Eğer romatizmal eklem sorunları yaşıyorsanız ya da şizofreni hastalığının kökenini merak ediyorsanız, Neandertalleri artık bu işten sorumlu tutabilirsiniz. Bilim insanları, Hırvatistan'daki Vindija mağarasında bulunan 52 bin yıllık bir dişi Neandertal kemiğini kullanarak yaptıkları araştırmada bu konuyu aydınlattılar.
Modern bir kadın genomuyla karşılaştırılan söz konusu yaşlı genler, günümüz DNA’sının eski kuzenlerimizden nasıl etkilendiğini gözler önüne seriyor.
Neandertal genlerinin Avrasya kökenli insanlarda %1.8 ila 2.6'sına etki ettikleri ön görüldü. Bu rakamlar, önceki araştırmaların ortaya koyduğu sonuçlara göre daha yüksek oranlara işaret ediyor. Yani Neandertal genlerinden, düşündüğümüzden daha fazla etkileniyoruz.
Aynı çalışma kapsamında antik genlerin, modern insanların kanlarındaki kolesterol düzeyleri, şizofreni hastalığı, yeme bozuklukları ve eklem hastalıklarıyla ilişkili olduğunu da gösteriyor. Ancak araştırmacılar, bu hastalıkların tümü için sadece Neandertalleri sorumlu tutmamak gerektiğini ve farklı şartların da etken olabileceğini söylüyorlar. Nitekim bizler bir şekilde söz konusu hastalıklara kolay yakalanıyorsak, bunun nedeni genlerimizdeki kalıntılar.
Modern insan sağlığına yararlı gen kalıntılar da var:
Söz konusu dişi Neandertal bireyin genlerinde kalp hastalıklarına karşı korunmaya yardımcı olabilecek bir lipoproteinin izine de rastlandı. Bu protein genelde kötü kolesterol olarak anılsa ve eklemlerde yağlanmalara neden olsa da kalbi güçlendiriyor.
Araştırmanın uzantıları üzerinde çalışmaya devam eden bilim insanları, Neandertal DNA’sının modern insanlarda ne kadar kalıntıya sahip olduğunu tam olarak anlamaya çalışıyorlar.
Dünya üzerindeki farklı bölgelerde yaşayan Neandertallerin bile ortak genlerinin olması, örneklem alınacak alanı genişletiyor. Bu sayede genlerimizin kökeni daha iyi anlaşılırken, modern olarak düşündüğümüz sayısız hastalığın geçmişimize bağlı olduğunu anlayabiliyoruz.
Evrimsel süreçte yaşadığımız uzun soluklu değişimler, anlaşılan o ki hem ruhsal hem de bedensel sağlığımız üzerinde derinden etki gösteriyor. Ekip, 10 ila 12 yıla kadar çok daha şaşırtıcı gerçeklerin aydınlanacağı görüşünde.