Süper kütleli kara deliklerin merkezindeki karanlıkta biriken yoğun kütle, uyguladığı çekim kuvvetiyle parçacıkları hızlandırır. Bir noktadan sonra daha fazla yoğunlaşamayan cisimden kaçışlar olur. Bunu bir nevi arabaların hızla giderken yol kenarlarına su sıçratması gibi görebiliriz. Ultra-hızlı dışa akım (UFO) adı verilen bu yapılar, galaksilerin merkezindeki karanlığı açıklayabilir.
Astronomy and Astrophysics dergisinde yayımlanan makaleye göre, Avrupa Uzay Ajansı’nın (ESA) X-ışını Çoklu-Ayna Görevi (XMM-Newton) teleskobu, PG 1114+445 adlı galakside bu akışı keşfetti. Böylece tarihte ilk defa kara deliklerin, etraflarındaki galaksiyi nasıl ittirdiklerini ortaya çıkardı.
Yapılan incelemeler sonucunda UFO’lardaki enerjinin yakınlardaki uzay rüzgarlarına aktarıldığı ve rüzgar hızını aşırı şekilde arttırdığını belirti. Böylece süper kütleli kara delikler ile ilgili bir soru da cevaba kavuşmuş oldu. Normalde bir kara delik kütlesi ne kadar büyükse etrafındaki her şeyi o kadar çabuk yutar, çekim kuvveti o kadar artar. Diğer yıldızları yutmamasının sebebi, bu rüzgarlar sayesinde hızlanan ve itilen gök cisimlerinin daha hızlı dönmeye başlaması olarak gözüküyor.
Araştırmada, yukarıdaki grafikte de görüldüğü üzere üç farklı rüzgar yapısı gözlemlendi. Bunlardan ilki, hem momentum hem enerji barındıran ve oldukça hızlı olan UFO salınımı. Bu salınım, ışık hızının %15’i kadar bir hıza sahip. Daha sonra sürüklenen UFOlar ve sıcak emiciler geliyor.
Temel olarak UFOlar, uzayda yıllarca savrulup en son sıcak emicilere dönüşüyor. Daha sonra da bu emicilere çarpan başka UFO dalgaları sayesinde sürüklenen UFO yapısı ortaya çıkıyor.
Araştırmacılar, bu üç akışı da aynı anda görüntülemeyi ilk defa başardı.
