Gün geçmiyor ki mükemmel bir alt yapıya sahip olan drone’lar için yeni kullanım alanları geliştirilmesin. Askeri amaçlardan keşiflere, tehlikeli arızaların tespitinden teslimatçılığa kadar üstlerine her türlü iş yüklenen drone'lar; artık bir hobi aracı olmaktan çıktı diyebiliriz. Günümüzde drone çekimi diye tabir edilen video ve fotoğraf çekimlerinin düğün organizasyonlarından konserlere kadar her noktaya ulaştığını düşünürsek, bizim de bu hızlı gelişime ne kadar rahat odaklandığımızı objektif olarak görebiliriz.
Bu sıralar drone'lar için uzmanların dilinde yeni bir iş alanı var: ‘Tarımcılık.’ Genel anlamıyla düşünüldüğünde gelişen otonom teknolojisi ile beraber son derece verimli olabilecek bu sistem, birçok açıdan aynı hizmeti çok daha zahmetsiz ve maliyetsiz verebilmesinin dışında sayısız ekstrayı da içinde barındırıyor.
Özellikle son dönemlerde ortaya çıkan kıtlığın geleceğine dair haberlerden sonra hızlandırılan bu proje, çok daha ufak makinalarla çok daha geniş bir alanın kontrolüne olanak verebilir. Dronelara yerleştirilecek ekstra aparatlar ile gerekli ilaçlamarın çok daha hızlı ve ucuza yapılabileceği gibi yine otonom sistem sayesinde tohum ekiminden bitkiye ihtiyacı kadar su iletimine kadar tarım anlamında akla gelebilecek herşeyi çok daha düşük maliyetle, çok daha işlevsel bir şekilde yerine getirilebilir.
Geçmiş yıllarda da üstünde çalışmalar yapılan ve kısmen uygulanabilen bu teknoloji, yakın zamanda otonom geliştirmeleri takiben son derece yaygın bir hal alabilir. Tabii bu tür bir girişim yaygınlaşırsa tarım alanında çalışan işçi sayısı doğrudan etkilenecek ve köyden kente göç döngüsü, yoğunluğunu daha da arttıracaktır. Ancak söz konusu geleceğimiz ise yeterli kaynak üretimi için bu tür bir fedakarlıklarda bulunmak da maalesef çağın gereklerinden biri haline dönüşebilir.