Mantıklı olan daha besleyici ve sağlığı destekleyici gıdaların, çok daha fazla tercih edilmesini sağlamak için fiyatlarının daha düşük tutulması gerekmez mi?
Gelin, neden bunun aksi bir durumla karşı karşıya kaldığımıza bakalım.
Balık ve sebze gibi sağlıklı yiyecekleri göz önüne alarak, tedarik zincirinin işleyişini düşünelim.
Taze yiyeceklerin verimli ve hızlı bir biçimde taşınması, depolanması ve devamında son kullanma tarihi geçtiğinde veya artık yenmeyecek duruma geldiğinde yenilenmesi gerekir. Yine söz konusu meyveler olduğunda da mevsiminde yetişmeyen çeşitlere olan talep, doğal olarak maliyet faturasını artırır.
Aynı şekilde taze yiyecekleri toplamak, istiflemek ve taşımak için iş gücüne de çok daha fazla ihtiyaç duyulur. İş gücü fazlalığı, artan maliyet demektir.
Ancak raf ömrü uzun yiyeceklerin marketlere veya bakkallara, taze yiyeceklerdeki gibi hızlı şekilde girmesi gerekmez.
Çünkü bu yiyecekler bir kez gerekli yere ulaştığında, günlerce hatta aylarca markette kalabilir. Bunun sebebi ise hepimizin bildiği gibi raf ömrü uzun yiyeceklere eklenen koruyucu maddelerdir.
Toplu olarak üretmenin ve raf ömrünün uzun olduğu yiyecekler, maliyetin azalması anlamına gelir. Çünkü aceleye ve kısa sürede ürün değişimine gerek yoktur. Yalnızca yeni ürünler, reyon stoğu tükendiğinde tekrar ilgili yere ulaşmalıdır.
Özetle taze ürünlerin, raf ömrü uzun ürünlerin aksine soğutulması ve yeniden stoklanması gerekir. Bu taşıma ve yenileme maliyetleri de ister istemez tüketiciye yansıtılır. Bu durumda elbette iş gücü kıtlığı ve arz-talep dengesi de ürünlerin fiyatlarını artıran veya azaltan noktalardandır.
İlginizi çekebilir: