Sürekli Yorgun Olduğunu Söyleyen İnsanlara Karşı Nasıl Davranmamız Gerekiyor?

77
12
9
5
3
Günümüzde insanların büyük bir kısmı kendilerini yorgun hissediyorlar. Onlara “Biraz yorgun görünüyorsun, bugün nasılsın?” diye sorduğunuzda, aldığınız cevaplar sizi tatmin etmeyebilir. Peki modern hayatın yükü altında, artık çoğu şeyden pes etmiş gibi görünen bu insanlarla nasıl iletişim kurmak gerekiyor?

Aslında çevremizdeki insanlarla kurduğumuz iletişim sırasında, onların ruh sağlığına dair pek çok ipucu alırız. Önemli olan bu ipuçlarını doğru şekilde değerlendirip, onlara en güzel şekilde davranmaktır. Artık gün geçtikçe daha fazla insanın kendisini yorgun ve bitkin hissetmesi dikkatinizi çekiyor mu? Onlar bizim dostumuz, kardeşimiz, annemiz ya da babamız olan insanlar. Böyle durumlar karşısında onlara karşı nasıl tavır yakınmamız gerektiğini bilmek gerekiyor. Bir insan “Önemli bir şey yok, iyiyim. Sadece yorgunum” dediğinde aslında size “Sana ihtiyacım var” diyor olabilir. 

Twitter profili üzerinden sosyal ilişkilerimize ve iletişim metodlarımıza ilişkin hatalarımızı sık sık gündeme getiren sanat yönetmeni PJ Palits, kendisini sürekli yorgun hisseden insanlar hakkında bazı önemli uyarılarda bulundu. Bu insanların akıl sağlığı ile ilgili sorunlarına ve dolayısıyla, karşılarında nasıl davranmamız gerektiğine değinen Palits’in açıklamalarını sizin için derledik. 

Şimdi yavaşça arkanıza yaslanın ve bu insanlarla empati kurmanın ne demek olduğunu anlayın. Başlıyoruz:

Pek çok insan onlara nasıl olduklarını sorduğunuzda “iyiyim, sadece yorgunum” cevabını veriyor. Bu cevabı alanların büyük çoğunluğu duyduklarıyla yetinip, o insanları yargılamaya başlıyor. Oysa ki “yorgunum” bir şikayet kelimesi ya da kötümser bir karakterin belirtisi değil. Bu sadece hayatın bir gerçeği.

Kendisini yorgun hisseden insanlar, kendi beyinlerine ve toplumsal beklentilere sürekli olarak karşı çıkan bir yapıya sahiptirler. Genelde geceleri beyinlerindeki birikmiş düşünce yığınlarından dolayı uykuya dalmakta zorlanırlar. Oysa bir bireyin uykuya dalma süresi ortalama 7 dakikadır. Bu insanların uykuya dalmaları ise 1 saati bulabiliyor. Bu süre yataktan her stres dolu ayrılıklarında yeniden başa sarıyor.

Uykuları sık sık bölünen ve geceleri dinlenmek yerine yataklarında debelenen insanlar, bazen gürültüden, vücutlarındaki ağrı ve acılardan şikayet ediyorlar. Hatta bir kısmı kafalarının içerisinde yüksek sesler duyduklarını bile söylüyorlar. Bu olayların peşini gerçekçi ve rahatsız edici rüyalar, ani uyanmalar takip ediyor. 

Bu tip insanlar, yıllardır uykudan sonra kendilerini dinlenmiş olarak hissetmeyen insanlardır. Okul çağlarından yetişkinliklerine kadar, neyi nasıl yapacaklarını bilmeleri beklenen bir dünyada, çok seçenekli talimatları yerine getirme ve hatırlama becerisine sahip olmaları bekleniyor. Haliyle bellek sorunları ve unutkanlıklar da beraberinde geliyor.

Böyle insanlar, kendi düşünceleri ve korkularıyla savaşan, kendi beyinleriyle sürekli çarpışan kişilerdir. Aynı zamanda diğer insanların kararları ve anlayış eksiklikleriyle sürekli olarak mücadele etmek zorunda kalırlar.

Diğer insanların “Sadece başa çıkmak istemiyorsun”, “Disiplinli değilsin”, “Her şey senin kafanda olup bitiyor”, “Çok kötümsersin”, “Tembel olmayı bırakmalısın” gibi tepkileriyle karşılaşmak zorunda kalırlar. Bu tepkiler, kendilerini sürekli yorgun hisseden insanları duygusal olarak aşırı yüke maruz bırakır. 

