Öğrenince Şaşıracağınız Sıra Dışı 7 Psikolojik Sendrom

101
8
7
4
4
Sendrom, kökeni ve durumu tam olarak bilinmeyen psikolojik bozukluklar olarak adlandırılabilir. Sendroma sahip olan kişinin gündelik yaşamını oldukça zora sokan durumlara yol açabilir.

Teknoloji ve beraberinde tıp, günümüzde oldukça gelişmiş durumda ve gelişmeye de devam ediyor. Bilim insanları, bundan elli yıl öncesinde yüzlerce kişinin ölümüne sebep olan birçok hastalığa tedavi bulmuş haldeler.

Buna rağmen, beynin karmaşıklığı ve birçok bölümünün bilinmezliği sebebiyle beyin hala keşfedilmeyi bekleyen taraflarıyla dolu. Nöropsikiyatrik sendromlar da bu taraflardan biri. Dünyada nadir olarak görülen ve hala neden olduğu konusunda net bulgular olmayan sendromlardan birkaçını sizler için derledik!

Zombi filmlerinden fırlamış gibi: Yaşayan Ölü Sendromu

yaşayan ölü sendromu

Cotard Sendromu ya da diğer adıyla Yaşayan Ölü Sendromuna sahip kişiler, kendisinin ya da vücut parçalarının öldüğünü veya ölmekte olduğunu düşünürler. Dünyada yaklaşık 100 kişide rastlanan oldukça ender bir nöropsikiyatrik rahatsızlık olan Cotard Sendromu ilk defa 1880 yılında Jules Cotard tarafından tanımlanmıştır.

Cotard sendromundan muzdarip kişilerden biri de Graham adında bir adamdı. Doktorlar Graham’ın beyin fonksiyonlarını analiz etmek amacıyla PET taraması yaptıklarında şaşırtıcı bir sonuçla karşılaştılar. Doktoru bu konu hakkında şöyle bir açıklamada bulundu: ‘’Graham'ın beyin fonksiyonları, uyuyan ya da genel anestezi altındaki birinin beyin fonksiyonlarına çok benziyor.’’

graham beyiz analizi

Graham, New Scientist'e iyileşme döneminde verdiği bir röportajda, "Koku ve tat alma duyumu kaybettim. Yemek yememe, konuşmama ya da herhangi bir şey yapmama gerek yoktu" dedi. "Mezarlıkta zaman geçirdim çünkü ölüme en yakın olduğum yer orasıydı."

Cotard Sendromu çok nadir görüldüğü için bireysel vaka araştırmalarına dayanıyor. Şizofreni ve benzeri hastalıklara sahip insanlarda görülme olasılığı daha fazla olmasına rağmen tek bir nedeni olmayan ve çeşitli hastalıkların tetiklediği düşünülen bir rahatsızlık.

Algılayamama hali: Alice Harikalar Diyarında Sendromu

todd sendromu

Alice Harikalar Diyarında kitabını veya filmini duymuşsunuzdur. Alice adında genç bir kız bir tavşanı takip etmesi sonucunda harikalar diyarında kendisini bulur ve boyut olarak oldukça küçülür. Diğer adıyla Alice Harikalar Diyarında Sendromu olan Todd Sendromuna sahip insanlar da, elbette Alice’in yaşadığı gibi fiziksel bir gerçeklik olmamasına rağmen kendilerinin ya da nesnelerin mesafelerini veya boyutlarını algılayamazlar.

Sendromun kesin sebebi, nadir görülen diğer psikolojik sendromların çoğunda olduğu gibi bilinmiyor fakat ilk nedenlerinden biri migren olarak düşünülüyor. Beraberinde işitsel, dokunsal ve zaman algısında da bozukluklar getirebildiği gözlemlenen durumlar arasındadır.

İdealize etmenin zararları: Paris Sendromu

paris sendromu

Atmosferi, insanları, sanatı, mimari yapısı gibi birçok sebeple idealize edilmiş bir Avrupa kenti olan Paris, birçok insanın gidilmesi gereken yerler listesinde belki de en baştadır. Bu sebeple bazı insanlar, Paris’e büyük bir beklentiyle gidebilirler. Beklentilerine karşılık bulamamanın verdiği derin üzüntüden dolayı ise Paris sendromu denilen rahatsızlığı yaşayabiliyorlar.

Kültürleriyle dünya genelinden oldukça farklı olan Japonlar ise Paris sendromundan en çok etkilenenler arasında. Her yıl 20’ye yakın Japon bu sendromdan etkileniyor hatta öyle ki Japonya’da Paris destek hattı bile var.

