Tesla otomobillerinin geleceğine dair üzerinde en çok kafa yorulan konulardan biri, daha gelişmiş otopilot deneyimi ve geçtiğimiz aylarda kapalı beta sürecine gireceği açıklanan 'Full Self-Driving' programı. Tamamen otonom, fütüristik bir filmden çıkmış gibi, şoföre ihtiyaç duymadan ilerleyebilen araçlara giden yolda atılan büyük bir adım olarak Tesla'nın tam otonom sürüş özelliği, şu an için sürücüden sorumluluk bekleyen ve yeni gelişen bir teknoloji konumunda. Ancak şirket, bu özellikleri kusursuz hale getirmek için sürekli çalışıyor.
2021'in ilk çeyreğinin güvenlik raporu da yayınlandı:
Tesla, 2021'in ilk üç ayında kaza oranlarının ne olduğunu da detaylı bir şekilde paylaştığı raporunu yayınladı. Raporun kaza oranları noktasında geniş özeti şu şekilde;
- Sürücülerin otopilotu devreye soktuğu her 4,19 milyon mil için (yaklaşık 6,74 milyon km) bir kaza kaydedildi.
- Otopilot olmadan ancak aktif güvenlik özellikleriyle sürüş yapanlar için, her 2,05 milyon mil için (yaklaşık 3,29 milyon km) bir kaza kaydedildi.
- Otopilot ve aktif güvenlik özellikleri olmadan sürüş yapanlar için, her 978 bin mil için (yaklaşık 1,57 milyon km) bir kaza kaydedildi.
- ABD Ulusal Karayolu Trafiği Güvenliği İdaresi'nin (NHTSA) en son verilerine göre ise ABD'de her 484 bin milde bir (yaklaşık 779 bin km) otomobil kazası oluyor.
Geçtiğimiz yılın verileri ile karşılaştırıldığında ise Tesla'nın otopilot devredeyken yaşanan kaza sayısının 2020'nin aynı dönemine göre arttığını, aynı şekilde herhangi bir güvenlik özelliği ya da otopilot devrede değilken Tesla ile yapılan kazaların 2020 yılına göre yükselişte olduğu görülüyor. İyileşme gösteren tek nokta ise otopilotun devrede olmadığı fakat Tesla'nın sunduğu güvenlik özelliklerinin kullanımda olduğu kısım. Burada Tesla araçlar 2020'nin aynı dönemine göre daha az kaza oranına sahip.
Otonom araçlara güvenmemiz için biraz daha yolumuz var
Tesla, tam otonom araçların önünü açmak ve toplumda güven oluşturmak için sık sık veriler yayınlıyor ve bu tabii ki alınması gereken bir aksiyon. Ancak Musk'ın bu verileri yalnızca ne kadar güvenli olduğunu ifade etmek için çok da sağlıklı olmayan bir şekilde karşılaştırmaya çalışması çok da doğru ve güven verici bir tutum değil.
Gelecekte otonom araçların hayatımızın büyük bir parçası olabileceğini görmek zor değil ancak bu yalnızca teknolojinin bunu yapabiliyor olması ile sağlanacak bir adım gibi gözükmüyor. Bu aynı zamanda trafiğe dair tüm kuralları, kentlerin yapısını ve insanların araç kullanma algısını baştan aşağıya değiştirecek; yepyeni bir trafik etiği yaratacak bir durum. Bu yüzden her adımın çok dikkatli atılması gerekiyor.