Giyecekleri kıyafetlerden, yiyecekleri yemeklerden, çevrelerindeki gürültülerden ve korkularından dolayı bu insanlar, sürekli bombardıman altında kalan bir şehirdeki savaş mağdurları gibi olurlar. Haliyle kendilerini anlamayan insanlara karşı savunma yapmaktan da yorulurlar. Diğer insanlar, onların korkularını ve endişelerini aptalca ve mantıksız bulurlar.  

Rüzgarda sallanan bir köprünün halatlarından birisinin üzerinde yaşamak zorunda olduğunuzu düşünün. Her şeyden korkarsınız. 

Böyle insanlar, diğerlerinin beden dillerini anlamak için çok miktarda enerji tüketirler. Hatta bir şey karşısındaki tepkilerinizi de merak ederler, sonraki konuşmalar boyunca tepkileri tahmin eder öyle davranmaya çalışırlar. Çoğu zaman bu tepkiler dahil her şeyde, neyin gerçek neyin sahte olduğuna ilişkin çıkarım yapmakla uğraşırlar.

Bu insanlar sürekli kas ağrıları yaşayan, bir yerlerini sıkmaktan yorulmuş biyolojiye sahiptirler. Sık sık baş ağrısı ve migren sorunu yaşarlar, iştahları kaçar ve bağışıklık sistemleri bozulur. 

Birisi size yorgun olduğunu söylediğinde cevapların ötesine bakmanız gerekir. O sadece yorgun mu? Sadece fiziksel olarak dinlenmeye mi ihtiyacı var? Yoksa aslında sadece tek ihtiyacı olan siz misiniz?

Bu nedenle eğer birisi size yorgun olduğunu söylüyorsa, lütfen onu tembellikle ya da gerçeklikten kopmuş gibi davranmakla suçlamayın, negatif bir tavır çizmeyin. Bunun yerine hayatınızı yüksek ve rüzgarda sallanan bir köprünün halatlarından birisi üzerinde geçirdiğinizi düşünün. Böyle bir denge mücadelesi içerisindeyken birisi size suçlayıcı tavırlarla gelirse nasıl hissedersiniz?

İçinde kendi sessiz savaşını veren herkes adına yalvarıyorum, lütfen sabırlı ve empatik olun. Başkasının dünyasını tecrübe etmemiş olmanız, onun gerçeklikleri hakkında yargı yapma hakkını vermez.