Erkekler de hamilelik yaşar: Couvade Sendromu

couvade sendromu

Hamilelik süreci yaşayan anne adaylarında hem fiziksel hem de duygusal birçok değişim gözlenir. Baba adaylarında ise fiziksel etkiler gözlemlenmese de duygusal değişimler beraber yaşanabilir. Fakat bu durumun biraz abartılması ve hatta eşiyle beraber kusma, aşerme, bulantı gibi fiziksel hamilelik belirtilerini yaşaması durumuna ise Couvade Sendromu veya Sempatik Gebelik adı veriliyor.

Couvade Sendromu ilk olarak 17. yüzyılda French Basque tarafından tanımlanmıştır. Genellikle doğumla beraber semptomların geçmesi sebebiyle diğer sendromlar gibi bir hastalık olarak nitelendirilmiyor ve ileri vakalar haricinde tedaviye ihtiyaç duyulmuyor.

İnsandan hayvana dönüşme hastalığı: Öküz Sendromu

öküz sendromu

Öküz sendromuna sahip kişiler kendilerini büyükbaş hayvan olarak hissederler. Çıplak şekilde emekleyerek yürüme, otlanma, kendisini hangi hayvan olarak görüyorsa onun sesini çıkarma gibi davranışları gösterebilirler.

Ender görülen bir rahatsızlık olduğu için bireysel vakalar yoluyla bulgu elde edilmeye çalışılıyor. Fakat porfiria, frengi, felç gibi hastalıkların neden olabileceği düşünülüyor. Tedavi yöntemi olarak ise günümüzde hipnoz kullanılıyor.

Dövüşme hastalığı: Porto Rikolu Sendromu

porto rikolu sendromu

Diğer sendromlara oranla biraz daha tehlikeli bir sendrom türü olan Porto Rikolu Sendromu, diğer adıyla dövüşme hastalığı olarak da biliniyor. Bu sendromdan muzdarip kişiler, bir sebep olmaksızın hiç tanımadıkları kişilerle dahi fiziksel kavga etme isteği duyabiliyorlar.

Sendromun meydana gelmesinde birçok neden olmasına rağmen genelde aile içi travmalar, sevilen kişinin ölmesi, şiddet gibi sorunlar sebep olabiliyor.

Bir ses duydum sanki: Patlayan Kafa Sendromu

patlayan kafa

Patlayan kafa sendromu, kişinin uyku sırasında silah, kapı, yıldırım gibi ani bir patlama sesi duymasıyla beraber yoğun korku ve kaygı içerisinde uyanmasıdır. Kişinin kendisine veya çevresine fiziksel zarar vermesine sebep olmaz fakat kişinin uyku kalitesini oldukça bozar.

Nadir görülen çoğu sendrom gibi kesin bir sebebi yoktur fakat stres, depresyon, uyuşturucu madde kullanımı, yaşlılarda demans, narkolepsi, uyku apnesi gibi durumların etkisi olduğu söylenebiliyor.

