Şehirlerin gelişimi ve sürekli olarak doğal yaşam alanlarına doğru ilerlemesi, hayvanların yaşam alanlarını kısıtladığı için sıkça eleştirilir. Hatta belki de sözde en çok eleştirilen durumlardan biri bu olsa da, herhangi bir değişiklik yaşanmadan şehirler hızla büyümeye devam ediyor. 'Darwin Comes to Town' isimli kitabın yazarı evrimsel biyolog Menno Schilthuizen ise bu konuda oldukça farklı bir bakış açısına sahip.
Schilthuizen, şehirlerin her anlamda doğadan farklı olduğunu; betonun, gürültünün, yapay ışığın ve benzeri çevresel faktörlerin bazı türlerin evrimini hızlandırdığını söylüyor. Şehirler yüzünden uyum sağlayamayıp yok olan türlerin olduğunu kabul eden biyolog, uyum sağlayıp evrimleşen tür sayısının da azımsanmayacak derecede fazla olduğunu söylüyor.
Şehirlerin canlı yaşamı için çok 'aşırı' ortamlar olduğunu söyleyen Schilthuizen, bu ortamda yaşayabilmek için canlıların geliştirdiği mutasyonların çok hızlı yayılabileceğini ve bu sayede evrimin de hızlanacağını söylüyor. Teorik olarak bu durum Darwin'in milyonlarca yıla yayılmış ve yavaş bir üreç olan evrim anlayışı ile çelişiyor. Schilthuizen ise bu durumun sebebinin Darwin'in evrimin hızını hafife alması yüzünden yaşandığını söylüyor.
Bu durum yalnızca hayvanlar için geçerli değil. Aynı şekilde bitkiler de bir çeşit evrim geçirerek yok olmamak için direniyorlar. Örneğin şehir sokaklarındaki ağaçlar, uçarak etrafa yayılan hafif tohumlar yerine, bulundukları yerin yakınında yayılan tohumlardan üretmeyi seçiyorlar ve bunun sebebinin ise uçup topraktan uzaklaşan tohumların asfalt üzerinde filizlenememesi bilgisi olduğu düşünülüyor.
- Aynı zamanda aynı türde bitki ve hayvanların şehirlerin farklı bölgelerinde farklı şekilde evrimleştiği de düşünülüyor. Şehirlerin geniş otobanlar ve binalar ile birbirinden ayrılan kısımlarında koşullar değişken olduğu için canlıların geçireceği evrimin de farklılaşabileceği söyleniyor. Schilthuizen, aynı zamanda şehirlerin ekolojik dengeyi daha fazla dikkate alarak geliştirilmesi durumunda doğal yaşamın çok daha rahat adapte olacağını söylüyor ve şehir tasarımlarında buna dikkat edilmesi gerektiğini savunuyor.
