Uzay teknolojileri ABD ve Sovyetlerin Soğuk Savaş yıllarındaki rekabeti temelinde gelişti ve 2010'lu yılların başına dek bu teknolojileri devletler yönetti. Ancak tarihin ilk yeniden kullanılabilir roketini üreten kuruluş, devletler değil Elon Musk'ın kurucusu olduğu özel şirket SpaceX oldu.
İnternetten alışverişlerde online ödeme servislerinin atası X.com'u kuran ve sattıktan sonra köşeyi dönen Elon Musk, aslında uzay işine sadece bir hevesle girmişti. Ancak vizyonu, insanlığın ortak gayeleri ile birleşti ve bugün SpaceX, Mars'a insan taşıyabilecek tek şirket konumuna geldi. .
Peki SpaceX nasıl bir vizyonla, hangi hedeflerle kuruldu? 18 yıllık bu uzun yolculukta ne gibi önemli adımlar atıldı, uzay teknolojileri ve uzay görevleri SpaceX’in getirdikleriyle nasıl şekillendi? Bu yazımızda hep beraber bunlara göz atacağız.
Her uzun yolculuk, büyük ve cesur bir ilk adımla başlar: SpaceX nasıl kuruldu?
Takvimler 2002 yılını gösterirken, Elon Musk hayatının en önemli adımlarından birini atmıştı. PayPal’ın atası olan X.com’u eBay’e satarak elde ettiği geliri, hayatının belki de en önemli projesi olan SpaceX’e yatıran Elon Musk, 6 Mayıs 2002’de SpaceX’i kurdu.
Elon Musk’ı kendi roketlerini üreten bir uzay şirketi kurmaya iten ise uzay taşımacılığını ve uzay yolculuklarını ulaştırmak istediği noktaya; yani daha ucuz ve daha kolay hale getirebilmek için bundan daha iyi bir seçenek olmadığını fark etmesi olmuştu. O yıllarda Musk’ın hedefleri ve hayalleri, geniş çevrelerce tedirginlikle karşılanmış, herkes bu projeye alınan büyük bir risk olarak bakmıştı; zaman zaman Musk da öyle.
Şirketin kuruluş yıllarına dair Musk, o dönemde en yakınındaki insanların bile şirketine yatırım yapmasını istemediğini, bu riskli projede para kaybedilecekse de bunun kendi parası olmasını istediğini söylemişti. Yıllar sonra bugün, Elon Musk aldığı risk ve attığı büyük adım ile dünyanın en büyük ve önemli şirketlerinden birine sahip ve uzayın geleceğini şekillendiren adımlar atıyor.
İnsanlığı çok gezegenli bir tür haline getirmek: SpaceX, hangi hayal ve hedeflerle kuruldu?
Elon Musk’ın SpaceX’i kurarken en büyük hayali, pek çoğumuzun aşina olduğu üzere insanlığı Mars’a götürmek ve Mars’ı kolonileştirmekti. Bugün hala bu hayal için Elon Musk’ın ve şirketi SpaceX’in en önemli itici gücü diyebiliriz. Hatta SpaceX, bu hedefini ‘insanlığı çok gezegenli bir tür haline getirme’ hedefi olarak tanımlıyor. Ancak tabii ki SpaceX’in tek hedefi bu değil.
SpaceX’in aynı zamanda uzay taşımacılığını daha ucuz hale getirmek, bu sayede daha sık aksiyon almak, daha çok yükü daha az maliyetle uzaya taşımak için daha güçlü roketler üretmek ve yüksek hızlı ucuz interneti Starlink ile tüm dünyaya yaymak gibi yıllar içinde şekillenen hedefleri de oldu.
Bu hedeflerden pek çoğu, yıllar içerisinde yapılan ciddi çalışmalar ile gerçekleşti. SpaceX, en önemli hedefi olan Mars misyonu için önündeki tüm engelleri birer hedefe dönüştürerek büyük başarılar elde etmiş oldu.
