Film, ABD’de Hulu tarihinde en iyi açılış yapan içerik oldu. Hatta film, global olarak tüm ülkelerde, Star markası adı altında, Disney+’ın en iyi açılış yapan filmi oldu.
Filmde, 300 yıl önce Komançi bölgesinde yaşayan; kendi topraklarını ve halkını korumak için Predator ile savaşan genç Naru’nun hikayesi anlatılıyor. Serinin bu filmini ilgi çekici yapan şey ise Predator’u yenen tek savaşçı Naru’nun kadın olması. Daha başından spoiler vermeye başladığım bu macera dolu filmin incelemesine gelin, hep birlikte bakalım.
Disney+ platformu üzerinden filmi izlemek için buraya tıklayabiliriniz.
Erkeklerin savaşçılığı daha kolay kabul görüyor, Naru’nun ise bir savaşçı olabilmek için önce kendini kanıtlaması gerekiyor.
Filmde benim için en dikkat çekici nokta, Naru’nun ağabeyi gibi savaşçı olmak istemesi ancak kadın olduğu için kendini bir türlü kolaylıkla kabul ettirememesiydi. Aslında filmdeki erkek karakterler, toplumsal cinsiyet düzeninde kabul edilen özelliklerin daha ilkel halini temsil ediyordu diyebilirim. Çünkü kamusal alan savaşçı erkeklere aitti ve en önemlisi erkeklere ‘güç, başarı, savaşçılık, mücadele, akılcılık, aktiflik’ gibi özellikler atfedilmişti. Naru ve annesi ise kabilede yaşam alanlarının içerisinde, şifalı otlarla tedavi geliştirmekte. Bu da bizlere aslında kadının özel alana ait bir kurgulama içerisine sıkıştırıldığını gösteriyor.
En nihayetinde bu göstergeler bize, toplumsal cinsiyet rollerinde olan, kadının erkek gibi savaşamayacağı kabulünün, Naru’nun kabilesinde de benimsendiğini gösteriyor. Naru, abisi ve abisinin arkadaşları gibi, bir savaşçı olmaya hazır olduğunu defalarca konuşmalarıyla veya davranışlarıyla ifade etse de insanlar, onun başaramayacağını düşündükleri için pek de onun bu isteğiyle ilgilenmiyor.
Fazla spoiler vermek istemiyorum. Bu nedenle buradan asıl konuya geçecek olursam, Predator’un Naru’nun bulunduğu topraklara gelişi, tamamen kadın ve erkeğe yüklenen rollerin kırılmasını sağlayacak diyebilirim. Mesela Predator’u ilk gören Naru ve bunu kabilesine, yakın çevresine açıklamaya çalışsa da kimse onun sözünü ciddiye almıyor. Bu ciddiye almama da yine erkeğin sözünün, kadının sözüne göre, toplumsal bir üstünlüğü bulunmasından kaynaklanıyor diye düşünüyorum.
En sonunda bir şekilde, Predator’un varlığından haberdar olan karakterlerimiz, dört bir koldan Predator ile savaşmaya çalışıyor. Şaşırtıcı ki savaşanlar arasında Naru’yu da görüyoruz. Tabii bu savaş, bir sonraki başlıkta bahsedeceğim sebepler yüzünden biraz mecburi. Nasıl mı? Şöyle ki Naru, savaşın içerisine sürüklendiği için savaşa girebiliyor, böylece biz de onun savaşını izleyebiliyoruz. Aksi takdirde mecburiyet söz konusu olmasa Naru hiç savaşa giremeyecek bile olabilirdi.
Zafer kazanmak bir kadın için hiçbir zaman kolay değil: Naru’nun savaşından ekranımıza yansıyanlar…
Naru, Predator’la savaşmaya başlamadan önce, kendi yaşadığı bölgede, eli silahlı haydutlara rastlıyor ve bu haydutlar tarafından alıkonuluyor. Bunun nedeni ise Naru’nun, Predator’u görmesi ve haydutların da Predator’un peşinde olmalarından dolayı, Naru’dan bilgi istemeleri.
