Termal kameraların nasıl çalıştığını anlamak için önce ışığın ve ısının ne olduğunu bilmemiz gerekiyor. Normal kameralar ışığı kullanarak görüntü oluşturuyor. Gözlerimiz gibi onlar da sadece görünür ışığı algılıyor.
Termal kameralar, kızılötesi ışınımı algılıyor.
Kızılötesi ışınım, görünür ışığın ötesinde, çıplak gözle göremediğimiz bir tür elektromanyetik dalga. Her nesne, belirli bir sıcaklıkta olduğunda, bu kızılötesi ışınımı yayıyor. İşte termal kameralar da bu ışınımı yakalayarak nesnelerin sıcaklıklarını ölçüyor ve bir görüntü oluşturuyor.
Kameranın içinde, genellikle bir kızılötesi dedektör bulunuyor. Kamera içerisindeki ızgarada ise binlerce piksele sahip bir sensör dizisi ve dedektör çipi mevcut. Dedektör de gelen kızılötesi ışınımı elektrik sinyallerine dönüştürüyor.Daha sonra, bu sinyaller bir işlemci tarafından işleniyor ve görüntüye dönüştürülüyor. Elde edilen görüntü, farklı sıcaklıkları temsil eden çeşitli renklerde olabiliyor. Örneğin, sıcak nesneler kırmızı, soğuk nesneler ise mavi olarak görünüyor.
Isı takibi nasıl yapılıyor?
Termal kameralar sadece sıcaklık farklarını algılamakla kalmıyor aynı zamanda bu farkları takip de edebiliyor. Hareket eden bir nesne, çevresine göre farklı bir ısı yayıyorsa, termal kamera bu değişimi algılıyor ve nesnenin hareketini izleyebiliyor.
Bu özellik, güvenlik ve askerî uygulamalarda oldukça faydalı oluyor. Hatta yaban hayatı gözlemlemek veya arama kurtarma operasyonlarında bile kullanılıyor.
Termal kameraların kullanım alanları oldukça geniş.
Evde enerji kayıplarını tespit etmek için de termal kameralar kullanılabiliyor. Duvarlardaki yalıtım problemlerini veya pencerelerdeki hava sızıntılarını belirlemek için oldukça başarılı. Ayrıca elektrik tesisatındaki aşırı ısınmaları tespit etmek veya motorlardaki sorunları erken aşamada fark etmek için de termal kameraya başvurmak mümkün.
Bu teknoloji sayesinde aslında enerji tasarrufu yapabilir, güvenliğimizi artırabilir ve hatta doğayı daha yakından gözlemleyebiliriz.
Bunları da incelemek isteyebilirsiniz:
