Aralık 2019’da tanıtılan Türkiye’nin ilk yerli elektrikli otomobil projesi Togg, Cumhuriyet’in 99. yılında ilk otomobilini üretim bandından indirdi. Seri üretimi resmen başlayan ve 2023’ün ilk çeyreğinde piyasaya sürülmesi planlanan Togg hakkındaysa pek çok kişinin aklında bir soru işareti oluştu: Togg, neden bir otomobil değil de ‘akıllı cihaz’ olarak anılıyor?
Öncelikle Togg’un ne olduğunu tamamen anlayalım:
Togg, ilk çıkışını yaptığında da yalnızca bir otomobil şirketi olarak lanse edilmedi. Togg’un amacı, geleneksel otomobil üreticilerinin aksine sadece elektrikli otomobil üretmek değil, bir ekosistem oluşturmak idi. Bu ekosistemin ilk parçası ise C segment SUV modeli olacaktı.
Togg C-SUV, ekosistemin bir parçası olarak sadece bir ‘otomobil’ olmayacak:
Bu kavramı açıklamak için, günümüz ekosistemlerinden örnek vermekte fayda var. Apple gibi devler, iPhone ve Mac gibi cihazlarını ayrı ayrı üretiyor olsa da aslında bu cihazları aynı anda bulunduran bir kişi, iki cihaz arasında hiçbir kayıp yaşamadan işlerini yürütebiliyor, cihazlarını birbirine entegre bir şekilde kullanabiliyor.Togg da ürettiği otomobil ile aslında tam olarak bunu sağlamayı hedefliyor. Togg’un ‘USE CASE MOBILITY’ adını verdiği kavram çerçevesinde Togg otomobil, kullanıcıyı ekosistemin içine dahil ederek internet üzerinden alışveriş ve bağlantılı servisler üzerinden çeşitli işlemlerin gerçekleştirilmesi gibi hizmetleri sunmayı hedefliyor.
Peki USE CASE MOBILITY nedir?
Togg’un Türkiye’de ve dünyada tescillediği USE CASE MOBILITY kavramı, “User-Centric, Smart, Empathetic, Connected, Autonomous, Shared, Electric (Kullanıcı Merkezli, Akıllı, Empatik, Bağlantılı, Otonom, Paylaşımlı, Elektrik)” kavramlarının birleşiminden oluşuyor.
USE CASE MOBILITY, Togg’un ekosistemini geliştirirken takip edeceği bir konsept olacak. Bu konsept ile Togg’un otomobili, hayatınızı gerçek anlamda bir otomobil içinden yönetmenizi hedefleyecek.
Bu kapsamda ekosistemde yer alacak olan otomobil, internete bağlı tüm cihazlarla iletişimde olacak, cihazların otomobil içinden yönetimine imkân tanıyacak. Bunun çok basit bir örneğini de aslında 29 Ekim’deki etkinlikte görmüştük. Togg ile evlerde bulunan ve internete bağlı olan çamaşır makinesi ve buzdolabı gibi cihazlar da kontrol edilmişti.
Ekosistem hakkında bildiklerimizi hatırlayalım:
Togg, henüz ekosistemin altında yatan teknolojileri tam anlamıyla paylaşmadı. Fakat geçtiğimiz ocak ayında ekosistemin altyapısı olacak blokzincir teknolojileri için Ava Labs ile ortaklık gerçekleştirmişti. Togg ile yapılacak her tür işlem, bu blokzincir üzerinde gerçekleşecek.
Örneğin, Togg kullanıcıları Intermodal olarak adlandırılan karma modele sahip Navigasyon sistemi ile farklı ulaşım çözümlerine ulaşabilecek. Kullanıcılar, şarj istasyonlarında önceden rezerve gerçekleştirebilecek, araçları park halindeken scooter’lar ile yoluna devam edebilecek.
Bu ürün ve hizmetler için gerçekleştirilen tüm işlemler, blokzincir sistemi üzerindeki akıllı kontratlar ile hızlı bir şekilde tamamlanacak. Ayrıca araç üzerinde yapılan tüm işlemler, blok zinciri üzerinde güvende tutulacak.
Kısaca Togg, bir akıllı cihaz ve dört tekerin bir araya geldiği bir araç olacak:
Tüm bunları bir araya getirdiğimizde aslında Togg’un cebimizdeki akıllı telefondan farksız olduğunu görebiliyoruz. Özellikle bir ekosistemin parçası olması ve sürekli internete bağlı kalmasıyla Togg’un bir ‘akıllı cihaz’ olarak anılması da fazlasıyla mantıklı oluyor.
Dünya çapında da otomobil sektörü aslında bu alana doğru yöneliyor: Bir ekosistemin parçası olarak aracın bir akıllı cihaz olması. Hatta artık sadece otomobil üreticileri değil, Apple ve Xiaomi gibi akıllı cihaz üreticileri bile otomobil sektörüne bir ‘akıllı cihaz’ üreterek giriş yapmayı planlıyor.