İlk fırlatmalar, ilk hayal kırıklıkları ve ilk başarı: Falcon 1’in başarısız fırlatmaları ve uzay yolculuğunun başlangıcı:
SpaceX, kuruluşunun hemen ardından kendi roketlerini üretmek için çalışmalara başladı ve geçen 4 yılın ardından 2006 yılının Mart ayında ilk fırlatmayı gerçekleştirildi. 26 Mart günü gerçekleştirilen bu fırlatmada, Falcon 1 fırlatma platformunu terk ettikten saniyeler sonra yakıt hortumlarındaki bir yırtılma sonrası çıkan yangın sebebiyle başarısız oldu.
Aradan geçen bir yılın ardından 25 Mart 2007’de ikinci fırlatma gerçekleştirildi ancak bu fırlatma da roketin kendi etrafında dönüşünün dengelenememesinden kaynaklanan motor kapanması sebebiyle bir kez daha başarısız oldu. Gerçekleştirilen üçüncü fırlatmanın da başarısız olmasının ardından 28 Eylül 2008’de uzay taşımacılığında önemli adımlardan biri atıldı ve SpaceX ilk başarılı fırlatmasını gerçekleştirdi.
Falcon 1, geçen altı yılın ardından gerçekleştirilen bu fırlatmada yörüngeye ulaşarak bunu gerçekleştiren ilk özel sermayeli ve sıvı yakıtlı roket oldu. Falcon 1 sonrasında 13 Temmuz 2009’da, beşinci fırlatılışında ilk ve başarılı olan tek ticari görevini de gerçekleştirerek kendi misyonunu tamamladı.
Uzay taşımacılığında devrim: Falcon 9 ve yere iniş denemeleri
Uzay taşımacılığında yıllar boyu maliyetleri en çok artıran noktalardan biri, her fırlatmadan sonra yeni roketlere ihtiyaç duyulması olmuştu. Hal böyle olunca da roketlerin fırlatmadan sonra yere sağ salim indirilerek tekrar kullanılabilir şekilde tasarlanması en önemli çalışma alanlarından biriydi.
SpaceX de yere indirip tekrar tekrar kullanabilecekleri bir roket ve fırlatma araçları ailesi tasarlayıp üretebilmek için çalışmalara başlamıştı. Falcon 9, SpaceX’in pek çok deneme ve yanılmadan sonra nihayet resmi bir görevde başarıyla yere indirebildiği roketi oldu.
Bu konuda çalışmalar yapan tek şirket SpaceX değildi. SpaceX’in en büyük rakiplerinden Blue Origin de bu işte oldukça ciddiydi. Hatta öyle ki, 24 Kasım 2015 tarihindeki deneme fırlatmasında Blue Origin’in roketi New Shepard, yere inmeyi başaran ilk roket oldu. Ancak bu resmi bir görev değildi ve yarış devam ediyordu.
SpaceX ise Falcon 9’un 23. kez kullanıldığı bir görevde, 3,100 kilo malzeme dolu Dragon'u yörüngeye gönderdi ve Florida, Cape Canaveral üssü açıklarında bekleyen Of Course I Still Love You platformuna iniş gerçekleştirdi. Böylece SpaceX, uzay taşımacılığında yeni bir dönemi başlatmış oldu.
Falcon Heavy ve Mars’a doğru yola çıkan ilk otomobil Tesla
Falcon Heavy, hiç şüphesiz en az Falcon 9 kadar önemli bir başarı hikayesi. Toplamda üç Falcon 9 roketinin birleşmesiye oluşan bir mimarisi olan Falcon Heavy, çok daha güçlü. Bu sayede çok daha ağır yükleri tek seferde taşıması da mümkün.
Falcon Heavy ile ilgili en unutulmaz ve eğlenceli olaylardan biri ise Elon Musk’ın Falcon Heavy ile Mars’a doğru bir Tesla Roadster fırlatması olmuştu. Dawid Bowie’nin ünlü Space Oddity şarkısı eşliğinde Mars’a doğru uzun bir yolculuğa çıkan Tesla Roadster’ı fırlatan Falcon Heavy’nin ise iki parçası başarılı şekilde yere indi.
