Film setinde, boş olduğu sanılan bir tabancadan çıkan mermiyle sırtından vurularak öldürülen Brandon Lee, hayatını kaybettiğinde henüz 28 yaşındaydı. Filmi izlemeyenlerin de haberdar olduğu bu bilginin perde arkasında yaşananlar olayı çok daha trajik yapıyor.
Filmde, Eric Draven ve sevgilisinin bir grup serseri tarafından öldürülmesinin ardından hayata geri döndürülen Eric'in, sevgilisinin intikamını almaya çalışması anlatılıyor.
Brandon Lee'nin hayatını kaybettiği bu talihsiz olay 31 Mart 1993'te yaşandı.
Brandon, ünlü oyuncu Bruce Lee ve onun Amerikalı eşi Linda Lee Emery'nin oğluydu.
The Crow filminden önce ikinci sınıf dövüş filmlerinde yer alsa da bu film onun için büyük bir fırsat olacaktı. Dövüş filmlerinde oynamasının nedeni ise babası Bruce Lee'ydi hiç kuşkusuz.
Fotoğraflardaki mutluluk tablosu ne yazık ki çok uzun sürmedi. Brandon, babasını 8 yaşındayken kaybetti.
Bruce Lee, filminin çekimleri devam ettiği bir dönemde arkadışının verdiği bir ağrı kesicinin etkisiyle hayatını kaybetti. 32 yaşında ölen Bruce Lee'nin ölümünün şaibeli olup olmadığı uzun süre konuşuldu.
Brandon da babası gibi genç yaşında bir ihmal sonucunda hayatını kaybedecekti.
Kazadan 30 dakika sonra kadar hastaneye kaldırıldı, ameliyatı 5 saat sürdü fakat kan kaybının çok fazla olması nedeniyle kurtarılamadı.
Nişanlısı Eliza Hutton, hastaneye vardığında acı haberi aldı.
Evlenmelerine sadece 17 gün kalmıştı.
Canlandırdığı Eric Draven karakteri de aynı şekilde nişanlıyken öldürülmüştü.
58 gün sürecek olan çekimlerin bitmesine 6 gün kala bu olay yaşandı. Vurulduğu sahne yaklaşık 70 kez tekrarlandı, sadece bir kez daha az tekrarlansaydı Brandon bugün aramızda olabilirdi.
Kurşun, Funboy karakterini canlandıran Michael Massee'nin ateşlediği tabancadan çıktı.
Bir hatası olmasa da büyük bir travma yaşayan oyuncu, 1 yıl boyunca setlere dönemedi. Hiçbir zaman da The Crow'u izleyemedi.
Filmin yapımcı stüdyosu, freelance olarak çalışan silah ustası James Moyer'e, artık ona ihtiyaç kalmadığını ve geri kalan sahneleri "pervane ustası"nın halledebileceğini söylemiş. Bu da ne kadar büyük bir ihmalin söz konusu olduğunu gösteriyor.
Ayrıca ölüm anı filmde bulunmuyor, davanın sonuçlanmasıyla birlikte imha edilmiştir.
Nişanlısı Eliza Hutton ve annesinin onayının ardından film CGI desteğiyle tamamlanıp yayınlandı.
Arkadaşlarının belirttiğine göre; Brandon, bu filmden önce bir gün babası gibi öleceğini hissettiğini söylemiş.
Kazadan 12 gün önce ise "The Sheltering Sky" kitabından ve filminden bahsettiği son röportajında söyledikleri de oldukça ilginç:
"Hayatınızı derinden etkilemiş bir öğleden sonrayı, daha kaç kez anımsayabilirsiniz? diyor ya, ben filmi izleyince kitabı balkonda okuduğum yıllar öncesinin bir yaz akşamına gidiyorum; o akşamı daha kaç kez anımsayabilirim ki? Yine de her şey sonsuzmuş gibi. Oysa nasıl da hızla tükeniyor..."
Brandon Lee'nin mezarı, babası Bruce Lee'nin mezarının yanında yer alıyor. Son röportajında bahsettiği ve ezbere bildiği o sözler şimdi mezar taşında yazıyor.
The Crow filminin bu repliği, akıllara her zaman Brandon'ı getiriyor:
"Eğer sevdiğimiz kişiler bizden çalınmışsa, onları uzun yaşatmanın yolu, onları sevmekten asla vazgeçmemektir. Binalar yanar, insanlar ölür; ama gerçek aşk, ölümsüzdür..."