Nörobilimci Vivienne Ming, bir bilim insanı ve teorik nörobilimci. Aynı zamanda da otizmli bir çocuğun annesi. Ming, çocuğunun hayatta karşılaşabileceği zorluklara karşı bilimsel uzmanlığını ve teknolojiyi kullanırken, insanlığın gelecekte ulaşabileceği nokta konusunda da heyecan yaratıyor.
Ming, ilk olarak çocuğu için bir Google Glass üzerinden diğer kişilerin yüzlerini ve ifadelerini gerçek zamanlı olarak tanımayı sağlayan bir sistem geliştirdi. Pek çok insan bu yeteneğe sahip olsa da bu özellik, otizmli bireyler için adeta bir süper kahraman özelliği gibi gözüküyor. Ming, teknolojinin insanlar üzerindeki etkisini de tartışmaya açarken “Oğlumu bir Cyborg’a dönüştürmeyi seçtim ve insan olmanın tanımını değiştirdim” diyor; “Oğlumun mühendislik eseri süper güçleri onu daha çok mu yoksa daha az mı insan yapar?”
Günümüzde teknolojik yapılara sahip, gelişmiş protezler kullanan pek çok insan var. Biyonik gözler, zihinle kontrol edilebilen uzuvlar günümüzde yaygınlaşıyor. Bütün bu protezlerin amacı ise aynı: Engelli bireylerin engellerini ortadan kaldırmak ve ortalama insan görüntüsüne kavuşmalarını sağlamak. Ming’in çalışması da aynı amaca hizmet ediyor. Tek farkı bu protezin nörolojik olarak çalışması.
Ming, teorik olarak herkesin nöroteknolojilere erişebileceğini ancak gerçekte, bu sistemlerin avantajlarından en çok yararlananların en az ihtiyaç duyanlar olacağını söylüyor. Yani muhtemelen yeterince parası olanlar bu teknolojilere ilk erişebilenler olacak. Bu da eşitsizliği arttıracak. Buna ek olarak, yeterince varlıklı olan bireyler kendi çocuklarını ve sonraki nesillerini biyolojik olarak da gelişmiş hale getirebilecek.
Ming, bu gelişimlerin toplumsal eşitsizliği nasıl arttıracağını ve herkesin süper güçlere sahip olmasının olası sonuçlarını tartışıyor. Bazı uzmanlara göre bu alanda düzenlemeler yapılması ve herkesin yeni teknolojilere erişimde eşit şansa sahip olmasının sağlanması taraftarı. Yani bir yanımız çiçek açarken öbür yanımız Cyberpunk 2077.
