Rüya denilen olgu bizim kültürümüzde olduğu kadar başka kültürlerde de oldukça anlam yüklenen, birçok efsaneyi ve inanışı içinde barındıran gizemler olarak bilinir. Rüyalar, Kızılderili'lerin ortaya çıkardığı ‘Dream Catcher’dan (günümüzde rustik düğünlerin vazgeçilmez bir aksesuarına dönüşseler de) ülkemizin güzide yerel kanallarındaki, rüya tabiri içerikli televizyon programlarına kadar geniş bir skalada hepimizin hayatlarında izler taşır.
Bu yazımızda ise size bu gizem perdesini biraz olsun aralamanız ve bilimsel veriler ile rüya denilen şeyin ne olduğunu daha iyi kavrayabilmeniz için soru cevap yöntemi ile açıklama yapmaya çalışacağız.
Rüyalar Neden Bu Kadar Garip?
Rüyalarımızın tuhaf olmasının oldukça iyi bir nedeni var. Gündelik hayatta yaşadığımız ‘epizodik’ anılar beynimizin hipokampus adı verilen bölümünde depolanır. REM uykusuna geçtiğimizde ise beyin bu verileri taramaya başlar.
Bu esnada beynin mantıksal akıl yürütme hem de karar verme süreçlerini kontrol eden noktası kapanır. Bu gelişmeler neticesinde beynimiz, anılar denizinde sağdan sola savrulan bir yelkenli gibi gezmemize olanak verir. Yani rüyalarımızda bazı temel fizik kanunlarını hatırlama imkanımız oldukça kısıtlı.
Sadece REM Uykusunda mı Rüya Görürüz?
Cevap kesinlikle hayır. Rüyaları eğer fiziksel ya da psikolojik bir rahatsızlığımız yok ise uykunun her aşamasında görebiliriz. Fakat, genellikle bu rüyalar REM uykusunda gördüğümüz rüyalara nazaran daha zayıf ve daha az dikkat çekici olduğu için çok büyük oranda bu rüyaları unutma eğiliminde oluruz.
Neden Rüya Görürüz?
Bu konuda farklı farklı görüşler de olsa kimi bilim insanları, insanların ‘hayatta kalma iç güdüsü’ üstünde bir çeşit antrenman modu olduğunu savunuyor. Kimi uzmanlar ise rüyaların, insanların zihnindeki bilgileri düzenleme ve yaratıcı güç olarak kullanma üzerinde önemli bir katkısı olduğunu düşünüyor.
Bu sava örnek olarak: Elementlerin periyodik tablo yapısını rüyasında gördükten sonra hayata geçiren kimyacı Dmitri Mendeleev’i gösterebiliriz.
Rüyalar Bir Şey İfade Ediyor mu?
Bu sorunun cevabı beklediğiniz şekilde ‘at murattır’ gibi olmasa da rüyalarımızda gördüğümüz temel hikaye genellikle bilinçaltına ittiğimiz dileklerimiz veya korkularımız olabileceği gibi gündelik hayat içerisinde kafamızı en çok kurcalayan zihnimizde en çok yer kaplayan şeyler de olabilir. Yani rüyalarımız psikolojimizin ve düşüncelerimizin birer yansımasından ibaret.
Kadınlar ve Erkeklerin Gördükleri Rüyalar Birbirinden Farklı mıdır?
Bu sorunun cevabı muhtemelen sizi biraz şaşırtacak. Çünkü kadınlar rüyalarında eşit miktarda erkek ve kadın sayısı görüyorken, erkekler rüyalarında daha çok erkek görüyor.
Bunun sebebini de açıklamakta fayda var. Yapılan araştırmalara göre erkekler rüyalarında daha çok çekişme görüyor ve bu yüzden diğer erkeklerle rekabet ve savaş halinde oldukları rüyaların baskınlık oranı oldukça fazla. Kadınlar ise bu konuda daha barışçıl...
Sonuç olarak daha uzun yıllar boyunca rüyalar ne kadar bilimsel bulgularla açıklanmaya çalışılsa da ardında hep bir gizem bırakmaya devam edecek gibi görünüyor. Veriler ışığında bazı adımlar atılmış olsa da biz uçmaya ve suda yürümeye devam edeceğiz.
Eğer sizin de bu konuda eklemek istedikleriniz ya da rüyanızda görüp de ardından gerçekleşen bir yaşanmışlığınız varsa ve bizimle paylaşırsanız çok seviniriz. Hepinize kaliteli ve düzenli uyku dilekleri Webtekno takipçileri.