Her gün rüzgâr, yağmur veya çeşitli nedenlerden dolayı bir miktar saçımız dökülüyor. Bunu neden söylüyoruz? Öncelikle saçlar, yıllardır televizyonda ve beyaz perdede dedektiflerin DNA tespit etmekte kullandığı bir oluşum olarak gösteriliyor. Dedektifler, bir kazaktan bulduğu saç tanesini alıyor ve laboratuvarda inceletiyor, ardındansa şahsın kimliği ortaya çıkıyor.
Gerçek hayatta işler tam olarak böyle işlemiyor, en azından bu kadar kolay değil. Bir saç tanesinin düzgün ve yararlı bir DNA bilgisi verebilmesi için saç köküne sahip olması gerekiyor. Yani filmlerdeki gibi kazaktan alınan saç tanesiyle DNA tespit etmek imkânsız denebilir.
Kökü olmayan bir saç telinden DNA analizi imkânsız deniyordu
California Üniversitesi’nde bir paleogenetikçi olan Ed Green, köksüz bir saç telinden DNA elde etmenin yolunu keşfetti. Geçtiğimiz 18 aydır kendisi, emniyet teşkilatı ile birlikte sessizce çalışmalar yapıyordu. Green, bu keşfettiği metot sayesinde çözülemeyen davalarda kurbanları ve katilleri kolayca teşhis edebildi.
Doktor Green’in birlikte çalıştığı şerif yardımcısı Pete Headley, durumu şu sözlerle ifade etti: “Bunu yapamayacağımız neredeyse bir kural gibi yazılıydı ama o, bunu artık yapıyor.” İkili, New Hampshire bölgesinde bir davayı çözmek için Green’in yöntemini kullandı. Full Genomes Corporation’ın yöneticilerinden Justin Loe, bu keşif için "tabuları altüst edecek" tabirini kullandı.
(Golden State katili, sağ)
Dr. Green, New Hampshire davası hariç çalıştığı davaların detaylarını açıklama özgürlüğüne sahip değil. 2018’de Dr. Green ve paleogenetikçi bir arkadaşı, "Golden State katili" davasını şüphelinin soyağacını ortaya çıkararak çözdü. Bu da ortaya dava çözmede yeni bir yol çıkmasına vesile oldu.
Metodun temeli Mitokondriyal DNA (mtDNA):
Dr. Green ve ekibinin köksüz saçlardan DNA elde etme metodunun temeli mtDNA, yani mitokondriyal DNA’ya dayanıyor. Mitokondriyal DNA, anneden çocuğa geçen bir bağımsız bir DNA parçasıdır. Birçok durumda mtDNA, saç telinin hangi kaynağa ait olduğunu kolaylıkla ortaya çıkartabiliyor.
Örneğin bu metot sayesinde tahmini olarak 1900’lü yılların başında ölmüş beyaz elbiseli gizemli bir kız çocuğunun davası çözüldü. Kızın kaybolduğu günden itibaren davası kapanmamıştı ve bu duyumla birlikte gönüllü aile mensupları emniyet teşkilatına ve Dr. Green’e müracaat ettiler. Dr. Green de gerekli testleri yaparak gönüllü kişiler ile kız çocuğunun akraba olduğunu onayladı.