Bugünlerde fazlasıyla gündemde olan “Çocuklar oyunlardan etkilenir mi?” sorusu, bundan 50 yıl önce de gündemdeydi ve Albert Bandura ismindeki bir psikolog bu konuyu araştırdı.
Öfke ve şiddetin öğrenilmiş olup olmayacağını incelemek isteyen Albert Bandura, 1961 yılında çocukların öfkeyi öğrendiklerini gösteren bir deney gerçekleştirdi. Bandura’ya göre "öğrenme" dediğimiz eylem şöyle gerçekleşiyordu:
- Başka insanlarla etkileşim ve iletişim kurmak, onları gözlemlemek. Başka bir deyişle insanlar, başkalarını izleyerek ve davranışlarını taklit ederek öğrenirler.
Deneyin başlıca konularından olan öfke duygusu, kişilerarası şiddetten savaşlara kadar çoğu toplumsal konuya kaynaklık eden bir duygu. Bandura da bu duygunun çocuklarla ilişkisini görmek istedi.
Deney aslında fazlasıyla basitti. 72 çocuk denek seçildi, bir agresif bir de sakin iki yetişkin modeli belirlendi:
Yetişkin modellerden biri agresif, diğeriyse agresif olmayan (sakin) bir kişiliğe sahipti. Yetişkinin hareketlerini gözlemleyen çocuklar, bu gözlem sürecinin ardından bir odaya alınacaklar, bazı olaylara tepki vereceklerdi. Çocukların yaş ortalaması ise 4 yıl 4 ay olarak belirlendi. Yani öğrenmeye en açık olduğumuz yaşlar...
Çocuklar oyun oynamayı severler. Deneyde bu da vardı, ancak öncesinde tüm denekler zekice gruplandırıldı:
- 1. ana grup: 72 çocuktan 24'ü herhangi bir yetişkinle iletişim kurmayacaktı.
- 2. ana grup: 24 çocuk agresif yetişkinle aynı odada bulunacak, onunla oyunlar oynayacaktı.
- 3. ana grup: Geriye kalan 24 çocuk da sakin yetişkinle vakit geçirecek ve oyunlar oynayacaktı.
Ayrıca bu gruplar içinde cinsiyete dayanan farklı gruplar da kuruldu. Çocukların hemcins ve karşı cins yetişkinlerle vakit geçirmesi sağlandı. Deney başlamadan önce Bandura, çocukların mevcut öfke seviyelerini kayıt altına aldı. Gruplar ortalama olarak eşit bir öfke seviyesine sahip olacak şekilde dağıtıldı.
Yetişkinler de hazırdı. Gözlemler başladı:
Diğer katılımcılardan etkilenmemeleri için her çocuk, bireysel olarak test edildi. Her biri içerisinde farklı oyunlar ve oyuncaklar bulunan bir oyun odasına bırakıldı.
Bu noktanın ardından araştırmacılar, oyun odasına sırayla bir yetişkini çağırdı ve yetişkinin çocuklarla masaya oturup oyunlara katılmalarını istediler. Agresif yetişkinler çocuklarla iletişin kurarken "Vur şuna!", "Saldır!" ve "Tekmele onu" gibi söylemlerde bulundular. Bu süreç üç defa tekrar edildi. Sakin yetişkinler ise olması gerektiği gibi çocuklarla normal şekilde vakit geçirdiler.
Üzerinde "Bana vur!" yazan temsili bir Bobo doll oyuncağı. Bizdeki adı ise Hacı Yatmaz
Agresif yetişkinle vakit geçiren çocuklar ayrı bir odaya alındı. Şonuçlar beklendik şeylerdi, ancak şok ediciydi:
Agresif yetişkinle 10 dakika boyunca vakit geçiren çocuklar, içerisinde bebek seti, ateş motoru ve oyuncak uçak gibi çekici oyuncaklar bulunan bir odaya götürüldüler. Çocuklara bu güzel oyuncakların hiçbiriyle oynamamaları söylendi. Bu uyarının amacı, çocuklarda engellenme hissiyatını ortaya çıkarmak, öğrenilmiş öfkeleri varsa onu tetiklemekti.
Hemen aşağıda agresif yetişkini taklit eden asabi bir çocuk var. Şiddet gösterme durumunu sadece 10 dakika içerisinde öğrenmiş ve sergiliyor:
En nihayetinde her çocuk son deney odasına alındı. Bu odada üzerinde surat bulunan bir top, dart tabancaları ve Bobo doll da bulunan agresif oyuncaklar bulunuyordu. Odada ayrıca standart ve ‘agresif olmayan’ olarak adlandırılabilecek oyuncaklar da vardı. Tüm çocuklara, odada bulunan tüm oyuncaklarla 20 dakika boyunca oynanabileceği söylendi. Öfkeyi öğrenen çocuklar sıradan oyuncaklarla değil, şiddet araçlarıyla ilgilendiler.
İyi tamam da ne oldu şimdi...
- Öfke bulaşıcıdır: Agresif yetişkinin hareketlerini inceleyen çocuklar, yetişkin yanlarında değilken aynı hareketleri sergilediler.
- Sakinlik de bulaşıcıdır: Sakin yetişkinlerle (olması gerektiği gibi) vakit geçiren çocuklar, hiç bir yetişkinle vakit geçirmeyenlerden daha uysal oldular.
- Annelik önemlidir: Sakin ve kadın yetişkinlerle vakit geçiren erkek çocuklar, hiç bir yetişkinle vakit geçirmeyenlerden daha uysal oldular.
- Babalık da önemlidir: Agresif erkek yetişkinlerle vakit geçiren erkek çocuklar, diğer grupların hepsinden daha fazla şiddet eğilimi gösterdiler. Ayrıca agresif kadın yetişkinlerle vakit geçiren çocukların şiddete eğilimi, agresif erkek yetişkinlerle vakit geçiren çocuklara kıyasla daha az oldu.
Tüm deneyi kısaca özetlememiz gerekirse, çocukların gördükleri hareketlerden etkilenip bunları taklit etme eğilimleri oldukça yüksek. Şiddet içerikli oyunları oynayan ya da filmleri izleyen çocukların şiddete eğilimli olmaları da çok yüksek bir ihtimal olarak karşımıza çıkıyor. Her şeyden önce ebeveyn figürü ve yetişkinler, çocuklara kendi doğrularını öğretebiliyorlar.
Bu haftaki psikoloji deneyimizin de sonuna gelmiş bulunuyoruz. Haftaya başka bir psikolojik deneyde, insan zihninin kuytu köşelerinde buluşmak üzere, hoşça kalın.