Kripto paralar, bir devlet kurumu ya da siyasi otoriteye bağlı olmadıkları için, ticaretlerinde de ülke sınırlarından söz edemiyoruz. Örneğin Çin’den gelen bir yasakalama kararı, kripto para fiyatlarını doğrudan etkiliyor. Bu nedenle geçtiğimiz günlerde yaşanan tarihin en büyük kripto para hırsızlığı skandalı, küresel pazarda 530 milyon dolar değerindeki kripto paranın el değiştirmesiyle sonuçlandı.
Söz konusu miktar, Japonya’da fazlasıyla talep gören kripto para birimi NEM’den oluşuyordu. Olayın ardından piyasa değerinde halkın güven kaybetmesi dolayısı ile ani bir düşüş yaşandı. Saldırıya maruz kalan ve kullanıcılarını mağdur eden Coincheck yetkilileri basın karşısında özür dileyip, olayın faillerini tespit ettiklerini de açıkladılar.
29 Ocak itibariyle Japonya maliyesinden sorumlu kurumlar, Coincheck dahil tüm kripto para piyasalarına denetim şartı getiriyorlar. Ayrıca siber saldırılara karşı çok daha dikkatli çalışmaları gerektiği konusunda Coincheck şirketine yönelik sert uyarılarda bulunuyorlar.
Basın karşısında mağdur olan binlerce yatırımcıdan özür dileyen Coincheck yetkilileri
Japonya, finans ve teknoloji çevrelerini bir araya getiren kripto paranın gelceğine karşı ılımlı tavra sahip olan Asya ülkelerinden birisi. Dolayısı ile yaşanan vaka karşısında önemle dikkat ettiği konular, sistemlerin zayıf noktalarının tespit edilmesi yönünde.
Coincheck, mağdur edilen yatırımcılarının zararlarının %90’ının karşılayacağını dile getirdi. Ancak bunun için net bir tarih verilmedi.
Japonya, geçtiğimiz yıllarda ulusual seviyede kripto para borsalarını düzenleyen ilk ülke olmuştu. Yeniliği korumak ve tüketici sayısını arttırmak için yaptığı yatırımlar ve devlet yetkililerinin gösterdikleri çaba, kıta komşuları olan Güney Kore ve Çin gibi ülkelerin politikalarının tam anlamıyla zıttı.
Önümüzdeki Mart ayında Arjantin’de düzenlenmesi beklenen G20 zirvesinde, Japonya’nın finansal teknoloji alanındaki güvenlik önlemlerine karşı yeni duyurular yapması bekleniyor.