Kaynak : https://www.iflscience.com/health-and-medicine/mental-illness-can-make-you-tired-this-is-why/
77
12
9
5
3
Emoji İle Tepki Ver
77
12
9
5
3
Yorumlar(18)
Yorumunuz minimum 30 karakter olmalıdır.(0)
Ziyaretçi olarak yorum yapıyorsun, dilersen .
Popüler Yorumlar
Tüm Yorumlar
2 ay önce
Çoğu deney profosyonel mantıktan uzak. Muhtemelen 1. Amaçları 1 iş yapmış olmak, 2. Amaçları öfke ve nefretlerini çıkarmak. Amaçları ölüm ve işkenceyi düzene oturtmak. Bilimsel veriler Yan ürün
Yanıtla
Yorumunuz minimum 10 karakter olmalıdır.(0)
Ziyaretçi olarak yorum yapıyorsun, dilersen .
11 ay önce
tabi canım tabi çok gerekliydi deneyler. benzin enjekte etme valla 21. yy için hayatımın bu alanında kendime benzin vermeden yapamıyorum
Yanıtla
Yorumunuz minimum 10 karakter olmalıdır.(0)
Ziyaretçi olarak yorum yapıyorsun, dilersen .
2 yıl önce
Ben hayatımda bu kadar cani insanlar ne duydum ne bildim ve şuan öğrendimki insanın değeri aslında her zaman birilerin karşısında çok az ve bence her insan eşittir
Yanıtla
Yorumunuz minimum 10 karakter olmalıdır.(0)
Ziyaretçi olarak yorum yapıyorsun, dilersen .
3 yıl önce
gereksiz bırsuru katlıyama karsıyım
Yanıtla
Yorumunuz minimum 10 karakter olmalıdır.(0)
Ziyaretçi olarak yorum yapıyorsun, dilersen .
5 yıl önce
bu deneylerin yapılma amacı tıp için değil askeri anlamda çok güçlü olmak amacıyla yapılmış deneyler o zamanlarda naziler kendi ırkı dışındaki her ırkı öldürmek istiyordu bunun içinde çok büyük miktarda askeri güce ihtiyaçları vardı bu deneyleri de ölümsüz asker yaratmak için yaptılar zaten yani tıptan bahsetmeyin
Yanıtla
Yorumunuz minimum 10 karakter olmalıdır.(0)
Ziyaretçi olarak yorum yapıyorsun, dilersen .
diğer yanıtları göster
11 ay önce
Bazıları o yüzden olabilir. Ancak bazıları askerlerin tedavisi için yapılmış deneyler.
5 yıl önce
tıp için yapılmadı tıpa faydası oldu.
6 yıl önce
Arkadaşlar bu deneyleri Hitler değil onun doktoru Josef Mengele yaptı.Ve bazıları 28 milyon insanın öldüğünü söylüyor ama yalnızca 2 milyon insan öldürüldü-zaten 2. Dünya Savaşında dünyada 22 milyon insan öldü- ve bu deneyler bilime çok faydası olan deneyler... Sakın onları desteklediğimi yaptıklarını doğruladığımı falan sanmayın, ben sadece yanlışları belirtmek istedim.
Yanıtla
-1
Yorumunuz minimum 10 karakter olmalıdır.(0)
Ziyaretçi olarak yorum yapıyorsun, dilersen .
4 yıl önce
2 milyon az sanki
6 yıl önce
yapılan deneylerde ele alınacak hiç bir sonuç yok burda ki amaç sadece işkence ve tek ırk oluşturma açıkcası bu tam bir canilik
Yanıtla
Yorumunuz minimum 10 karakter olmalıdır.(0)
Ziyaretçi olarak yorum yapıyorsun, dilersen .
1 yıl önce
Amam biz hipotermi hakkındaki çoğu bilgimizi bu deneylerle öğrendik. Şu sözün doğrulunu kabul emtek istemesem de gerçek maalesef. "Teknolojiyi savaş geliştirir."
6 yıl önce
alman halkı hitlerin yaptıkları insandışı ölümlere savaş bittikten sonra abd tarafından ölüm kamplarına neler yapıldığını bilmeleri için götürülmüşlerdir. bugün hiçbir alman insanı hitleri sevmez bunun nedeni neler olduğuna gidip kendileri gördükleri içindir. Şuan ''Naziler o zamanda o deneyleri yapmasalardı şu anda Tıp bu kadar ileride olmazdı'' diyenler kendi sıcak koltuklarında pc başında facede orda burda boş şeylerle uğraşanlardır. Emin olun ki ölümsüzlüğü bile bulsalar bu işkencelerin hesabını veremezler. Ayrıca siz işin ciddiyetinde olsaydınız sizlerde şuan vijdanen bole düşünmenin hesabını veremeyecegınızın farkına varıp her sanıye kendınıze nalet ederdiniz.
Yanıtla
Yorumunuz minimum 10 karakter olmalıdır.(0)
Ziyaretçi olarak yorum yapıyorsun, dilersen .
6 yıl önce
Tüm yüzyıllarda gerçekleşmiş katliamlar kitlesel ölümler bazı yüzyıllarda ise fazlası olmuştur.Dünyaya bu gibi ve bunun gibi ölümler gerekli yüzyıllardır kaos olmasa dünya bu kadar canlı formunu kaldırabilir miydi?. Her yaşanan kaos sonrası barış dönemi yenilenme dönemi gerçekleşir ve şuan o yenilenmenin sonuna geliniyor. Her kaos yeni bir atılım yeni bir güç çıkarır. O yüzden bu yaşananlar tarihte normal karşılanacak dönemlerdir.
-1
6 yıl önce
Naziler o zamanda o deneyleri yapmasalardı şu anda Tıp bu kadar ileride olmazdı
Yanıtla
-4
Yorumunuz minimum 10 karakter olmalıdır.(0)
Ziyaretçi olarak yorum yapıyorsun, dilersen .
6 yıl önce
insan be onlar insan sende tıpa katkıda bulunmak için denek ol istersen hmm olurmu gerizekalı
-1
7 yıl önce
Neymiş o naziller o deneyleri yapmasalardı tıp bu kadar ileri olmazmış. peki size soruyorum ; insan haklarının temeli yaşama hakkıdır. o insanların yaşama hakkı nereye gitti? ne kadar sadistçe yapısıdır bu! lütfen gidip biraz araştırma yapın !!!!
Yanıtla
Yorumunuz minimum 10 karakter olmalıdır.(0)
Ziyaretçi olarak yorum yapıyorsun, dilersen .
6 yıl önce
Fedakarlık diyoruz buna. Bu tarz deneyler iyi ki oldu. Tıp ilerledi. Ölümler gerçekleşti ama değerdi olsun.
-2
DAHA FAZLA YORUM GÖSTER