Titanik, tarihin en korkunç denizcilik facialarından birisiydi. 1513 insan, soğuk suların kol gezdiği uçsuz bucaksız okyanusta feci şekilde can verdi. Batmaz denmesine rağmen ilk yolculuğunda batan Titanik, bir dizi ihmaller sonucunda 15 Nisan 1912'de acı bir sona sürüklendi.
1997 yılında James Cameron tarafından uzun uğraşlar sonucunda beyaz perdeye aktarılan Titanik filmi, gemideki bir aşk hikayesiyle facianın tüm çarpıcılığını bizlere aktardı. Bir klasik olan yapım hala dünyanın dört bir yanında insanları büyülemeye devam ediyor. Bu eseri unutulmaz kılan, muhtemelen büyük çoğunluğunu duymadığınız bazı detaylar var.
1. Leonardo Di Caprio’nun işi hiç kolay olmadı:
Tom Cruise, Brad Pitt, Christian Bale, Macaulay Culkin ve Matthew McConaughey gibi isimler, o yıllarda Di Caprio’dan daha ünlülerdi. Hatta Yıldızlararası ile hafızlarımıza kazınan, Dallas Buyers Club ile Oscar alan McConaughey, Rose karakterine hayat veren Kate Winslet ile seçmelere katılmıştı. Son anda Di Caprio göze batan performansıyla kendisinden daha önde olan isimleri elemeyi başardı.
2. Kate Winslet’in de rakipleri son derece güçlüydü:
Madonna, Sharon Stone, Nicole Kidman, Gwyneth Paltrow, Wynona Rider ve Uma Thurman gibi devler, yine kendilerinden daha az tanınan genç Winslet ile rakiptiler. Kate Winslet, yönetmen James Cameron’nun telefon numarasına ulaştı. Onu arayıp “Bu rolü almam lazım. Eğer beni seçmezsen sonradan aklını kaybedebilirsin” dedi. Şimdilerde bu konuşmayı yaptığını reddeden Winslet, sette kendisine üzerinde “Senin Rose’un” yazılı bir çiçek bile göndermiş.
3. Titanic filmine, geminin kendisinden daha çok para harcandı:
Filmin harcamaları 200 milyon dolardı. Buna karşılık Titanik’i suya indirmek sadece 7.5 milyon dolar tutmuştu. Filmin yapıldığı yıllardaki para değerine göre bu tutar yaklaşık olarak 150 milyon dolara eş değerdi.
4. Titanik bir kurgu şaheseri:
Eğer filmde yer alan ve felaketi anlatan sahneler haricindeki bütün dönem sahnelerini silerseniz, süresi 2 saat 40 dakikaya düşüyor. Titanik’in okyanusun dibine ulaşması da aynı sürede gerçekleşti.
5. James Cameron filmde müzik kullanmak istemedi, Celine Dion sonradan dahil oldu:
Besteci James Horner, o dönemin yükselen yıldızı Celine Dion’la Cameron’dan habersiz bir şarkı kaydetti. Dion senaryoyu okudu, şarkı kaydedildi. Film, Dion’un My Heart Will Go On isimli eseriyle hafızalara kazındı.
6. 1995 yılında James Cameron, batığı kendi gözleriyle görmek için 12 dalış yaptı:
Efsane yöfnetmen, filmde yapılacak olan bir hatanın, kazada ölen herkesin anısına hakaret olacağı düşüncesiyle yıllar önceden batığa defalarca inip çıktı.
7. Di Caprio’nun aşağıdaki sahnesi senaryoda yoktu, kendisi doğaçlama yaptı:
8. Kazadan sadece insanlar kurtulmadı, ancak bu sahneler filmden kesildi:
Titanik felaketinden sonra denizde bulunan canlılar sadece insanlar değildi. Kazadan kurtulan 3 köpek de vardı. Cameron onlara ithafen hayvanların da kendilerini kurtarmaya çalıştıkları sahneler çekse de sonradan bu sahneleri kesmeyi tercih etti.
9. Filmin çekimleri sırasında gizlilik için adı değiştirildi:
Titanik, orijinal adıyla Titanic, aslında yapım süreci boyunca The Ice Planet (Buz Gezegen) adıyla anıldı. Bunun amacı, sızıntıları engellemekti. Tabi o dönem internet yaygın değildi, insanlar setten fotoğraflar sızdıramadılar.
10. Jack’in Rose’u çıplak olarak çizdiği sahne, çekimlerin ilk gününde kaydedildi:
Bunun nedeni, birbirlerini henüz tanımayan Di Caprio ve Kate Winslet’in utangaçlıklarını da yakalamaktı. Yönetmen James Cameron, çekimlerin ilk gününde henüz birbirlerinin sadece isimlerini bilen iki insandan birisini çıplak bıraktı. Böylece Leonardo Di Caprio’nun söz konusu sahnedeki utangaç ifadeleri son derece gerçekçi oldu.
11. Cameron, senaryoyu tamamen gerçek olmayan insanlarla yazdı. Jack Dowson adındaki yolcuyu sonradan fark edince düzeltti:
Yani evet, Jack adında bir yolcu gerçekten de bu gemideydi. Çizdiği resimler ise gerçekti.
12. Jack’in Rose’u üzerine çıkartarak kurtardığı tahta, gerçek bir kalıntının kopyası:
Bu tahtanın gerçeği Kanada’daki Halifaz müzesinde sergileniyor. Felaketin ardından bulunup müzeye koyulunca Cameron ondan esinlendi. Anak boyutları yüzünden filmin gerçekçilğine darbe vuracaktı.
13. Tahtanın aslında Jack’i de taşıyacak kadar büyük olması:
Yapılan bilimsel deneyler, filmdeki tahtanın Jack’i de kurtarabileceğini ortaya çıkarttı. Cameron’a göre film bir felaketi konu aldığı için Jack bir ana karakter olarak ölmek zorundaydı.
14. Rose karakterine ilham veren kadın, aslında gemiye hiç binmedi:
Beatrice Wood, 1893 doğumlu kadın sanatçı. Cameron’un Rose karakteri için ilham yarattı. Ünlü yönetmen, senaryoyu kaleme alırken aklındaki Rose karakterinin, Wood’un otobiyografi kitabı olan I Shocked Myself kitabında anlatıldığını gördü. James Cameron, varlıklı bir aileden büyüyen Wood’un ailesi tarafından sanattan uzaklaştırılmasını konu alan bu kitaptan, Rose karakterini çıkarttı. Beatrice Wood aynı yıllarda, Rose ile yaşıt olmasına rağmen gemiye hiç binmedi. Yukarıdaki fotoğrafta Beatrice Wood’un gençliği ile Kate Winslet’in Rose karakterini görüyorsunuz.