210 metre yüksekliğiyle şehrin klasik mimarisine karşıt bir duruşla şehrin siluetinde yükselen bu yapı Paris halkı arasında hem hayranlık hem de öfke uyandıran bir sembol hâlini aldı.
Öyle ki, şehrin en yüksek yapılarından biri olan Montparnasse Kulesi'nin bazı eleştirmenler tarafından "Nazilerden sonra Paris'in başına gelen en kötü şey!" olarak tanımlandığı söyleniyor. Peki, neden?
Aslında bölgeyi daha modern bir hâle getirmek amacıyla inşa edilmişti.
İnşasına 1969 yılında başlanan Montparnasse Kulesi, 1973 yılında tamamlanmıştı.
Adını bulunduğu Montparnasse bölgesinden alan bu yapı II. Dünya Savaşı'ndan sonra değişime uğrayan bölgedeki modernizasyonun bir sembolü olarak inşa edilmişti.
210 metre yüksekliğinde ve 59 kattan oluşan Montparnasse Kulesi betonarme yapısıyla döneminin mimari anlayışını yansıtsa da Paris'in tarihi ve estetik dokusuna uymayan bir "beton yığını" olarak görülmektedir.
Montparnasse Kulesi özellikle Eyfel Kulesi'nden görünen manzarayı bozduğu için eleştirilmektedir.
Montparnasse Kulesi'nin inşası sırasında ve sonrasında yerel halkın ve sanat eleştirmenlerinin büyük bir kısmı, kulenin şehrin estetiğine zarar verdiğini savundu.
Bu eleştiriler arasında en çarpıcı olanı ise, yapının "Nazilerden sonra Paris'in başına gelen en kötü şey!" olarak nitelendirilmesine ek olarak "Paris'teki en iyi manzaraya sahip yer! Çünkü binanın kendisini göremiyorsunuz!" yorumunun yapılması.
İnşa edildiği günden bu yana tartışmaların odağında olsa da zamanla Paris'in bir parçası hâline gelen Montparnasse Kulesi, günümüzde Eyfel Kulesi'nin ve Paris'in panoramik manzarasının keyfini çıkarma isteyen turistler için gözlem terası olarak ilgi görmektedir.
Ama turistlerin ilgisi bile kulenin "Paris'in en çirkin yapısı" olarak anılmasına engel değil...
İlginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz: