TikTok’ta paylaştığı dans videolarıyla tanınan sosyal medya fenomeni Eda Yön’ün aylar önce yaşadığı bir taciz üzerine açtığı dava, davanın sonucuna verilen tepkiyle ortaya çıktı. Sosyal medya üzerinden kendisini taciz eden kişiye açtığı dava tacizcinin lehine sonuçlanınca Yön ve avukatı, davayı daha ileri taşıma kararı aldı.
"Hesabımın açık olması kimseye taciz hakkı vermez"
İzmir’de yaşayan TikTok fenomeni Eda Yön, Instagram üzerinden aldığı bir mesajla tacize uğradı. Mesajın yanı sıra cinsel organının fotoğrafını da Yön’e yollayan tacizciye haklı olarak dava açıldı. 10 Haziran tarihinde gerçekleşen olay üzerine açılan dava, 28 Haziran’da yanıt aldı. Savcılığın kararı ise, Yön’ün hesabının gizli olmaması ve bu tip mesajlara da açık olması yönündeydi. Duruma itiraz eden fenomen, İzmir Sulh Ceza Hakimliği'nden de aynı gerekçeyi duyunca avukatıyla birlikte kararı Anayasa Mahkemesi’ne taşıma kararı aldı.
Eda Yön, “sokakta tacizci varsa dışarı çıkma” benzeri karara karşı yaptığı açıklamalarda şu ifadeleri kullandı: “Bu düşünce beni oldukça üzen yersiz bir kalıp. Kadın cinayetleri, taciz ve tecavüz vakalarında suçlunun suçundan çok ‘Kadının o saatte orada ne işi var?’, ‘Neden etek giymiş?’ gibi özgürlüğümüzü kısıtlayıcı düşüncelerden bir farkı yok. Ben bir TikTok fenomeni ve aynı zamanda sosyal medya influencer’ıyım. Tabii ki bu koşullarda sosyal medya hesaplarım herkesin erişimine açık olacaktır. Fakat bu durum, sosyal medyadaki kullanıcıların bana veya sosyal medyada tanınan diğer kişilere hakaret etmesi veya cinsel taciz içerikli mesajlar atmaları hakkını onlara tanımaz.”
Alınan kararın hukuk adına üzüntü ve kaygı verici olduğunu ifade eden avukat Alperen Çetinkaya ise, yaptığı açıklamalarda hayal kırıklığını şu sözlerle dile getirdi: “Müvekkilim bir sosyal medya fenomenidir. Sadece bu nedenle dahi hesabını veya mesaj isteklerini gizlemesi mümkün değildir. Kaldı ki sırf tacizcinin birisi kendisini taciz etmesin diye kişisel özgürlük alanının kısıtlanması tavsiyesi ile savcılık makamının hem de Sulh Ceza Hakimliği’nin aynı görüşü paylaşarak soruşturmayı kapatması kaygı ve üzüntü verici bir durumdur”
