Üstelik gelişmiş bir toplumun izlerini taşıyan şehir, görenleri hayretler içerisinde bırakıyor.
El-Natah adı verilen bu antik kent, M.Ö. 2400 civarında gelişmiş bir toplumun izlerini taşıyor.
Neredeyse 50 çok katlı yapıların olduğu bu yerleşim yerinde en az 500 kişinin yaşadığı tahmin ediliyor. Görüntülere bakıldığında günümüz evlerini andıran bu yapılar, insanı şaşırtmaya yetiyor. Bu mimarlık da aslında toplumun gelişmiş olduğunu gösteren önemli bir bulgu.
El-Natah olarak adlandırılan bu kent, küçük sokaklardan ve büyük mezarlardan oluşuyor. Mezarlarda metal silahlar, baltalar ve hançerler bulundu. Bu da toplumun savaş ve savunma teknolojisine karşı yüksek bir bilgi sahibi olduğunu gösteriyor.Evler arasındaki çömlek parçaları ise toplumun eşitlikçi bir yapıda olduğunu gösteriyor.
Kent, gözlemlere göre üç ana bölümden oluşan bir düzene sahip. Bir yerleşim alanı, bir yönetim merkezi ve bir de mezarlıktan oluşuyor. Bu düzen, toplumun nasıl organize olduğunu ve kentin nasıl planlandığına dair çıkarım yapmamızı da sağlıyor.
Arkeologlara göre bu düzen, halkın hiyerarşik bir sınıfa sahip olmadığını, herkesin “eşit” kabul edildiğini gösteriyor. Bu da aslında toplumun ne kadar gelişmiş olduğunun bir kanıtı.
Kentin varlığı ilk olarak 15 yıl önce bir uygu görüntüsü ile fark edilmişti.
Ancak volkanik kayaçlar, kentin fiziksel olarak keşfedilmesini engelleyen önemli bir faktör olmuştu. Halkın tütsü ticaret yolu üzerinde yer alması, bölgenin ekonomik yapısı hakkında da bilgi edinmemizi sağlıyor.
Ayrıca bölgede tespit edilen birkaç su kuyusu ise halkın tarım toplumu olduğunu göstermektedir. MÖ 1500 ile 1300 yılları arasında terk edildiği düşünülen bölgenin neden terk edildiği ise net olarak bilinmiyor.
Ancak araştırmacıların tahminlerine göre iklim değişiklikleri ya da hastalık gibi faktörler, bu toplumun göç etmesine neden olmuş olabilir.
İlginizi çekebilir:
