Tabiri caizse acıdan keyif almak tam olarak böyle bir şey olsa gerek. Acıyı her ne kadar sevdiğimiz için tükettiğimizi savunsak da göz göre göre dayanılmaz bir acı çekmek ciddi anlamda ne kadar mantıklı?
Aslında bu davranışımızın arkasında hiç bilmediğimiz nedenler var.
Acıdan keyif alma durumu, iyicil mazoşizm olarak bilinir.
Aslında acı ve zevk, beyinde birbirleriyle bağlantılı bir durumdur. Acı hissi, merkezi sinir sisteminde endorfin salgılanmasına olanak sağlar. Aynı zamanda bu tarz durumlarda tıpkı endorfin gibi insanı iyi hissettiren dopamin ve serotonin hormonları da harekete geçer.
Ayrıca bu endorfin hormonu, insan aşırı heyecanlandığında ya da aşırı mutlu hissettiğinde de salgılanır. Yani bu hormon vücudumuzda ne kadar salgılanırsa kendimizi o oranda mutlu hissederiz.
İyicil mazoşizm teorisine göre bazı acıların mutluluk vermesinin sebebi de budur.
Acı yemekler kısmına dönersek, bu tercihimizi açıklayan bir teori daha vardır.
Bu görüş, baharatlı yiyeceklerin antibakteriyel özelliklerine işaret eder. İnsanlar zaman içinde bu özelliği fark edip, kültürel ve genetik olarak baharatlı yiyecekleri tercih etmiş olabilirler.
Öte yandan tat alma duyusu, yediğimiz yemeklerin dilimizdeki tat alma hücrelerini harekete geçirmesi ve beyne giden sinirleri tetiklemesiyle oluşur. Yine tat alma tomurcuklarımız acı ile karşılaştığında bu, beynimize yiyeceğin daha temiz olduğunun bir işareti olarak da iletilir.
İlginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz: