Profesör Hawking, bundan 45 yıl önce 1974’te çığır açan bir teori öne sürdü ve Hawking Radyasyonu olarak adlandırıldı. Teori temel olarak, kara deliklerin yuttuğu cisim parçacıklarının, olay ufkuna yakın kısımlarındaki anti-parçacık ve parçacıkların birbirini yok etmeden kara deliğe düşmesi ile birinin kara delikten çıkmasıdır. Bu uzaktan izleyenler için, kara delikten çıkan büyük bir toz hortumu gibi gözükebilir. Küçük kara delikler, yuttuğu enerjiden fazlasını püskürtebildikleri için bu zamanla yok olmalarına sebep olur.
Bu teorinin bu güne kadar kanıtlanamamasının sebebi, küçük boyutlu kara deliklerin yaydığı Hawking Radyasyonu’nu boyut ve uzaklık sebebiyle gözlemleyemememizdir. Ancak şimdi, İsrail’in Hayfa’daki Technion Üniversitesi'nde fizik profesörü olan Jeff Steinhauer, bir laboratuvarda “kara delik” oluşturarak teoriyi kanıtladığını iddia ediyor.
Bose-Einstein yoğunlaşması ile elde edilen kara delik, neredeyse mutlak sıfıra (-273,15 ° C) soğutulmuş gaz ve parçacıklardan oluşan bir madde halidir. Sıradan bir karadelik ışığı bile yutabilirken, laboratuvar ortamında üretilen kara delik sadece sesin kaçmasına izin vermez.
Bu testler sonucunda edinilen veriler, Stephen Hawking’in teorisinin doğru olduğunu kanıtladı. Profesör Steinhauer, Nature dergisinde yayınlanan araştırma hakkında “Hawking’in teorisinin öngörüleri ile çok iyi eşleşen sonuçlar aldık” sözlerini kullandı. Çalışmada yer almayan İsrail, Rehovot’ta Weizmann Bilim Enstitüsü’nden fizikçi Ulf Leonhardt konu ile ilgili “Çok önemli bir dönüm noktası” dedi.
Henüz yapılan deneyler, Hawking Radyasyonu’nun gerçek kara delikler üzerinde etkili olup olmadığını kanıtlayacak düzeyde değil. Ekip, araştırmayı çok daha geniş bir ölçekte yürütmek için gerekli teknoloji mevcut olana kadar araştırmaya devam etmeyi planladıklarını söylüyor.
