Titan, Dünya dışında yüzeyinde sabit sıvı olduğu bilinen Güneş Sistemi’ndeki tek gök cismi konumunda. Ancak gezegenimizin aksine gölleri, nehirleri ve denizleri bulutlarından yağan sıvı metan ve etandan oluşuyor. Titan aynı zamanda, bir insanın uzay giysisi olmadan atmosferden geçmesine izin verecek kadar yoğun bir havaya sahip olan tek doğal uydu olarak biliniyor.
Titan'daki büyük su kütleleri gibi görünen okyanusların, metan gazının sıvı hali olduğu zaten bilinen bir şey; ancak buzlu yüzeyinin altındaki bu sıvı tabaka, canlı yaşamına imkan tanıyabilir. Nature Astronomy dergisinde bu hafta yayınlanan yeni bir çalışma, Titan’da çok sayıda göl, kum tepesi, krater ve ovalar olduğunu gösterdi.
Titan'ın yüzey özelliklerini gösteren ilk jeomorfolojik haritası:
Söz konusu makalede, tüm bunların Dünya'da gerçekleşen aynı jeolojik süreçle oluşmuş olabileceği öne sürüldü. NASA’nın Kaliforniya’da bulunan Jet Propulsion Laboratory'de gezegen jeoloğu olan araştırmanın baş yazarı Rosaly Lopes, “Dünya ile Titan arasındaki farklı malzemelere, sıcaklıklara ve yer çekimi alanlarına rağmen birçok yüzey özelliği, iki göz cismini, arasında aynı jeolojik süreçlerin ürünleri olarak yorumlanabilir” dedi.
NASA, 2026 yılında gerçekleştireceği Dragonfly adlı misyon ile Titan'a uzay aracı göndermeyi planlıyor
Titan’ın ilk jeomorfolojik haritası, NASA'nın Cassini görevi sırasında elde edilen verilerden oluşturuldu. Satürn ve çevresindeki uyduları keşfetmek için 15 Ekim 1997’de fırlatılan uzay gemisi, Titan’ın çevresinde bugüne kadar 120 uçuş gerçekleştirdi. Emektar uzay aracı,15 Eylül 2017'de 15 yıllık görevini sona erdirerek, Satürn'ün atmosferinde parçalara ayrılmıştı.
NASA, 2026 yılında Titan’ı derinlemesine incelemek için yeni bir görev daha planlıyor. Dragonfly adlı misyon, Titan’dan Dünyamıza göndermek üzere toprak örnekleri toplayacak.