk 13, eşi Fikret Öztürk ise 9 yıl öğretmenlik yapıyorlar.
Öğretmenlik mesleğindeki son dönemlerinde Mersin’e taşınıyorlar ve burada Fikret Öztürk madeni yağ işine girerek ticarete atılıyor.
Bir süre sonra Nurten Öztürk’ün de öğretmenliği bırakarak tüm odağını bu işe yöneltmesiyle ikilinin ilerleyen yıllarda dev bir şirkete dönüştüreceği Opet’in öyküsünün başlamış oluyor.
Erkek egemen bir sektörün ilk kadın çalışanlarından biri olduğunu belirten Nurten Öztürk, bu zorlukları eşinin de desteğiyle aştığını belirtiyor.
İlk olarak köylerde istasyonlar açmayı hedeflediklerini söylüyorlar!
Verdiği bir röportajda, ilk olarak büyük şehirlerdense köylerde büyümeyi hedeflediğini söyleyen Fikret Öztürk, BP’nin yetkililerinden birinin onun bu stratejisini küçümsediğinden bahsediyor.
Öyle ki, büyük şehirler varken köylerde iş yapmanın kârlı olmadığını belirten BP yöneticisine, kendi işletmeleri açısından en doğrusunun bu olduğunu söyleyen Fikret Öztürk’ün şu an geldiği konuma bakılacak olursa gerçekten o dönem doğru bir strateji izlediği açık.
Mersin’de temelleri atılarak büyüyen şirket, 10 yıl içinde Türkiye’nin en büyük akaryakıt ve madeni yağ distribütörü olmayı başarıyor.
Ardından büyük şehirlere açılma zamanının geldiğini fark eden Öztürk çifti, 1992 yılında İstanbul’a taşınıyorlar.
Burada kendi akaryakıt dağıtım şirketlerini kurmaya karar veriyorlar. Ardından Öztürk’ün ö’sündeki noktaları atarak petrolün ilk üç harfi ile birleştirip Opet ismini yaratıyorlar.
Opet, yabancı şirketlerin hâkimiyetinde olan akaryakıt sektöründeki ilk yerli şirket oluyor.
Hızla büyüyen Opet, Koç Holding'in dikkatini çekiyor ve 2002 yılında Koç Grubu ile yüzde 50-50 ortaklık yapıyorlar.
Bu ortaklıkla, Opet Türkiye'nin önde gelen akaryakıt dağıtım şirketlerinden biri olması sağlayacak stratejik bir hamle yapmış oluyor.
Opet bu ortaklıktan öncesinde olduğu gibi sonrasında da kendini rakiplerinden farklılaştıracak bir sürü başarılı hamle yaparak sektörde yerini sağlamlaştırmaya ve adını duyurmaya kararlı olduğunu gösteriyor.
Rakiplerinden kendilerini farklılaştıracak girişimlerinden en önemlisiyle mesleğin cinsiyeti olmadığı gerçeğini vurgulayarak kadın çalışanları istihdam etmesi oldu.
Bu süreçte başarılı ticari hamlelere ek olarak özellikle eğitimle alakalı bir sürü sosyal sorumluluk projesi de yapan Nurten ve Fikret Öztürk çifti, iki öğretmenin vizyonuyla büyüyen bir şirket yaratsalar da içlerindeki eğitimcinin hiçbir yere gitmediğini kanıtlıyor.
Türk şirketleriyle ilgili diğer içeriklerimiz: