Küresel pazarda endüstriyel hayvancılık üzerine üretim yapan yaklaşık 20 şirketin yaydığı sera gazı emisyonu İngiltere, Almanya veya Fransa’dan daha fazla. Hayvancılık, kontrolsüz tüketimin de desteğiyle günümüzde en çok kâr oranına sahip sektörlerden biri.
Dünyadaki sera gazı emisyonlarının yüzde 14.5’ini hayvancılık oluşturuyor. Bu oran bazı yıllar tüm ulaşım sektörünün yaydığı sera gazından daha fazla ve çoğu zaman eşit. Özellikle son yıllarda yayınlanan pek çok bilimsel raporla et ve süt tüketiminde ciddi düşüş gerçekleştirilmesinin gerekliliği duyuruldu.
Milyarlarca yatırım desteği alıyorlar:
Avrupalı Heinrich Böll Stiftung Vakfı ve Friends of the Earth (Dünya’nın Dostları) adlı oluşum tarafından hazırlanmış “Meat Atlas” (Et Haritası) raporuna göre, Kuzey Amerika veya Avrupa’da bulunan küresel et ve süt şirketleri son beş yılda 478 milyar dolardan fazla yatırım desteği aldı. Gün geçtikçe bitki temelli beslenmenin gerekliliği kanıtlansa da raporda bu düzeyde mali destek alan et endüstrisinin 2029 yılına kadar 40 milyon ton daha artarak yılda 366 tona ulaşabileceği öngörülüyor.
Dünya genelinde tüm tarım arazilerinin dörtte üçü hayvan yetiştirmek ya da yetiştirilen hayvanları beslemek için kullanılıyor. Sadece Brezilya’da 175 hektar sığır yetiştirmek için kullanıyor, bu alan Avrupa Birliği’nin tüm tarım alanlarının toplamına eşit. Dünya çapındaki et üretiminin yüzde 60’ı Çin, Brezilya, ABD ve Avrupa Birliği üyeleri tarafından gerçekleştiriliyor. Rapora göre bu ülkeler 2029’a kadar en büyük üretici olmaya devam edecekler.
En büyük şirketler daha küçük olanları satın alarak marka güçlerini artıyor. Bu sayede piyasadaki rekabet azalıyor. Rekabetin azalması sektörün tekelleşmesine ve kontrolsüzleşmesine sebep oluyor. Tekelleşme de daha sürdürülebilir gıda üretim modellerine geçişin de önüne geçiyor.
Değişim şart:
Piyasada talep edilen hayvansal protein üretimi için endüstriyel hayvancılık artıyor ve sürdürülebilir modeller yok sayılıyor. Şirketlerin yarattıkları zararı önlemek ve en aza indirmek için et endüstrisinde çok daha fazla düzenleme yapılmasına ihtiyaç var. Dünya’nın Dostları adlı oluşumda çalışan Stanka Becheva, “Gezegendeki yiyecek hayvanlarının sayısını azaltmaya başlamamız ve farklı tüketim modellerini teşvik etmemiz gerekiyor” diyor.
Becheva ayrıca Dünya Bankası ve Avrupa Kalkınma ve Yatırım Bankası başta olmak üzere yatırımcıların hayvansal protein üretim projelerini finanse etmeyi bırakması gerektiğinin altını çiziyor.
Raporda adı geçen başlıca şirketler: JBS, Tyson, Cargill, WH Group, Danish Crown, Groupe Bigard, Tönnies, Coren, Westfleisch, Dawn Meats, LDC, Plukon Food Group, Gruppo Veronesi, PHW-Gruppe, Vion, Müller Group, Sanderson, Purdue, Hormel, Saputo, Kraft-Heinz, BRF, Marfig, NH Foods, Meiji, Yili, Mengniu, Arla, DMK, Sodiaal, Nestlé ve Danone.
Çözüm ne olacak?
Avrupa Et İşleme Endüstrisi Birliği (CLITRAVI) Genel Sekreter Yardımcısı Paolo Patruno rapor üzerine “AB'de hayvancılıktan kaynaklanan ortalama sera gazı emisyonlarının küresel ortalamanın yarısı olduğunu biliyoruz. Küresel ortalama yüzde 14 ve AB ortalaması yüzde 7.” dedi. Hiçbir gıda sektörünün diğerinden daha az sürdürülebilir olduğuna inanmadıklarını ancak çok daha sürdürülebilir yollarının var olduğunu ifade etti. Hayvansal protein üretimini daha sürdürülebilir hale getirmeye kararlı olduklarını duyurdu.
Ulusal Çiftçiler Birliği de İngiltere ve Galler’de 2040 yılına kadar tarımda net sıfır sera gazı emisyonuna ulaşmayı hedeflediklerini duyurmuştu.
Ancak günümüzde gelinen noktada sorun sadece sürdürülebilir üretim modelleriyle çözülebilecek durumda değil. Minnesota Üniversitesi'nde yapılan bir araştırmayla sera gazı salınımının azaltılmasında etkili olacak şu sonuçlara varıldı:
- Tamamen bitkisel bazlı beslenmeye yakın bir diyet uygulamak dünya emisyonlarında 650 milyar metrik ton sera gazı emisyonunun azalması anlamına gelecek.
- Eğer herkes yaşına göre doğru miktarda kaloriyi günlük olarak tüketirse (ki bu yetişkinlerde ortalama 2 bin 100 kalori ediyor) bu da 410 milyar metrik ton sera gazı emisyonunu kesecek.
- Eğer tarım sektörü daha az kimyasal kullanır ve toprağı daha doğru şekilde işlerse bu 540 milyar metrik ton emisyonu kesecek.
- Eğer tarım sektörü genetik modifikasyonlar kullanarak verimliliği arttırma yoluna giderse bu yöntem de 190 milyar metrik ton emisyon kesecek.
- Eğer insanlar daha az miktarda gıdayı çöpe atarsa, restorancılık sektöründe israf önlenebilirse ve bazı yerlerde tüketilmeyen gıdalar ihtiyaç duyulan başka bölgelere ve ülkelere aktarılabilirse bu 360 milyar metrik ton emisyonun salınmasına engel olacak.
Dünya bu beş maddenin yarısını bile uygulasa emisyonlarda 850 milyar metrik ton azalma görülecek. Ayrıca fosil yakıt kullanımında da azalma olursa iklim krizi ile mücadelede önemli bir yol kat edilerek 0,3 ila 0,7 derecelik bir ısı artışının önüne geçilecek ki bu da Paris İklim Antlaşması'nın hedefleri içerisinde.