Ülkemizdeki 7 önemli şehrin dünyadaki benzerlerini araştırmak elbette kolay olmadı. Bunu yaparken bazen kültürel etkilerin, bazen iklimin ve coğrafyanın benzerliklere sebep olduğunu fark ettik. Bazen de hiçbir neden olmaksızın tesadüf eseri bir benzerlik olduğunu gördük.
Bir gün yolunuz bu benzer şehirlere düşerse oraların bizdeki şehirlerin paralel evrendeki versiyonlarının olduğunu bile düşünebilirsiniz. Fotoğraflardaki benzerlikleri görünce "bu kadar da olmaz" demeden edemeyeceksiniz.
İstanbul'un ikizini Akdeniz'in diğer ucunda bulduk: Lizbon.
Portekiz'in başkenti ve en büyük şehri olan Lizbon da İstanbul gibi Akdeniz ikliminde yer alıyor ve iki şehrin sıcaklık eğrisi birbirine epey yakın. Lizbon iki kıtayı birbirinden ayırmıyor ancak şehri ikiye ayıran devasa Tagus Nehri, İstanbul Boğazı'nı andırıyor.
Yakın zamana kadar iki şehir de ikişer köprüye sahipti. İstanbul'a 2016'da yapılan Yavuz Sultan Selim Köprüsü ile bu eşitlik bozuldu. Kim bilir, ileride bir gün belki Lizbon'dan bu anlamda bir atak gelir.
Lizbon da İstanbul gibi yedi tepe üzerine kurulu. Hatta tepelerin bazılarından İstanbul'u andıran manzaralar görmek mümkün.
Aynı İstanbul gibi Lizbon'un da simgelerinden biri nostaljik tramvayları. Her iki şehrin adeta havasını değiştiren bu nostaljik tramvayların yanı sıra fünikülerler de hizmet veriyor.
Avrupa sokaklarında pek rastlanmadığı için sadece bize özgü sandığımız ayakkabı boyacılarına ve kestane kebabı satıcılarına Lizbon'da da rastlamak mümkün.
Ayrıca Lizbon, aynı İstanbul gibi futbol aşığı bir şehir. Bir yanda 3 büyüklerin çekişmesine şahitlik eden İstanbul, diğer yanda da Benfica ve Sporting Lizbon tutkunlarını bir araya getiren Lizbon var.
Mardin'in, eşi benzeri görülmemiş bir görünüme sahip olduğunu düşünüyorsanız Matera'yı görünce bu düşünceniz değişecek.
İtalya'nın güneyinde kalan Matera, Mardin'e o kadar çok benziyor ki evlerin mimarisi, dar sokakları, çıkıntılı taşları ve daha pek çok benzerlik ilk bakışta fark edilebiliyor. Kadim bir kültüre sahip olan Mardin'den ayırt etmenin epey güç olduğu Matera'nın da gördüğünüz gibi mistik bir havası var.
Özerk bölge olan Basilicata eyaletinin başkenti Sassi di Matera kentinin nüfusu 60 bin. Son James Bond filmi ve Mel Gibson'ın yönettiği The Passion of the Christ, burada çekildi.
Mardin gibi her sokağı Orta Çağ kokan kent; yer altı şehirleriyle, mağara kiliseleriyle UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde bulunuyor. Mardin'deki Geç Antik ve Orta Çağ'dan kalma 9 kilise ve manastır ise UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'nde yer alıyor.
Sassi di Matera da Mardin gibi kültürel ve mimari yapısı ile adeta doğal plato konumunda. Platonun üstünde konumlanan iki kentin evleri, kahverengi rengindeki taşlardan oluşuyor. Her iki şehir de Bizans ve Arap medeniyetlerinin etkisi altında kaldıkları için birbirlerine bu kadar çok benziyor.
Bursa'yı gezmiş birinin Saraybosna'ya gittiğinde kültür şoku yaşaması imkansız.
Bosna Hersek'in başkenti Saraybosna, pek çok açıdan Türk şehirlerine, özellikle de Bursa'ya benziyor. Osmanlı etkisinin görüldüğü şehirde Osmanlı'dan kalan camiler, evler, hanlar nedeniyle mimari olarak benzerlik çok fazla. Kaleleri ve camileriyle de adeta ikiz kardeş gibiler.
Mimarinin yanı sıra Türk kahvesi, börek gibi bizden unsurlara da rastlamak mümkün. Kazandžiluk'a gittiğinizdeyse Bursa'daki Bakırcılar Çarşısı'na ne kadar benzediğini görebilirsiniz. Keza Bursa'daki Koza Han'ı andıran Morića Han'a girip içeride kahvenizi yudumlayabilirsiniz.
Saraybosna da tıpkı Bursa gibi dağ eteğinde kurulu olan yemyeşil bir şehir. Üstelik ikisi de ovaya doğru yayılmış. Zaten şehrin orijinal ismi olan Sarajevo, "Saray ova" anlamına geliyor. Dağlarında kış turizmi yapılabiliyor. 1984 Kış Olimpiyatları Saraybosna'da yapılmış.