Falcon Heavy, dünya üzerinde kullanımda olan en güçlü roket olma özelliği taşıyor ve bu güçlü roketin esas hedefi insanları Mars’a taşımak. Şu an için bizi Mars’a taşımaya ve orada kolonileşme gerçekleştirmeye en yakın olan roket de Falcon Heavy ancak tabii ki daha aşılması gereken pek çok engel ve yapılması gereken geliştirmeler var.
İlk insanlı uçuş: Crew Dragon görevi
SpaceX, Mayıs ayında gerçekleştirdiği Crew Dragon görevi ile uzaya insan gönderen ilk özel şirket olmayı başardı. Bu başarı, uzaya insan taşıma misyonu açısından değerlendirdiğimizde şimdiye kadar uydular ve yükler taşıyan SpaceX’in hedefine her geçen gün yaklaştığının göstergesi diyebiliriz.
SpaceX’in insan taşıma misyonunun en önemli ürünlerinden biri olan Dragon kapsülü ve Falcon 9 roketi ile gerçekleştirilen fırlatma sonrası Falcon 9 başarılı bir şekilde yere iniş yaptı ve sonrasında Dragon kapsülü içinde iki astronot Uluslararası Uzay İstasyonu’na ulaştırıldı.
Starlink ile ucuz ve hızlı internet:
SpaceX’in son dönemde en çok gündeme gelen projelerinden biri de Starlink projesi. Starlink ile SpaceX, yörüngeye uydular fırlatıyor ve bu uydular ile tüm dünyada hızlı ve ucuz internet hedefini gerçekleştirmek istiyor.
Şimdiye kadar 15 görev gerçekleştirerek yörüngeye uydular taşımaya başlayan Starlink’in en temel hedefi ise dünya üzerinde özellikle internet erişiminin olmadığı bölgelere hizmet sunabilmek.
Starship ve SpaceX’in uzaya insan götürme projeleri:
Musk’ın Mars misyonu için kilit olarak görülen projelerden biri de Starship. Bu devasa tasarıma sahip uzay aracı ile Elon Musk, uzay turizmini başlatmayı ve daha da önemlisi Mars’ta kolonileşmeyi başlatmayı hedefliyor.
Henüz geliştirme aşamasında olan Starship tüm çalışmalar tamamlanıp testlerden başarı ile geçerse, 2023 yılında ilk uzay turizmi yolculuğunu gerçekleştirecek ve Ay’a ilk turistleri götürecek. Japon milyarder Yusaku Maezawa'yı ve 8 sanatçıyı Ay’a götürecek olan Starship, sonrasında rotasını Mars’a çevirecek.
Peki SpaceX nasıl para kazanıyor? Tüm bu çalışmalar hangi kaynaklarla gerçekleştiriliyor?
SpaceX nasıl para kazanıyor sorusunun oldukça basit bir cevabı var; taşımacılık yaparak. SpaceX uyduları ve uzaya gidecek yükleri taşıyarak elde ettiği gelirin yanında aynı zamanda NASA gibi uzay ajansları ile projeler gerçekleştirerek yatırımlar alıyor.
Şimdiye kadar pek çok ülkenin uydularını uzaya gönderen SpaceX, yeniden kullanılabilen roketleri ile uzay taşımacılığı maliyetini hayli düşürdüğü için ülkelerin tercihi olmayı da başarmış durumda.
SpaceX’in şimdiye kadarki yolculuğu, hedeflerini bir bir gerçekleştirdiğini gösteriyor. Bu uzun yolculuk ve zorlu görevler sırasında yaşanan tüm aksiliklere, başarısız görevlere rağmen sürekli çalışan ve gelişen ekibiyle SpaceX, uzaya dair heyecanımızı yüksek tutmayı ve en aşırı hayallerin bile zamanla yavaş yavaş şekillenerek, kendi koşullarını oluşturarak gerçekleşebileceğini gösteriyor.