Saatlerin dönüş yönü öylesine benimsemiş bir durumdayız ki soldan sağa gerçekleşen bu yönü, direkt saat yönü olarak ifade ediyoruz.
Peki neden sağdan sola değil de soldan sağa?
Aslında saatin yönü, Dünya’nın dönüş yönü ile ilgilidir.
Saat yönü, yalnızca zamanın işleyişi ile şekillenen bir gerçek değildir. Bu durum aynı zamanda Dünya’nın dönüşünün ve insan uygarlığının büyük çoğunluğunun, Kuzey yarım kürede evrimleşmesinin bir sonucudur.
Öyle ki insanlar, binlerce yıldır zamanın geçişini takip etmek için Güneş’i kullanmışlardır. İlk saatler ise zamanı kabataslak göstermek için bir gölgenin uzunluğunu ölçen çubuklardır.
Ayrıca Mezopotamyalı bilginler, yerdeki gölgelerinin soldan sağa hareket ettiği fark etmişlerdir. Bu bölge konumu itibarıyla Kuzey yarım kürede olduğundan, güneş doğduğunda gölge tam batıda ortaya çıkıyor, güneş yükseldikçe gölge kuzeye yani sağa doğru hareket ediyordu.
Yani gölge, bugünkü tüm saatlerin akrep ve yelkovanında olduğu gibi soldan sağa dönüyordu.
Zaman içinde ise MÖ 280 civarında, antik Yunan yarım küre güneş saati ve MÖ 164 civarında Roma’da oluşturulan taşınabilir güneş saatleri gibi farklı versiyonlar da ortaya çıktı.
Özetle, saat kollarının soldan sağa hareket etmelerinin esas nedeni, Dünya’nın dönme yönü ve uygarlığın önemli bir bölümünün Kuzey yarım kürede yaşam sürmesinden kaynaklanır.
Peki insanlık, Güney yarım kürede hüküm sürseydi o zaman ne olacaktı?
Avustralya gibi ekvatorun güneyindeki ülkelerde güneş doğarken taşın gölgesi güneye düşer ve güneş yükseldikçe sola doğru dönüş yapar. Eğer ilk saat orada keşfedilseydi, bugün muhtemelen akrep ve yelkovan, ters yönde dönüyor olurdu.
İlginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz: