Halk arasında ağızdan ağza dolaşarak yayılan, sağlıklı yaşamaya dair pek çok mit bulunuyor. Bazılarının yanlış olduğunu bir an bile düşünmediğimiz bu mitleri uyguluyorsanız, acilen vazgeçmeniz gerekmekte. Hemen bu mitlerden hayli popüler 5 tanesine göz atalım.
1. Hafta içi az uyusak bile hafta sonu çok uyuyarak telafi edebilir miyiz?
Özellikle uykusuz kaldığımız bazı haftalarda, hafta sonu normalden daha fazla uyuyarak bu açığı kapatabileceğimize dair yaygın bir yanlış bulunuyor. Kulağa her ne kadar hoş gelse de bu, gerçeklik payı olmayan bir fikir. Hatta daha da kötüsü, durumu iyice sıkıntılı bir hale bile getirmiş oluyorsunuz. Nitekim uyku saatleriniz arasındaki fark iyice açılıyor ve bu da biyolojik saatinizin daha da bozulmasına neden oluyor. İyisi mi siz hafta boyu mümkün mertebe yeterli miktarda uyumaya bakın, eğer yeterli miktarda uyuyamadıysanız bile hafta sonu normal uyku sürenizden şaşmayın.
2. Gün içinde bir süreliğine kestirmek, gece uyuyamamaya yol açar.
Gelelim yine uykuyla ilgili olan ikinci mitimize. Çoğu insan gün içinde uyumanın, gece uykusunu etkilediği düşüncesiyle yanlış olduğunu zannediyor. Halbuki doğru yapılan bir şekerleme, hem gece uykunuzu etkilemiyor; hem de gün içinde yenilenmenizi sağlıyor. Fakat bunun için, şekerlemenizin uzunluğuna dikkat etmeniz çok önemli. Elinizde iki opsiyon bulunmakta: 20 dakika veya 90 dakika uyumak. Eğer 20 dakika hafif bir uykuyla uyursanız, son derece yenilenmiş bir şekilde kalkabilirsiniz. Eğer zamanınız daha da bolsa, 90 dakikalık bir uyku çekebilir ve günün o zamana kadarki yorgunluğunu üstünüzden tamamen atabilirsiniz. Ancak 20 dakika ile 90 dakika arasında bir zamanda uyanıyorsanız, derin uyku döngünüzü bozduğunuz için kendizini darmadağın bir şekilde uyanmış olarak bulmanız hayli olası. Unutmayın; tam olarak 20 veya 90 dakika!
3. Aktif bir insansanız enerji içeceği veya yüksek şekerli içecekler tüketmelisiniz.
Enerji içeceklerinin faydalı olduklarına dair kanıtlar mevcut; fakat vücudunuzun enerji içeceğine ihtiyaç duyacak kadar enerji harcaması için çok uzun süre boyunca aktif olarak hareket etmeniz gerekiyor. Buna bir örnek vermek gerekirse, maraton koşmak diyebiliriz. Yani gün içinde öylesine veya yarım saatlik bir sporun ardından son derece susamış hissediyorsanız, enerji içeceğine başvurmanıza çok da gerek yok. Aksine, içerdikleri yüksek şeker miktarı nedeniyle avantajdan çok dezavantaj bile sağlayabilirler.
4. Karbonhidrat tüketimi kilo alımına neden olur.
Karbonhidratları, daha bilinen adıyla şekeri, kilo alımının en büyük sebebi olarak gören pek çok kişi var; fakat bu yanlış bir bilgi. Vücudumuzun karbonhidratlara da, yağ ve proteinlere olduğu gibi ihtiyacı var. Karbonhidratlar, hızlı yakılmalarıyla gün içinde bize hızlı enerji sağlayan bir besin grubu. Bu özellikleriyle beynin, kalbin, sinir sisteminin ve kasların bir numaralı eneri kaynağı durumundalar. Ayrıca karbonhidrat barındırdığı için meyvelerden uzak durmak da, pek çok vitaminden uzak kalmak anlamına geliyor. Bunlar dışında karbonhidrat alımının sonlandırılması, odaklanma sorunu ve enerji düşüklüğüne de yol açıyor. Yani karbonhidrat alımını bırakmamalı, sadece abartmadan makul ölçülerde tutmalısınız.
5. Kilo vermek için diyetteki yağ oranını olabildiğince düşük tutmak gerek.
Belki de yapılan en popüler yanlışlardan birine geldik: Diyet yaparken yağ tüketmemek. Yağlar vücut için son derece önemli. Yeterince yağ tüketmediğinizde enerjiniz düşüyor, stres seviyeniz artıyor, moral düşüyor ve kalp hastalığı riski artıyor. Yağ tüketiminde kritik tek bir nokta var, o da ölçülü olmak. Bir gram yağ 9 kalori olduğundan, aşırıya kaçmak çok kolay hale geliyor. Dolayısıyla tükettiğiniz yağların türüne ve miktarına dikkat ettiğinizde; bırakın kilo almayı, kilo vermeyi hızlandırabilirsiniz bile. Çünkü yağlar, karbonhidrat ve proteinlere göre çok daha uzun süre tok tutma özelliğine sahip.