Dünyada bir ilk olarak astrofizikçiler, bu senenin başında başka bir galakside kütleleri Ay’dan Jüpiter’e kadar değişiklik gösteren gezegenler keşfettiler.
Kendi galaksimizdeki gezegenleri bulmanın bile ne kadar zorlu bir görev olduğunu da göz önünde bulunduracak olursak bu gelişmenin ciddiyeti küçümsenemez boyutlarda. Oklahoma Üniversitesi’ndeki araştırmacılar kütleçekimsel mikromercekleme yöntemini kullanarak bunu başardılar.
Bu yöntem ilk defa Einstein’ın genel görelilik kanunu tarafından ortaya atılmıştı ve Samanyolu Galaksisi içerisinde bulunan ancak Güneş Sistemi’nin dışında kalan gezegenleri bulmak için kullanıldı.
Bir gezegen bir yıldızın etrafında dönerken sistemim kütleçekimsel alanı, arkasındaki uzak bir yıldızın ışığını bükebilir.
Az önce bahsettiğimiz senaryo iki yıldız arasında gerçekleşince nasıl göründüğünü biliyoruz, bu yüzden bir gezegen bu durumun içine girdiği zaman bize ulaşan ışık üstünde ciddi etkiler oluşturur. Buna genellikle o gezegenin bir imzası da denir.
Bu zamana kadar bu yöntemi kullanarak Samanyolu Galaksisi içerisinde bulunan ancak Güneş Sistemi içerisinde bulunmayan 53 adet gezegen keşfedildi. Ancak daha uzaktaki gezegenleri keşfedebilmek için bir yıldızdan daha fazlası gerekliydi.
NASA’nın Chandra X-ray gözlemevinden alınan verileri kullanan araştırmacılar, kuasar (galaksi dışında bulunan yıldızsı gökcismi) etrafında yalnızca başka gezegenlerin varlığıyla açıklanabilecek bir enerji kayması tespit etti. Bu tespitin sonucundaysa galaksinin yıldızları arasında, kütleleri Ay’ın kütlesinden Jüpiter’in kütlesine kadar değişiklik gösteren 2.000 adet gezegen bulundu.
Gezegenler, muazzam uzaklıklarından dolayı gözlemlenememiş ve hesaplamalar sonucunda varlıkları saptanmış olsa da araştırmacılar, dünyada bir ilki gerçekleştirip galaksimizin dışında gezegenler keşfettikleri için fazlasıyla mutlu olduklarını belirtti.