Saraybosna şehir meydanındaki Baščaršija(Başçarşı)'da bulunan sebil ile Bursa'daki sebilin tıpatıp aynı olması tesadüf değil.
18. yüzyılda Bosna Valisi Muhammed Paşa tarafından inşa ettirilen sebilin aynısından 2008 yılında Bursa'nın Şehreküstü Meydanı'na da yapıldı ve adına Bosna Sebili denildi. 2007'de Bursa ile Saraybosna'nın Starigrad beldesi arasında bir kardeşlik protokolü imzalanmıştı.
İzmir ve Selanik, ayrı düşmüş kardeşler gibiler.
Aslında bu kadar benzemeleri tesadüf değil. Her iki şehirde de aynı milletler yaşadı. Mübadele döneminde İzmir'deki Rumlar Selanik'e göçerken oradaki Türkler ise İzmir'e geldi. Bu tercihin nedeni ise iki şehrin benzerliğiydi.
İzmir'deki Cumhuriyet Meydanı ile Selanik'teki Aristotales Meydanı arasında büyük bir benzerlik var. İkisi de denize sıfır ve ortalarında ata binmiş önemli liderlerin heykeli bulunuyor. Selanik'te Büyük İskender heykeli varken İzmir'de elbette ki Atatürk heykeli var.
İki şehirdeki kordonun birbirine benzemelerinin yanı sıra ikisinde de şehrin en önemli simgesi bir "kule". İzmir'de Saat Kulesi varken Selanik'te ise Beyaz Kule var.
Kuş bakışı fotoğrafta dahi benzerlik bozulmuyor. İzmir'deki Konak Pier nasıl ki kordonda denize doğru çıkıntı yapıyorsa benzer bir çıkıntının Selanik'te de bulunduğunu görüyoruz.
Benzerlikler bunlarla sınırlı değil. Selanik'te şehir içinde Roman Forum adlı bir Eski Agora toplanma yerinin kalıntıları bulunuyor. İzmir'de de şehrin ortasında Agora bulunuyor.
Kent sakinlerinin akşam arkadaşlarla içmeye gittikleri mekanların bulunduğu sokaklar bile birbirinin kopyası gibi. Alsancak'taki Muzaffer İzgü Sokağı'nı aratmayan yerler orada da var.
Başta da belirttiğimiz gibi bu iki şehir adeta ikiz. İki şehrin de ortalarında büyük bir fuar bulunuyor. Üstelik meşhur İzmir gevreğinin aynısı olmasa da Selanik'in de meşhur bir gevreği var!
Kim bilir, belki "gevrek" kelimesinin kökeniyle bir ilgisi olabilir.
Gelelim 5. şehrimize: Antalya'nın benzeri ise bir başka Akdeniz şehri olan Nice.
Fransa'nın en büyük 5. kenti. Antalya da ülkemizin en büyük 5. kenti.
İki ülkenin de güneyinde yer alan bu tatil kentleri, masmavi suları ve upuzun sahilleriyle meşhur.
Nice, Fransa'nın Paris'ten sonra en çok turist çeken şehri. Antalya da İstanbul'dan sonra en çok turist çeken şehrimiz.
Denizi ve doğası ile tam bir cennet olan bu iki gözde tatil yerinde dağlarından palmiyelerine, iklimlerinden limanlarına kadar pek çok şey benzer.
Nevşehir'in, daha doğrusu Kapadokya'nın küçük kardeşini tanıtalım: Ah-Shi-Sle-Pah
İsmi Kapadokya gibi havalı olmayan bu bölge, ABD'nin New Mexico eyaletinde bulunuyor. Navajo dilinde "gri tuz" anlamında.
Fotoğraflardan da göreceğiniz gibi Kapadokya'dakiler kadar olmasa da burada da çok sayıda peri bacası bulunuyor.
Ah-Shi-Sle-Pah'ın havalı tarafı ise bölgede çok sayıda dinozor fosili bulunabilmesi. 7.242 dönümlük alanıyla Kapadokya'dan daha geniş ancak yeterince görkemli olmadığı için turistik anlamda çok bilindik değil.
Ve benzerini bulduğumuz son şehir ise Amasya.
Arnavutluk'un Berat şehri, evlerinin mimarisi nedeniyle sadece Amasya'yı değil Safranbolu, Şirince gibi yerleşimleri de andırıyor.
Fakat gerek arkasındaki tepe gerekse önünden geçen nehirden dolayı Amasya'ya daha çok benziyor.
Berat'taki eski şehir (Mangalem mahallesi), 2008 yılında Dünya Mirasları listesi'ne dahil edilmiştir. Osmanlı etkisinin görüldüğü bölgede çok sayıda cami de bulunuyor.
Sizin bildiğiniz benzer şehirler hangileri?