Bilim dünyası, güne kuantum fiziği ve kara delikler üzerine gerçekleştirdiği kapsamlı çalışmalar ile Albert Einstein’dan sonra en büyük deha olarak görülen Steven Hawking ölüm haberi ile ömrünü harcadığı kara delikler kadar karanlık bir şekilde başladı. Peki Steven Hawking kimdi ve bilinmeyen yönleri nelerdi?
Ünlü Bilim İnsanı Stephen Hawking Hayatını Kaybetti!
Öncelikle kim olduğu sorusunu yanıtlamak gerekirse; Steven Hawking, 8 Ocak 1942 tarihinde İngiltere’nin Oxford kentinde doğan, 1960’ların başında henüz 21 yaşındayken tedavisi bulunmayan ALS hastalığına yakalanan ve bu nedenle sinir sistemini felç olan, buna karşın ömrü boyunca kuantum fiziği ve kara delikler konusunda çalışmalarını sürdüren, kuantum mekaniği ile Genel Görelilik Kuramı’nın birleştirilmesi gerektiğini öne sürerek yirminci yüzyılın ikinci yarısının en büyük buluşuna imza atan dünyaca ünlü bir fizikçidir.
Steven Hawking Hakkında Pek Az Kişinin Bildiği 10 Özellik
1- Eğitimine İyi Başlayamadı
Hawking’in okul hayatına iyi bir başlangıç yaptığını söylemek mümkün değil. 9 yaşındayken yer aldığı sınıfın en kötü not ortalamalarından birine sahip olan Hawking, çabalayarak not ortalamasını bir miktar iyileştirse de hiçbir zaman ‘iyi’ bir seviyeye getiremedi.
2- Daha Çocukken Lakabı Einstein’dı
Hawking, düşük not ortalamalarına rağmen farkını belli ediyordu ve daha çocukken arkadaşları ona ‘Einstein’ lakabını takmışlardı. Hawking arkadaşlarını haksız çıkarmadı ve Oxford Üniversitesi’nın burs sınavlarından yüksek puan almayı başararak iyi bir üniversiteye yerleşmiş oldu.
3- Biyolojiyi Daima Belirsiz Buldu
Küçük yaşlardan itibaren matematik ve fiziğe ilgi duymaya başlayan Hawking, biyolojiden ise hep uzak durdu. Biyolojinin fazla belirsiz olduğunu düşünen Hawking, aynı zamanda da fazla ezberci olduğunu söylüyordu.
4- Okulun Kürek Takımının Bir Üyesiydi
Hawking’i çoğu kişi tekerlekli sandalye üzerinde hatırlasa da ALS hastalığından önce o da gayet sağlıklı biriydi. Fakat Hawking hiçbir zaman güçlü, kuvvetli biri olamadı. Bu nedenle okulun kürek takımının bir üyesi olan Hawking, kürek çekmek yerine yön ve hızı kontrol eden düvenci görevini üstlenmişti.
5- ALS Tanısının Konması
Henüz 21 yaşındayken kas kontrolünü kaybetmeye ve sakarlık belirtileri göstermeye başlayan Hawking, sorunu anlamak için hastaneye gitti. Doktorlar Hawking’e amyotrofik lateral skleroz (ALS) tanısı koydu ve büyük ihtimalle birkaç yıl ömrü kaldığını belirttiler.
6- Kuantum Mekaniği Üzerine Çalışmaları
Hawking’in en ses getiren çalışmalarından biri, 1983 yılında evrenin sınırlarının bulunmadığını ortaya atması oldu. Evrenin şekli ve doğasını anlamak için kuantum mekaniği ve genel görelilik kavramlarını birleştiren Hawking ve Hartle, evrenin kapsanan bir varoluş olsa da sınırlarının bulunmadığını ispatladılar.
7- Uzaylıların Varlığına İnanırdı
2008 yılında NASA’nın 50. yıl kutlamaları sırasında davetli olarak bir konuşma gerçekleştiren Hawking, bu konuşması sırasında uzaylıların varlığına inandığını belirtmişti.
8- Geleceğin Uzayda Olduğunu Düşünürdü
İnsanlığın küresel ısınma ve nükleer savaşlar yüzünden Dünya’da uzun süre varlığını sürdüremeyeceğini düşünen Hawking, insanoğlunun soyunu devam ettirmesi için geleceğini uzayda görmesi gerektiğini düşünürdü.
9- Yanıldığını Kolaylıkla Kabul Edebilirdi
Hawking büyük bir bilim insanı olsa da asla yanılmayacağı anlamına gelmez. Hawking, 2004 yılında gerçekleştirdiği bir açıklamada 1997 yılında başka bir bilim insanı ile girdiği iddiada karşı tarafın haklı olduğunu ve kendisinin yanıldığını kabul etmişti.
10- O Bir Çocuk Kitabı Yazarıydı
Hawking, kuantum fiziği ve kara delikler üzerine çalışmalar gerçekleştirirken çocukları da unutmadı. 2007 yılında kızı Lucy ile birlikte ‘Georgo'nun Evrene Açılan Gizli Anahtarı’ adında bir çocuk kitabı yazan Hawking, 2009 yılında da ‘Georgo'nun Kozmik Hazine Avı’ ile serinin ikinci kitabını tamamlamıştı.