ABS, frenlerin kilitlenmesine karşılık geliştirilen bir güvenlik önlemi olarak birçok araçta yıllardır yer alıyor. Özellikle ani fren yapma gereksinimi duyduğumuz durumlarda işimize yarayan ABS’yi hepimiz araç özellikleri arasında görüyoruz, fakat ne işe yaradığını tam olarak bilmiyoruz.
Araçta yer alan güvenlik donanımlarının belki de en önemlilerinden biri olan ABS, 2004 yılından bu yana Avrupa Birliği standartlarının koştuğu zorunluluk nedeniyle üretilen tüm araçlarda bulunuyor. Birçoğumuzun aracında bulunan fakat ABS nedir, nasıl çalışır? sorularının yanıtlarına ve ABS’nin tarihçesine yakından bir göz atıyoruz.
ABS nedir?
Çok deneyimli bir sürücü olsanız dâhi, yolda karşınıza çıkan tehlikeler sonucunda kendinizi birden fren pedalına sonuna kadar basarken bulabilirsiniz. İşte tam bu noktada ise ABS devreye girer. Frene fazla yüklenilmesi sonucunda meydana gelen tekerleklerin kilitlenmesi genelde daha kötü sonuçlara yol açar. ABS ise tekerlerleklerdeki fren basıncını azaltır ve kilitlenmeyi önler. Bu sayede araç bir yandan yavaşlarken, sürücüler de direksiyon hakimiyetini korumuş olur ve manevra yapıp tehlikeden kurtulma şansı artar.
ABS ne zaman kullanılmaya başlandı?
Türkçe’ye Kilitlenme Karşıtı Fren Sistemi olarak çevrilen ABS’nin ilk ortaya çıkışı 1920’li yıllara kadar uzanmaktadır. Almanya merkezli uçak üretici firması Voisin, ABS’nin hidrolik ile çalışan ilk versiyonu üretmiş ve ilk patenti almıştır. Bunu takiben ilk olarak 1950’li yıllarda üretilen uçaklar ABS’ye sahip olmaya başlamıştı. Takvimler 1960’ları gösterdiğinde ise Alman silahlı kuvvetleri hidrolik sistemi bir kenara bırakıp daha gelişmiş transistörlü ABS sistemini uçaklarına entegre etti. Hidrolikli ABS sistemi ise ilk olarak İngiliz otomobil üreticisi Jensen Motors tarafından 1967 model Jensen FF isimli araçta kullanmıştır.
1970’li yıllarda tümleşik devrelerin üretiminin yaygınlaşmasıyla birlikte birçok otomobil de ABS’ye sahip olmaya başladı. 1978 yılında yine Almanya’da üretilen Mercedes S serisi ve BMW 7 serisi otomobiller ABS’ye sahip oldu. Günümüze kadar teknolojinin gelişmesiyle birlikte daha düşük maliyetle, daha kompakt boyutlarda üretilebilen ABS fren sistemleri, artık otomobil dünyasında bir güvenlik standardı hâline gelmiş oldu.
ABS nasıl çalışır?
ABS’nin çalışma mantığı aslında sürücülerin günlük hayatında kullandığı ve oldukça fazla aşina olduğu kadans frenleme tekniğine dayanıyor. Fren pedalını kısa aralıklarla pompalama ile gerçekleştirilen kadans frenleme tekniğinin daha gelişmiş versiyonu olan ABS, bu işlemi elektronik sensörler sayesinde, bir insanın gerçekleştiremeyeceği hızda ve aralıklarda yapıyor. ABS sistemlerde her tekerleğin hızını ve devrini takip eden ayrı sensörler bulunuyor.
Bu sensörler bir tekerleğin, fren anında diğerlerinden daha yavaş dönmeye başladığını fark ettiğinde, tekerlekteki fren basıncını milisaniyelik pompalama hareketi ile azaltıp tekrar geri getirerek tekerleği stabil duruma getiriyor. Bu sayede tekerlek kilitlenmesinin önüne geçiliyor ve sürücü yavaşlarken bir yandan da direksiyon hakimiyetini kaybetmemiş oluyor.
Örnek verecek olursak bir otobanda yüksek hızlı ilerlerken yolda bir engel ile karşılaştınız. İçgüdüsel olarak frene bastığınızda yüksek hızdaki tekerleklere uygulanan fren basıncından dolayı tekerlekler kitlenecek ve araç kaymaya başlayacaktır. Bu durumda ise aracın hakimiyeti kaybedileceği için fren mesafesi artacak ve manevra şansı kalmayacaktır. ABS ise aynı senaryoda fren yaptığınızda; kademeli olarak engele kadar aracın hızını büyük ölçüde azaltır ve tekerlekler kilitlenmeyeceği için engeli aşmak için sürücüye yeterli manevra alanı sağlar.
ABS’nin avantajları nelerdir?
ABS’nin deneylerle ve kullanıcı deneyimleriyle kanıtlanmış birçok faydası bulunuyor. Gerçek zamanlı araştırmalar sonucunda ABS fren sistemine sahip araçların daha az ölümcül kazalara karıştığı gözlemleniyor. Bunun yanı sıra özellikle kuru ve ıslak yollarda ABS’li araçlar daha az ön çarpışma istatistiğine sahip oluyor ve ABS’li araçların yoldan çıkma oranları ABS’siz araçlara göre daha düşük olarak karşımıza çıkıyor. ABS’nin sağladığı otomatik frenleme basıncı sayesinde sürücüler önlerindeki tehlikeye ve yapacakları manevraya daha fazla dikkat vererek olası kazalardan kaçınabiliyor.
ABS’nin dezavantajları da var?
Her ne kadar ABS bir güvenlik standardı hâline gelmiş olsa da bu sistemin bazı dezavantajları da bulunabiliyor. ABS fren sistemi özellikle yumuşak, çamurlu veya yoğun karlı yüzeylerde çok efektif çalışamıyor. Karlı, çamurlu ve yumuşak yüzeye sahip düşük kavramalı yollarda ABS sisteminin bir nevi kafası karışabiliyor ve fren basıncını fazla düşürerek aracın duruş mesafesini uzatabiliyor, çünkü bu tarz yollarda tekerleklerin kilitlenmesi, yumuşak yüzeye aracın gömülmesini sağlıyor. Bu sayede araç daha iyi bir tutuşa sahip oluyor ve daha kısa mesafede kritik frenler yapılabiliyor.
ABS nedir, nasıl çalışır? Sorularını yanıtladığımız ve ABS fren sisteminin bazı özelliklerine yakından baktığımız içeriğimizin sonuna geldik. Sizler ABS hakkında neler düşünüyorsunuz? ABS’nin size göre avantajlarını ve dezavantajlarını bizlerle yorumlar kısmından paylaşmayı unutmayın.