Haydutlar, Predator’u yakalamak için Naru’yu ve abisini yem olarak bir ağaca bağlıyorlar. Bu detay önemli olduğu için spoiler verdim çünkü Predator, kendisine tehdit olarak görmediği kimseyle savaşmıyor. Bilin bakalım Predator, onca erkek karakterin ve savaşçının içerisinde kimi tehdit olarak görmüyor? Doğru bildiniz, Naru’yu! Aslında burada, uzaydan gelen insan dışı bir varlığın bile bir kadını kendisine tehdit olarak görmediğini izliyoruz. Tabii ki verilmek istenen alt mesajın, kadının her yerde, gücü elinde tutan her varlığın yanında ikincil konumda olduğu, diye düşünüyorum.
Üstüne yıkılan tüm zorlukların dezavantajını, avantaja çeviren bir kadın savaşçı Naru.
Filmde gördüğümüz gibi, Predator ile savaşmaya çalışanlar ve ona karşı gelenler, genelde erkek savaşçılar. Naru, kendisinin Predator için bir hedef olmadığını fark ettiğinde, bu durumu avantaja çevirmenin yollarını, oldukça zorlanarak keşfediyor. Naru’nun film boyunca hem kendi kabilesinden olanlara kendini kanıtlama-inandırma mücadelesini hem de dünya dışı bir varlığa karşı kabilesini koruma mücadelesini görüyoruz.
Fakat tüm bu mücadeleler içinde Naru’nun kendine olan inancını, yaşadığı tüm olumsuzluklara rağmen kaybetmeme mücadelesi var. Mecburi bir spoiler ile bu analizi neden yaptığımı açıklayayım: Naru ve abisi, filmin başlarında bir kaplanı öldürmek için ormana gitmişlerdi ve abisinin arkadaşları, Naru’yu kadın olduğu, işi bilmediği için istememişlerdi. Naru’nun abisi ise ait olduğu erkek arkadaş grubuna, Naru’yu kabul ettirebilmek için Naru’nun tedavi yöntemlerini bildiğini ve iyi iz sürdüğünü söylemişti. Şimdi burada dikkatinizi çekmek istiyorum; Naru’nun abisi, Naru’ya artık ‘o kaplanı bulmak zorundasın çünkü arkadaşlarıma, yani aslında otorite sahibi olduğum bir ortama, aslında kendim de senin savaşa uygun olmadığını düşünürken, seni kabul ettirdim’ gibisinden benzetmesini yaptığım bir mesaj verir.
Velhasıl Naru zaten her daim kabul görebilmek için daha fazla efor sarf ediyordu. Bu nedenle Naru’nun, bir yaratık ile savaşırken de kendi varoluşunu kanıtlama mücadelesinden güç aldığını görebiliriz.
Filmin sonlarına geçtiğimizde ise Naru’nun abisinin ölüm sahnesinde Naru’ya söyledikleri adeta bu varoluş mücadelesinin kanıtı niteliğini taşıyor. Naru’nun abisi Naru’ya aslında yetenekli olanın kendisi değil, Naru olduğunu söylüyor. Kaplanı öldürmek için gittiklerinde Naru’nun önerdiği taktikle kaplanı öldürdüğünü, yani bir nevi Naru’dan aldığı fikri uyguladığını söylüyor.
Gördüğünüz gibi, bir kadın olarak Naru’nun gücü ve yetenekleri aslında hep ortadadır ama içinde yaşadığı ataerkil yapı, kendisinden daha güçlü birinin varlığını kolayca kabul etmek istemez. Üstelik yetenekli olan kişi bir de kadınsa. Naru’nun abisi de artık güçsüzlüğünün açığa çıktığı ölüm anında bu gerçeği kabul ettiği için bu çıkarımı yapabiliyoruz.
Üstüne üstlük Predator bile güçsüz bulduğu, kendine rakip görmediği biri tarafından öldürülerek aslında hafife aldığı noktadan zarar görüyor. Filmde genel olarak kadının hafife alınmaması gerektiği, kadının da gücünün olduğu gibi alt mesajları, bu gibi sahneler üzerinden böylece hissedebiliyoruz. Keza son olarak Naru, kabilesine Predator’un kesik kafasıyla döndüğünde, önceden savaşabileceğine bile inanmayanların artık kendisine inandığını ve diğer erkek savaşçılar savaşı kazandığında olduğu gibi Naru’yu kahraman ilan ettiklerini görüyoruz. Sonuç olarak Prey, ataerkil zihniyette erkekliğe yakıştırılan birçok özelliğin aslında sadece erkeklerde bulunmadığını Naru karakteri üzerinden göstermiş oluyor.
Disney+ platformu üzerinden filmi izlemek için buraya tıklayabilirsiniz.