101
8
7
4
4
Emoji İle Tepki Ver
101
8
7
4
4
Yorumlar(10)
Yorumunuz minimum 30 karakter olmalıdır.(0)
Ziyaretçi olarak yorum yapıyorsun, dilersen .
Popüler Yorumlar
Tüm Yorumlar
1 yıl önce
hiçbir dayanağı olmayan yazmışsınız ancak stres altında erkeklerin daha doğru kararlar verdiğine, risk yönetiminde erkeklerin daha başarılı olduğuna, risk alma olasılığında erkeklerin daha önde olduğuna, kitlesel yönetimde erkeklerin daha başarılı olduğuna ve benzerlerine dair bilimsel deneyler mevcut. cam tavan sanıldığının aksine insanların koyduğu bir şey değil, kadınların evrimsel varoluşunun sonucu. sjw lik yapmanın alemi yok. bilim ve teknoloji yüzyılında yaşıyoruz.
Yanıtla
Yorumunuz minimum 10 karakter olmalıdır.(0)
Ziyaretçi olarak yorum yapıyorsun, dilersen .
1 yıl önce
Arkadaşlar olay iyice saçma bir boyut almış durumda kadın ve erkek eşit falan değildir eşittir diyenler gitsin beyin kontrolü yaptırsın iş hayatına gelince iş hayatı erkekler için her zaman daha zordur herhangi bir kadın yöneticisi erkek olduğu zaman daha rahat bir çalışma dilimine ve daha esnek bir çalışma ortamına sahip olacaktır kimse kimseyi kandırmasın olay tam tersine olunca kadın yönetici olurda erkek bir çalışan olursa o kadın yönetici erkeğin iliğini kemiğini sömürü performans düşüşü yaşadığındada yollarımızı sizinle ayırmamız gerek der ve erkeği işten atar hayat hiç bir zaman toz pembe değildir kimse kimsenin gözünü boyayıp durmasın yaradılışsal bir olaydan beridir ki kadın ve erkek hiç bir zaman eşit değildir ve eşit olamaz.Saygılar..
Yanıtla
Yorumunuz minimum 10 karakter olmalıdır.(0)
Ziyaretçi olarak yorum yapıyorsun, dilersen .
1 yıl önce
çok boş bir konu olmuş. iş hayatında rekabet vardır. kadınlar erkekler kadar çok çalışmayı tercih etmediğinden insan kaynakları tarafından tercih edilmezler. bu kadar basit.
Yanıtla
Yorumunuz minimum 10 karakter olmalıdır.(0)
Ziyaretçi olarak yorum yapıyorsun, dilersen .
1 yıl önce
İnşaat işçileri bunu beğendi.
Yanıtla
Yorumunuz minimum 10 karakter olmalıdır.(0)
Ziyaretçi olarak yorum yapıyorsun, dilersen .
1 yıl önce
Özel sektör memurluk gibi değildir, patron her zaman cebine ve cebine kimin iyi geleceğine bakar. Hak ederseniz görevi kadarsınız. Erkekler doğaları gereği bazen obsesif şekilde rekabetçi oluyor, ancak bu yoğun rekabet duygusu kadınlarda erkeklerde olduğu kadar yok. Milyar dolarları olduğu halde günde 16-18 saat çalışan adam görebilirsiniz ama kadın maalesef çok zor. Durumun özeti bu.
Yanıtla
Yorumunuz minimum 10 karakter olmalıdır.(0)
Ziyaretçi olarak yorum yapıyorsun, dilersen .
1 yıl önce
Cam tavan vs yok. İş hayatı, rekabet gerektiren bir konu odaklıysa orada cinsiyet insanların umurunda olan bir odak değil. erkek erkeğe daha fazla baskı kuruyor. Hatta aynı cinsiyetler birbirleri üzerinde daha fazla rekabet ve baskı kurma eğiliminde. Ayrıca iş hayatında kimse kimseyi cinsiyetinden ötürü ileri bir noktaya getirmez. Daha doğrusu kimse kimseyi elinden tutup CEO yapmaz.
Yanıtla
-1
Yorumunuz minimum 10 karakter olmalıdır.(0)
Ziyaretçi olarak yorum yapıyorsun, dilersen .
1 yıl önce
Bunun kadın erkekle çok ilişkisi yok. Çok çalışan, daha fazla iş yapan daha yüksek alır çoğunlukla. Hep öyledir demiyorum ama istisnai durumlar da var. Kendi şirketimden de gördüğüm kadarıyla kadınlar evlilik, çocuk ve diğer bahanelerle işten ayrılıyorlar. Bu kesintili iş süreci hem yükselmelerini hem de aynı işte kıdemlerinin artmasını engelliyor. Doğal olarak şirket kültürüne hakim ve içerisinde büyümüş birisinin daha yüksek mevkilere gelmesi daha kolay oluyor.
Yanıtla
-1
Yorumunuz minimum 10 karakter olmalıdır.(0)
Ziyaretçi olarak yorum yapıyorsun, dilersen .
1 yıl önce
Kadınların verimlilik çalışmalarına da bir göz gezdirin isterseniz, doğum izni alır 2 sene işlerini başkalarına yıkarlar, regl izni isterler, pozitif ayrımcılığı sonuna kadar kötüye kullanırlar...
Yanıtla
Yorumunuz minimum 10 karakter olmalıdır.(0)
Ziyaretçi olarak yorum yapıyorsun, dilersen .
1 yıl önce
15 senedir iş hayatındayım. ABD Illinois eyaletindeki bir üniversiteden Ekonomi masterım var. Şimdiye kadar tüm üst yöneticilerim kadınlardan oluştu. Kusura bakmayın ama bu cam tavan 15-20 sene öncesinde kaldı. Kesinlikle katılmıyorum!
Yanıtla
-1
Yorumunuz minimum 10 karakter olmalıdır.(0)
Ziyaretçi olarak yorum yapıyorsun, dilersen .
1 yıl önce
Artık tam tersi olamaya başladı bu arada
Yanıtla
-1
Yorumunuz minimum 10 karakter olmalıdır.(0)
Ziyaretçi olarak yorum yapıyorsun, dilersen .